“Bütün medenî ülkelerde aynı şikâyet: Okumuyoruz. Kitaplar çoğaldıkça okuma sevgisi azalıyor. Ama, yine de birçokları için okuma bir mani (iptilâ, düşkünlük). Böyleleri incelemek, düşünmek, dinlenmek, eğlenmek için okumaz; okumak için okur. Ne san‘at heyecânı ararlar, ne zekâlarını geliştirme emelindedirler. Çok okurlar, ellerine geçeni okurlar. Sabırsızdırlar, sırtlarından bir yük atmak isterler sanki. Okuduklarını[n tenkidini yapıp, yanlışlarını] reddetmek veya [üzerinde müzâkereyi gerektiren hususlarda] tartışmak ihtiyacını duymazlar. Kitap kapanır kapanmaz içindekiler unutulur. En büyük zevkleri kitap değiştirmektir. Her matbua’ya saldırırlar. Kimi yarısını okur kitabın, kimi yalnız sonuna bakar. Kimi de bir baştan bir başa okur. (Meselâ gazete tiryâkileri.) Okur gibi yapanlar da caba. Hepsi de rüya gibi okur.”

“Okuma delisi birçok şeyleri anladığını vehmeder. Başkalarının sözleriyle yetinmek, her mevzûda başkasının anlayışına, başkasının fikirlerine başvurmak alışkanlıkların en kötüsü. ‘Kitapta okudum, gazetede yazıyor gibi’ sözler, irâdenin ve kişiliğin yokluğunu gösterir. Aşırı ve düzensiz okuma hâfızayı, düşünce mekanizmasını bozar. [Okuma] hasta[sı] gündelik hayattan kopar, çevresinde olup bitenleri göremez, anlayamaz. Marazî okumanın belirtilerinden biri, hâfıza zayıflamasıdır. Hasta gerçek hâdiseleri unutur, okuduklarını hatırlar. Realiteden uzaklaşır, kitaptaki hâdiselere bağlanır. Düşünceleri birbirine karışır. Kendi başına muhâkeme edemez olur.”

“Okuduğunu tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her an kendi kafasını kullanmayan zekâsını mahveder. Okumak, sayfanın bütününü, cümleleri, kelimeleri anlamaktır. Dikkat gevşeyince gölge düşünceler kalır kafada. Çabuk okuyan, dikkatini teksif edemez.”
(Cemil Meriç, Bu Ülke, s. 150 vd.; La Manie de la lecture, Ossip-Lourié, s. 263 vd. 1915’ten naklen)
***

GÜZEL SÖZLER

 “Bazı za‘flarımızı pencereden atar gibi üstümüzden atamayız. Basamak basamak bir merdivenden indirir gibi halledebiliriz.” (Mark Twain)

 Az anlamak, ters anlamaktan iyidir. (A. France)

 Boşuna kendinizi kandırmayın; devamlı olarak yaptığınız şey neyse, siz o’sunuz. (Aristo)
***

TEFEKKÜR
HER KEMÂL YENİ

“Edebiyatta ‘yenilik’ ne demek? Her kemâl yeni, her bayağı fersûde.

Şiirden şuuru kovan ve nesri, bir saralı ‘tümceler’ tımarhânesine çeviren bu yeni, ne bir cüceler edebiyâtı, ne bir mikro-edebiyât:

Rüştünü idrâk etmeden kocayan nesillerin kendi kendini tahrip insiyâki.”
(Cemil Meriç, Bu Ülke, s. 15)
Go to top