Selamun aleyküm, iyisinizdir İnşaallah.. Şahıslara takılan Hazret kelimesini Allah’ta neden kullanırız? Ne Kur’an’da ne hadiste yok, diyerek ifade eden birisine, delil olarak ne diyebiliriz Halis abi? Hürmetler..

*******

Ve aleyküm selam.

Hazret mefhumu sözlükte yakınlık, huzur, ön taraf-ileri taraf demektir.

İlm-i Vazı’ üslûbiyle ifade edecek olursak asıl itibariyle bu kelime, “ ح ض ر Ha, Dad, Ra” maddelerinden teşekkül etmiştir. Bu haliyle lûgavî manası, yukarda verdiğimiz sözlük anlamlarına yakın olarak; hazır olmak, mevcut bulunmak, göz önünde olmak demektir. Bu lafzın muştaklarından (bundan türemiş, meydana gelmiş kelimelerden) bazıları; hazır, hazırlık, hazır olmak, hakk-ı huzur, huzurda bulunmak gibi öz anlamıyla Türkçemizde de kullanılır. Kelimenin sonundaki he’li “ ة / T” harfi de, mubâlağa içindir; yani zaten yüce olanı, biraz daha fazlaca yüceltip methetmektir.

Hazret mefhumu ilk önce Allah Teala için kullanılmıştıır ki; “Allah Teala hazretleri, Hazret-i Allah” denince, “Her zaman ve her yerde hâzır / var olan Allah” manası kastedilir. Bu ifade “Allah (c.c.) Hâzır ve Nâzır’dır” tarzında da söylenmektedir.

Daha sonra “Hazret”, saygı duymak / saymak, hürmet göstermek üzere peygamberler (aleyhimüsselâm) sahâbe ve sair büyükler hakkında da kullanılan bir ünvan olmuştur. Hazret-i Allah, Hazret-i Rasûlullah, Hz. Ebu Bekir, Hz. Mehdî, Hz. Üstâz… gibi. Bunların dışında da kullanılır: Mesela büyük melekler hakkında Hz. Cebrâil, Hz. Mikâil, Hz. İsrâfil… Kitabımız Mushaf-ı şerif hakkında da, Hz. Kur’an deriz. Bkz. http://halisece.com/sorulara-cevaplar/692-hazret-ne-demek.html

Kunuştuğumuz, kullandığımız her kelime ve ismin illâ da Kur’an’da ve hadislerde bulunması icap etmez. Nitekim günlük konuşmalarımızda geçen kelime ve kavramlardan kaçta kaçı ayniyle Kur’an’da ve Sünnet’te geçmektedir? Böyle saçma-sapan ölçü de soru da olmaz. Bu aynen, her meseleyi Kur’an’da sarahaten aramaya-bulmaya çalışmak gibi abesle iştigâldir. Diğer şer’i delilleri (aslî ve fer’î) görmezden gelmektir. Örfü-uygulamaları gözardı etmektir. Tabir caizse, asırlardır dilimize-konuşmamıza-yazışmalarımıza girmiş ve bu güne kadar aklı başında hiçbir kimse tarafından yanlışlığı dile getirilmemiş bir ifadenin hatalı olduğunu iddia etmektir ki, abestir. Akl-ı selime de, mantığa da, ilmî kıstaslara / kriterlere de aykırıdır.

Bu noktada önemli olan; kullanılan kelime ve tabirlerin manalarının güzel olması ve yerinde telaffuzudur. Kur’an’da ve Sünnet’te geçen nice kelime ve kavram vardır ki; kullanılması da, insana isim olarak verilmesi de uygun değildir. Nitekim bunlardan bazıları, bizzat Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) tarafından değiştirilmiştir. 

Go to top