Selamün aleyküm hocam, hepimizin bildiği gibi son yıllarda gelenek halini aldı, bazı cenazelerde tekbir getiriliyor, bazılarında alkış tutuluyor, kimilerinde de slogan atılıp zılgıt çekiliyor. İslamda bunların yeri varmıdır, hükmü nedir, asıl yapılması gerekenin ne olduğu hakkında bilgilendirebilir misiniz? Merve Goncagül – İstanbul
*******
Ve aleyküm selam.
Cenazede alkış tutmak veya çeşitli âmillerle-etkenlerle cenaze merasimini bir protestoya dönüştürüp slogan atmak ve saire dinî bakımdan mekruhtur, âdap açısındın da asla doğru bir davranış değildir, bid’attir! Hatta İslâm örf ve âdetinde cenazenin sükûneti ile bağdaşmayacağı için, “Tekbir” getirmek dahi uygun görülmemiş ve mekruh olarak kabul edilmiştir.
Cenaze merasimleri ibadet yönü bulunan uygulamalardır. Bu merasimlerde mü’minler, vefat eden kardeşlerine dua eder, taziyede bulunup ailesinin acısını paylaşır, ölümü hatırlar ve ebedî olan ahiret hayatı hakkında tefekkürde bulunurlar…
Unutmamak lâzım; cenaze merasimlerinin yaşayanlara yönelik haliyle ölümü hatırlatmak, ahireti düşünerek ibret almak gibi bir başka fonksiyonu / rolü / vazifesi de vardır.
Bu sebeple cenaze merasimlerinde alkış tutmak, ıslık çalmak, bağırıp çağırmak, yüksek sesle ağlamak, slogan atmak, zılgıt çekmek, tezahürat yapmak hatta tekbir getirmek caiz olmaz, bunların hepsi de dinimizce mekruhtur, çirkin şeylerdir. Hiç birisinin tasvip edilecek bir yönü yoktur, bid’attir. Hadis-i şerifte buyrulduğu üzere, “Dine sonradan sokulan (dinin aslında olmayan) her şey bid’attir, her bid’at dalâlettir ve her dalâlet de ateştedir.” [Neseî, Sünen, 3, 188; Rivayetin farklı nakilleri için bkz. Müslim, Sahih, Cumu'a, 43; Ebû Dâvûd, Sünen, Sünnet, 6; Neseî, Sünen, Iydeyn, 21; İbn Mâce, Sünen, İmân, 6-7; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 310, IV, 126; ed-Dârimî, Sünen, Mukaddime, 16] Sünnette, İslâmî âdap ve usûlde böyle şeyler yoktur. Aksine, cenazede ibret dersini almaya yönelik olarak sükûnet-vakar ve tefekkür esastır.
Hatta cenazeleri buhur / tütsü / günlük kokuları ile uğurlamak, gürültü ve iniltilerle takip etmek de mekruhtur. Cenazeyi takip edenler, bu gibi şeylere şahit olduklarında mâni olmalıdırlar. Ancak bunu yapamazlar / engelleyemezlerse de cenazeden de geri dönmemelidirler.
Hanbelilere göre ise, cenaze ile beraber hoş olmayan bir şey bulunur da, takip eden kimse bunu engellemekten âciz kalırsa, böyle bir cenazeyi takip etmesi haram olur. Çünkü bunda, günahı kabullenme vardır.
Mevzu ile ilgili olarak ayrıca bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1162-cenazenin-ardindan-okunan-sureler-ve-dagitilan-helva.html