selamünaleyküm sayın hocam;

bir ticari ya da katılım bankasında avadesiz mevduat hesabı açtırmak caiz mi?

biz yatırdıgımız paradan faiz almasakta banka faizli işlemlerini yaparken bizim paramızı kullnıyor biz finansman olmuş oluyoruz. bu konuda ne yapmamız lazım?

katılım bankalarının şube ve diğer ağları diğer bankalar kadar gelişmediğinden rahat ulaşamıyoruz bu bizde diğer bankalara yönelmeye sebep oluyor. bu konuda ne yapmamaız lazım gelir? mehmet İstanbul. mhmt

*******

Ve aleyküm selam “sayın” mhmt;

Bilindiği üzere ülkemizde bankacılık sistemi kabaca, “faizli” bankalar ile faizle çalışmadığını “beyan” eden katılım bankalarından müteşekkildir. O bakımdan sorunuzu iki şıkta değerlendirmemiz uygun olacaktır. Buna göre;

1- İslâm'da faizin her türlüsü kesin olarak haram kılınmıştır. [Bkz. Bakara suresi, 275 ve faizle ilgili diğer ayetler] Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz değildir. Bu sebeplele Müslüman'ın, açlık, susuzluk, barınmanın olmayışı veya sağlık problemlerinden dolayı oluşan hayatî tehlike gibi zaruret olmadıkça faiz alması da faiz vermesi de caiz olmaz. Müslümanın bu nevi faizli muamelelerden şiddetle kaçınması gerekir. Nitekim Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır:

“…Faiz yiyenler, (kabirlerinden) ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar.” [Bakara suresi, 275] ve “Eğer faizi terketmezseniz, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin.” [Bakara suresi, 278]

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) de faiz yiyene ve yedirene, faizli muamelelerin şahitlerine ve kâtibine lânet etmiştir. [Müslim, Sahih, Müsâkat, 106; Tirmizî, Büyu’, 2]

Bu itibarla faizli çalışan bankaların vadeli hesaplarına para yatırmak, bu bankalardan faiz almak olduğundan kesin olarak haramdır. Vadesiz hesaplarına para yatırmak da faizle çalışan bankaların desteklenmesi anlamına geleceği için caiz değildir. Zira dinimizde haram kılınan şeylerin yapılması günah olduğu gibi, bunların yapılmasına yardımcı ve aracı olunması ve bunlara rıza gösterilmesi de günahtır. [Maide suresi, 2]Faizsiz bankalara rahat ulaşamamak’, faizli bankaların desteklenmesi anlamına gelecek davranışları meşrû hâle getirmez. Bu itibarla Müslümanın faizli çalışan bankalardan mümkün mertebe uzak durması gerekir.

2- İslâm’ın getirmiş olduğu genel ticaret esaslarına aykırı olmamak kaydıyla kâr-zarar ortaklığı adı altında yürütülen ferdî veya müessesevî (bireysel ya da kurumsal) ticarî muamelelerde ve bu işlemler sonucunda elde edilen kârın katılımcılar arasında paylaşılmasında dinen bir mahzur yoktur. Çünkü İslâm'ın meşrû olarak kabul ettiği ticarî bir faaliyet sonucunda elde edilen kârın sermaye sahipleri arasında paylaştırılması caiz olup böyle bir işlemi faiz olarak değerlendirmek mümkün değildir. İslâm’ın umumi ticaret esaslarına uymayan muameleler / işlemler ise hangi ad altında, hangi kuruluşça ve kim tarafından yapılırsa yapılsın caiz değildir. Bu itibarla mevcut katılım bankaları, İslâm'ın umumi ticaret esaslarına aykırı davrandıkları takdirde mes’uliyet kendilerine aittir. Ortaklar da para yatırdıkları müessesenin / kurumun meşrû olmayan işlemler yaptığını fark etmeleri halinde, söz konusu kurumla olan ortaklıklarına son vermeli, yatırmış oldukları parayı ilgili müesseseden çekerek meşrû kazanç yollarında değerlendirmeleri gerekir. Aksi halde kendileri de bundan sorumlu olurlar. Mesela;

Kâr payı esasına göre çalışan kurumlar, eğer kendilerine para yatıran ortağa kesinlikle zarar etmenin olmadığını ifade ederlerse, bu durum söz konusu kuruluşların kâr-zarar değil, sadece kâr ortaklığı şeklinde tanzim edildiğini gösterir ki bu da meşrû kabul edilen ticaretin ruhuna aykırı olduğu için caiz değildir. Buna göre katılım bankaları diğer ticari kuruluşlar gibi gerçekten fiili olarak ticaret yaparak kâr elde ediyorlarsa, onların kâr hesaplarına para yatırmak caiz olur.

Ancak sadece niyet olarak ticaret yaptıklarını söylüyorlar da, fiili olarak çoğunlukla kredi sağlama gibi bankacılık işlemleri yapıyor ve bu şekilde yatırılan emtiayı nemalandırıyorlarsa, bu işlem de faiz olacağından bu kuruluşların kâr payı hesaplarına altın, döviz veya TL yatırmak ve kâr payı altında bu kuruluşlardan para almak caiz değildir.

Şunu da belirtelim ki, katılım bankalarının çalışma esasları hakkında sağlıklı bilgi edinmenin yolu, doğrudan bu kurumların yetkilileriyle görüşmekten geçer. Zira çoğu kere söylentiler gerçeği yansıtmayabilir veya bazı kuruluşlar aynı ad altındaki diğer kuruluşlardan İslâmi hassasiyet açısından daha dikkatli davranabilirler. Gerekli görüşmeler yapılıp hassasiyetler paylaşıldıktan sonra kişinin kalbinin de mutmain olması durumunda, bu kuruluşlarla ticarî ortaklık yapılarak kâr payı elde edilebilir. Aksi halde şüpheli durumlardan sakınmak gerekir. Zira Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: "Seni şüphelendiren şeyleri bırak, şüphelendirmeyen şeyleri yap." [Buhari, Sahih, Büyu', 3]