Size bir sorum daha olacak. Üveysilik nedir? Kurani kerimde gecen Allahin ipine yapismak ve Allaha yapismakla ilgili ayeti kerimeleri aciklayabilir misiniz? Allah razi olsun.. Fatih Tosun – Facebook
*******
Rabbim (c.c.) cümlemizden râzı olsun.
1) Üveysîlik için bkz. http://halisece.com/islami-yazilar-ve-makeleler/23-tasavvuf/284-tasavvufta-uveysilik-ve-tasarruf.html
2) Sözünü ettiğiniz ayet-i kerime şöyle:
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا ۚ وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنْتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلَىٰ شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَأَنْقَذَكُمْ مِنْهَا ۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
Meali: “Hep birlikte Allah'ın ipine(*) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.” [Âl-i İmrân suresi, 103]
(*) Yani Kur’an-ı Kerim’e, İslâm dinine, Allah için ihlâsa, Allâh’ın emrine, Allâh’a itâate sarılın, demektir. [Bkz. Tefsîru Ruhu’l-Beyan; Kitabu Mecmûatün mine’t-Tefâsîr; Elmalı’lı, Hak Dini Kur’an Dili; Çantay, Hasan Basri ve sair tefsirlerin ilgili ayet tefsiri]
Elmalı’lı Muhammed Hamdi Efendi merhumun Hak Dini Kur’an Dili’nde bu ayetin tefsiriyle alakalı kısımdan bir bölüm şöyle:
“…Allah'ın ipine toptan yapışarak tevhid üzere toplanmak ve ayrılıklardan çekinmek lazımdır. Anlaşılıyor ki; haccın farz oluşu, bu toplanmanın hem sebeplerinden, hem de maksatlarından birini teşkil eder. Şu halde;
- Önce kalplerin birleşmesi,
- İkinci olarak fiillerin birleşmesi hak dinin esaslarının en büyüklerindendir.
“Ben, kendi başıma, yalnızca dinimi, imanımı koruyabilirim” demek tehlikelidir. Kendi başına kalmak isteyen fertlerin, iman ve İslâm üzere hüsn-i hâtime (iyi sonuçla-iman) ile ahirete gidebilmesi şüpheli olur. Ferd / kişi zorlama ve baskı altında her şeyini kaybedebilir. Çünkü “Allah'ın kudreti cemaatle / toplumla-toplulukla beraberdir.” [Tirmizî, Sünen, Fiten, 7; Nesaî, Sünen, Tahrim, 6] Ve dinin dünyada en büyük feyzi de bu cemaatin / cemiyetin tesisinde / toplumun kuruluşunda, teşkilindedir.
Bunun içindir ki, cemaatlerini zâyi’ eden (topluluklarını yitiren) veya perişan edenler (dağıtıp dağılanlar) muhakkak perişan olurlar.
Fiilî sebepler karşısında ilmî deliller, çoğunlukla hükümlerini yerine getiremezler. Nitekim Hz. İsa (a.s.) bile “Allah yolunda bana yardımcı olacaklar kimlerdir?” [Âl-i İmran suresi, 52] dedi. Her mü’min, Hakk'ın bir izafî tecellisine ulaşmıştır. Hakk’ın tecellîsi ise, bütün izâfetlerin / bağların toplanmasıyla hakiki tevhidin ortaya çıkmasındadır. Şu halde bütün iman ehli, tek kelime üzerinde fiillerini birleştirmedikçe ittikâ’ya (hakiki takvâya, layıkıyla Allah'tan korkma hasletine) eremez, Allah'a kavuşamazlar.
“Hablullah (Allah'ın ipi), Allah Teâlâ'ya kavuşma sebebi olan delil ve vâsıta demektir ki; Kur'ân, Allah'ın emrini yerine getirme ve cemaat, ihlâs, İslâm, Allah'a söz verme, Allah'ın emri diye rivayetlerle tefsir edilmiştir ve hepsi birbirine yakındır.
Bu âyetin cemaat ve içtimaiyyet (sosyoloji, toplum bilim) ile emir olduğunda kuşku yoktur. Bununla beraber burada cemaat, hablullah’ın (Allah ipinin) aynı değil, ona yapışmanın hâsılıdır / ürünüdür.
Ebu Said el-Hudrî (r.a.) hazretlerinden rivayet edildiği üzere Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Gökten yeryüzüne indirilmiş olan hablullah (Allah'ın ipi), Allah'ın kitabıdır’.
Korkunç bir yolun kenarına çekilmiş olan bir ip veya bir kuyuya düşmüş olanları çıkarmak için uzatılmış bir ip ve ona gereğince iyice tutunmuş bir hey’et / toplum düşününüz. İşte bu tasavvurdan meydana gelen hey'et-i ictimaiyye (toplantı heyeti / sosyal kurul) Kur'ân etrafında devamlı yükselen bir İslâm cemaatinin misalini teşkil edecektir.” [A.g.m. ve e., İstanbul, yyy., 2, 1153]