hocam benim sorum televizyondaki bir müstehcen görüntüye bakarken elim o ara kızımın eline deyiyordu.o görüntüyü değiştirdim ama biran şehvet oldutelevizyondaki görüntüye ama elim kızıma o an deyiyordu.yani bu şekilde hürmeti müsahere olur mu diye sormak istemiştim.kendimi tam ifade edemedim.hocam birde kadın nikahda ne yapardan kastım bazı yerlerde kadı nikah kıyılan yerde bulunmalı bazı yerlerde de bulunmaması lazım diyor.bunu sormak istedim.yine tam ifade edememişim.özür dilerim.hocam bunları sormuşken şu soruyu da sorayım da bir daha sizi rahatsız etmem inşallah.şafii de nikah kıyılırken tenkih veya tezvic kelimelerinden bahsettiler.bunların ikisinin de söylenmesi mi gerekiyor.yoksa birinin mi söylenmesi gerekiyor.bir de velinin iki şahit yanında kızımı sana tezvic ettim damadında kabul ettim demesi ile nikah olur mu.yani illaki nikahı kıyan kişinin olması gerekiyor mu. kerem kaya

*******

1- TV’deki müstehcen yayınlarla ne işin var? Kalbini-letaifini karartmaya mı meraklısın? Anlaşılıyor ki anormalliğin o yüzden… Kızınla alakalı bir durum değil. Peki be adam, bunun nesini soruyorsun ki bize? Onca açıklama yaptık, okumadın mı hürmet-i müsaharenin nasıl oluştuğunu? Okuduysan, oralarda böyle bir hâlle musâherenin olmayacağı-oluşmayacağı da mı gözüne batmadı? Tek kelimeyle yazıklar olsun. Utanmadan-sıkılmadan hâlâ aynı şeyleri sormaya devam ediyorsun!.. Sen kendinde değilsin ki, kendini ve meramını nasıl anlatacaksın! Bu saçmalıkları-lüzumsuzlukları bize yazmanda kanaatimce iki ihtimal var:  

- Ya gerçekten kafan karışık, gönlün bulanık, beynin bulaşık teline dönmüş; bir yerlerde teselli arıyorsun, şansına biz çıktık karşına…

- Ya da gerçekten vakit hırsızısın, boş gezenin boş kalfasısın, maksadın da bizi oyalamak, meşgul edip sinirlerimizi yıpratmak...

Bu iki ihtimalin dışında bir şey düşünemiyorum sizin için. Ve şunu da ilave edeyim; sana söylediğim bunca ağır söze rağmen, sanki her şey normalmiş gibi hâlâ mesajlar göndermeye, hem de aynı anlamsız nakaratları tekrarlamaya devam ettiğine göre, ikinci ihtimalin doğru olduğunu düşünüyorum. Yazık ki hem de ne yazık!

2- “kadın nikahda ne yapardan kastım bazı yerlerde kadı nikah kıyılan yerde bulunmalı bazı yerlerde de bulunmaması lazım diyor.bunu sormak istedim.”

Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelîler, nikâhta velînin bulunmasının zaruri / zorunlu olduğu hususunda ittifak / görüş birliği etmişlerdir. Velî ya da onun yerine geçen biri olmaksızın akdedilen nikâh geçersizdir. Büyük olsun küçük olsun akıllı olsun deli olsun, kadın hiç bir halde kendi başına evlilik akdini yapamaz. Yalnız eğer dul ise, izin ve rızasını almadan velîsinin kendisini evlendirmesi sahih olmaz. Nikahta velî ile beraber iki şâhidin bulunmasının zorunlu olduğuna dair delil, İbn Hibban'ın (rh.) rivayet etmiş olduğu şu hadis-i şeriftir: "Velî ve âdil iki şâhit olmadan nikâh olmaz. Bundan başka şekilde yapılan nikâh bâtıldır." [Buhari, Sahih, Nikâh, 36; Ebu Davud, Sünen, Nikâh, 19] Görüldüğü üzere kadının bulunması zaruri değildir. Çünkü velîsi hazırdır, onun yerine orada… Ama bulunursa da nikâhın sıhhatine bir zarar gelmez. Daha geniş bilgi için bk. el-Cezîrî, Mezâhibü’l-Erbaa (Terc. Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı), Çağrı Yayınları, İstanbul, 1993, 2, 2108.

3- Tenkîh; nikâh etme, evlendirme demektir. Tezvîc de; kocaya verme, evlendirme demektir. Bunlar edebî tabirle elfâz-ı müteradifedir, kelimeler farklı olmakla birlikte aynı manaya gelmekte ve kullanılmaktadır. Bir lûgatı alıp da bakmak çok mu zor be adam? Bana soruncaya kadar 100 defa bakardın! Bunların ikisini birlikte kullansan ne olur, tekini kullansan ne olur; nikâhın sıhhatine tesir edecek bir şey değil ki bunlar. İş olsun diye tekrar edilmiş müterâdif lafızlar. Tepende taşıdığın yuvarlağın bir kafa ve içinde de bir beyin bulunduğunu unutma. Susak kabağı değil o!

4- “velinin iki şahit yanında kızımı sana tezvic ettim damadında kabul ettim demesi ile nikah olur mu.yani illaki nikahı kıyan kişinin olması gerekiyor mu

Bu sorun da gene maşaallah “evlere şenlik”! Kızın velîsi ne demek, onun velayetini üstlenen kişi değil mi? Elbette ki onu evermeye yetkili. Dolayısiyle nikâhın rükünlerinden “icab”ı kız adına yerine getirmiş oluyor, damat adayı da kabul ettim demekle “kabul”ü ifa etmiş olmuyor mu? Nikâhın rüknü kaç? İcap ve kabul olmak üzere iki değil mi? Şartı olan şahitler de hazır olduğuna göre, tabii ki nikah sahihtir. İlla da ayrıca bir nikah kıyıcı olacak diye bir mecburiyet yoktur. Ama bu nikahın asgari temel şartıdır. Aslolan, güzel ve uygun olan; bu temel şartlarla birlikte usûl ve âdaba da riayet edilmesidir. Yani hocalarımızın kıydukları gibi yapmaktır nikâhı... Sadece farzlarla yetinmeyip, bu muamelenin sünnetlerini de yerine getirmek münasip olur. Aile temeli atıyorsun, şaka değil, nerde bunun hayır-duaları? Öyle değil mi? Namazları düşün; farzı var, sünneti var, müstehabbı var… Malî-bedenî ibadetleri düşün; onların da gene farzları, sünnetleri, usûl ve âdabı var. Kısacası “az iyi” var, “iyi” var, “çok iyi” var… “Vaziyeti kurtaran”la yetinmeyecek, en iyiye talip olacaksın. Hakiki Müslüman budur.

***

Önemli hatırlatma:

Meramını anlatabilecek duruma gelinceye, gerçekten iyi ve hâlis niyetle kendine lazım olan bir meselen çıkıncaya kadar bize hiçbir bir şey yazma. Hatta problemlerini nerede ve kiminle paylaşırsan paylaş, buraya yazma, bizden uzak ol. Bu güne kadar sorduklarının hemen hemen hepsi de gereksiz, mâlâyâni tasnifine giren ve iş olsun diye sorulan sorulardı… Açık söylüyorum; hakkımı da helâl etmiyorum. Bir yığın vaktimi çaldın, benim nazarımda en kötü hırsızlardan birisin. Bunların hesabını nasıl vereceksin, onu düşün? 

Go to top