Muhterem Halis hocam. Allah-u Teala sizlerden razı olsun. Efendim rica etsem Levh-i Mahfuz ile ilgili olarak kısa bir malumat verebilir misiniz? (Mahiyeti, mahluk olup olmadığı, yazılı olanların sadece kıyamete kadar olanlarımı yoksa ebediyete kadar olanları mı kapsadığı ve Ümmül Kitab ile farklı olup olmadıkları konusunda alimlerin farklı görüşlerinin olup olmadığını kısaca izah ederseniz bu cahili pek müteşekkir edersiniz). Çabanız ve sabrınız için şahsım adına teşekkürü borç bilirim. Allah-u Teala'nın rahmeti üzerinize olsun. Doruk

*******

Değerli kardeşim; Rabbim (c.c.) cümlemizden ve bilcümle Ümmet-i Muhammed’den ve evladından râzı olsun.

Sorularınızı, vaktimiz ve sağlığımızın müsaadesi nisbetinde, Mevlâmızın inayet ve tevfiki ile maddeler halinde cevaplamaya gayret edelim. İnşaallah tatminkâr olur, kafanızdaki-gönlünüzdeki istifhamların izalesine vesile teşkil eder. 

1- Levh-i Mahfûz’a aslı itibari ile bir bakıma mahluktur, denilebilir; fakat bununla beraber, ilm-i ilahinin bir ünvan ve işareti olması noktasından mahluk değildir, demek de mümkündür. Bir nevi kelâm-ı nefsî ile kelâm-ı lafzî arasındaki fark gibi… Bu cümleden olarak Levh-i Mahfûz'un mahluk olduğuna işaret eden hadis ve tefsirlere kısaca bir göz atabiliriz:

İbn Abbas (r.anhuma) şöyle dedi: “Muhakkak ki Allah Teala'nın yarattıkları arasında beyaz inciden Levh-i Mahfûz da vardır. Onun her iki kapağı kırmızı bir yakuttandır. Kalem’i nûrdur, yazısı da nûrdur. Her gün ona üç yüz altmış bakış -yahut defa- bakar. Bu bakışların her birisinde yaratır, rızık verir, hayat verir, öldürür, aziz kılar, zelil eder ve her ne dilerse onu yapar. İşte Allah Teala'nın:

O her gün (her an) yeni bir iştedir.” [Rahman suresi, 29] ilahî beyanı bunu anlatmaktadır. 

Bütün bu takdirler ilk kaderin bir çeşit tafsilatıdır. Bu ilk kader ise, Allah Teala’nın Kalem’i yarattığı vakit, Levh-i Mahfûz’a yazmasını emrettiği kaderdir. [Bkz. Hafız b. Ahmed el-Hakemî, İslâm Akaidi]

***

2- Kader’de ebediyete kadar olacak olan her şey yazılmıştır. Cenab-ı Mevlâmız buyuruyor ki:

“…Zaten biz her şeyi açık bir kütükte, bir ‘imâm-ı mübîn’de (ana kitapta, yani Levh-i Mahfûz’da) sayıp tesbit etmişizdir". [Yâsîn suresi, 12]

Rasûlullah (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: "Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir. Ona: ‘Yaz’ diye buyurdu. O, ‘ne yazayım?’ diye sorunca, ‘kaderi yaz, olanı ve ebediyete kadar olacak olanı yaz’ diye buyurdu". [Bkz. el-Elbânî, Sahîhu Süneni't-Tirmizî]

Levh-i Mahfûz ya da Kader; bunlar, ilm-i ilahinin bir ünvanı, bir ifadesidir. Levh-i Mahfuz'da her şey istinasız her hâli ile yazılıdır. Burada bir değişiklik ve bozulma bahis mevzuu  değildir. Bu yönü ile Levh-i Mahfûz'a daire-i Uluhiyet de denilebilir. Yani mevcûdatın ve mahlûkatın, Allah’ın ilmindeki manevi vücutlarıdır bunlar...

Kur’an-ı Kerim’de şöyle beyan buyrulmuştur:

Yerde ve gökte gizli hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir kitapta bulunmasın (Lehv- i Mahfûz’da yazılı olmasın)”. [Neml suresi, 75]

Bu ayette geçen “apaçık kitap” terkibi tefsirlerde, Levh-i Mahfûz olarak tefsir ve te’vil olunmuştur.

***

3- Levh-i Mahfûz, Kader, Ümmü’l-Kitâb aslınad farklı şeyler değildir.

Ayet-i kerimede “…Yaş kuru ne varsa hepsi Kitâb-ı Mübîn’dedir[En'am suresi, 59] buyrulmuştur.

Allah Teala mahlukatın kaderleri ile ilgili olarak ezelî ilmini Levh-i Mahfûz'da yazmıştır. Levh-i Mahfûz, hiçbir şeyin eksik bırakılmaksızın tamamıyle yazıldığı kitaptır. Meydana gelmiş, gelecek ve ebediyete kadar olacak herşey Allah Teala'nın nezdinde Ümmü'l-Kitab'ta yazılmıştır. Buna Ümmü’l-Kitâb, Kader, Levh-i Mahfûz denildiği gibi, ez-Zikr, el-İmâm, el-Kitâbü'l-Mübîn de denilir. Kelâm-ı lafzî olan Mushaf’ımız da orada yazılıdır. Nitekim Rabbimiz celle celâluhu şöyle buyurmuştur:

Daha doğrusu (kâfirlerin tekzîb ettikleri) o (kitap), çok şerefli bir Kur'an’dır ki, Levh-i Mahfûz’dadır (mahfuz, korunmuş bir levhadadır o)”. [Buruc suresi, 21-22]

Burada bahis mevzuu olan Levh, Allah Teala’nın bütün mahlâkatın kaderlerini, ölçülerini, kendisinde yazdığı Levh’tir. Kalem’den kasıt ise  Allah Teala’nın yaratıp kendisi ile sözü edilen Levh’a ilahî takdirlerini yazdığı şeydir. [Bkz. İbn Ebi’l-İzz ed-Dımeşkî el-Hanefî, El-Akidetu’t Tahaviyye Şerhi]

Levh-i Mahfûz, daha mükevvenat, canlı-cansız her şey yaratılmadan önce vardı.

Velhâsıl; Ümmü’l-Kitâb, Kitab-ı Mübin, İmam-ı Mübin, Kader’in bir diğer isimleri ve ünvanıdır. Bunlar bir nevi, kaderde tayin ve tesbit edilmiş mukadderatın, eşyada infaz edilmesi ve hayata geçirilme muamelesinin adıdır.

Mevzu ile ilgili daha geniş ve detaylı bilgi için bkz.

http://halisece.com/islami-yazilar-ve-makeleler/318-imanin-altinci-sarti-kadere-inanmak.html

http://halisece.com/sorulara-cevaplar/1145-ilm-i-ilahi.html

http://halisece.com/sorulara-cevaplar/1179-ilm-i-ezeli.html

http://halisece.com/sorulara-cevaplar/1151-ilmi-ilahi.html

***

4- Son olarak sizin şahsınızda hemen her kardeşimize tavsiyem;

Bu ve benzeri meselelere fazla kafa takmamak, kader mevzuuna pek dalmamaktır. Dalanlar ekseriyetle -Rabbim cümlemizi korusun- bilerek ya da farkında olmayarak itikatta Ehl-i Sünnet dairesinin dışına taşmış, dalâlete düşmüş, boğulup kaybolup gitmişlerdir. Çünkü bu saha, akıl-mantık ve ilmî tefelsüften ziyade iman sahasıdır. Fazlaca akıl-fikir yürütmeğe, neden-nasıl-niçin sorularıyla kafa yormaya gelmez. 

Go to top