S.a nasilsiniz  İslam'a süt hakki varmidir yani anne kızını evlendirirken  damat yada ailesinden annelik süt hakki icin bir para alabilirmi  sordular o yüzden öğrenmek istedim almanya'da sevgiler saygılar hocam

Fatih hoca... Site

*******

Ve aleyküm selam. Teşekkür ederim. Elhamdülillâhi alâ külli hâl…

Bilindiği üzere Anadolu’nun bazı yörelerinde ‘başlık parası’ gibi kız annesine erkek tarafından ödenmek üzere ‘süt hakkı’ veya ‘süt parası’ adı altında para talep edilmekte... Bu süt parası 100-150 gr. altın ya altın ya da bu değerde nakit para olarak ödeniyor ki, bunun dinimizde yeri yoktur?

Peki, bu ‘süt hakkı’ isteme âdeti nerden çıktı?

Eskiden evlenildiği zaman erkek tarafı kız annesine, kızı bu yaşa kadar yetiştirdiği için anneye hediye alırdı. Bu erkek tarafının gönlünden kopan bir şeydi, herhangi bir mecburiyeti yoktu. Başlık parası kalkınca bu anneye alınan hediye, yani ‘süt hakkı / parası’ denen yanlış âdet yavaş yavaş başlık parasının yerini aldı. Kısacası bir yanlış kalktı, onun yerine bir başka yanlış gelip yerleşti.

Ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere ‘süt hakkı / süt parası’ ya da ‘başlık parası’ gibi hususların İslâm fıkhıyla bir alakası yoktur. Toplumların örf ve âdetlerine dayanmaktadır. Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bize vermemizi emrettiği şey kadının mehridir. Evlenince belirlenen mehrin kadına verilmesi vâciptir. Bu mehri erkek vermeden ölürse boynunda borç olarak kalır. Kur`an-ı Hakîm`de mehirden bahseden çeşitli ayetler vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

"Aldığınız kadınların mehirlerini yürekten isteyerek ve Allah`ın bir atiyyesi olarak verin." [Nisâ suresi, 4] Çoğunluğa göre, burada hitap kocalaradır. Bazı âlimler hitabın velilere olduğu görüşündedir. Cahiliye devrinde mehri kızın velileri alır ve adına da "nihle" derlerdi. "...Haram olanlar dışındaki kadınlarla evlenmeniz, namuslu olarak ve zinaya sapmaksızın yaşamak ve mallarınızdan onlara mehir vermek şartıyla size helâl kılındı. Artık o kadınlardan hangisiyle yararlanmanız olmuşsa, ücretlerini belirlendiği şekliyle verin. Mehir miktarını belirledikten sonra aranızda gönül hoşluğu ile uyuştuğunuz miktar hakkında üzerinize bir vebâl yoktur." [Nisâ suresi, 24]

Süt hakkı gibi işi maddi kazanca dönüştüren âdetler evliliği kolaylaştıran değil, aksine zorlaştıran âdetlerdir. Dinimiz ise evliliği kolaylaştırmayı ve evlenemeyenleri evlendirmeyi tavsiye eder. İyi âdet bırakanlar, o âdet devam ettiği sürece sevabından alır; kötü âdet bırakanlar ise, o âdet devam ettiği sürece günahına ortak olurlar. Nitekim Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:

Kim İslâm’da iyi bir çığır açarsa açtığı çığrın ecri ve kendisinden sonra, onunla (o çığırla) amel edenlerin ecirleri, sevaplarından hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim de İslâm’da (müslümanlar içinde) kötü bir çığır açarsa, açtığı çığrın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından birşey eksilmeden ona aittir.” [Nevevî, Riyâzu’s-Salihîn, 19, bab. 172. hadis, s. 158; Ayrıca bkz. Neseî, Sünen, V, 99-100; et-Tâc, I, 74; İbn Mâce, Sünen, 203, 206, 207 nolu hadisler.]

Günümüzde bu tür âdetlerden dolayı maddi sıkıntı çekip evlenemeyen yüzlerce hatta binlerce erkek bulunmaktadır. Süt parası olsun, kıza alınacak altınlar ve çeyiz olsun, mehir olsun, düğün masrafları olsun evliliği inanılmaz derecede zorlaştırmıştır. Bu şartlar altından en ucuz düğün bile 30-40 bin TL’ye mâl olmaktadır.

Sözün özü; süt parası diye bir âdetin dinimizde yeri olmadığını ve bu âdeti devam ettirenlerin büyük bir vebâl altında kaldıklarını hatırlatmamız lâzım.

***

İ s t i d r a d

Annenin çocuğu emzirme meselesi

İslâm hukukunda çocuk babaya ait sayıldığı için, eşler arasında meydana gelebilecek boşanma hallerinde, kadın çocuğu emzirmekle mükellef tutulamaz. Koca, çocuğu emzirecek bir murzî (emzirici) bulmak mecburiyetindedir. Eğer annesi çocuğunu emzirmek isterse öncelik hakkı ona aittir. Bu takdirde ayrıldığı eşinden emzirme parası alabilir. Ama çocuk başka murzîlerin memesini almazsa, babanın veya çocuğun başka murzî tutacak imkânı yoksa ya da başka murzî bulamazlarsa bu takdirde anne, çocuğunu, emzirmeye diyâneten / ahlâken ve kazâen / hukuken mecburdur.

Murzînin çocuğu ne kadar süreyle emzireceği Kur’an-ı Kerim’de açıkça anlatılmıştır:

"Emzirmeyi tamam yaptırmak isteyenler için anneler çocuklarını tam iki sene emzirirler. Bu annelerin nafakaları ve elbiseleri örfe göre babaya aittir. Hiç bir kimse gücünün üzerinde bir şeyle mükellef tutulamaz... Siz evladınızı başkasına emzirtmek isterseniz, vereceğiniz emzirme ücretini güzellikle teslim ettiğinizde size bir günah yoktur. Allah'tan korkunuz ve biliniz ki Allah yaptığınız her şeyi hakkıyla görendir." [Bakara sûresi, 233]

Bu ayetten, süt emzirme müddetinin en fazla iki yıl olduğunu ve bu sürede çocuğun asıl annesi olan murzî'nin yiyecek ve giyecek giderlerinin normal ölçülerde olmak kaydıyla babaya ait bulunduğunu anlıyoruz. Baba bu giderleri gücü ölçüsünde yerine getirmekle yükümlüdür.

Boşanma hallerinde baba, çocuğunu annesi dışında bir başka murzî tutup emzirtebilir. Bu takdirde murzî'ye, anlaştıkları emzirme ücretini vermelidir. Gerçi çocuğuna annesinin şefkati herkesten fazla olduğundan emzirmeye daha çok hak sahibi olan vâlidesi ise de, vâlide boşanıp başka kocaya varmış yahut çocuğun babasına eziyet için emzirmemek veya sütü kesilmek, hastalanmak vs. gibi durumlardan başka murzî'ye ihtiyaç duyulursa, o kadınlarla pazarlık edip emzirtmekte sakınca yoktur. Şu kadar ki, emzirmek üzere seçilecek kadının Müslüman, namuslu, temiz ve hastalıksız olması lâzımdır. Çünkü sütün çocuğun tabiatında bir tesir / etki bırakacağı tabii olduğundan, babanın dikkat etmesi gerekir. Zaruret hallerinde bu özellikler aranmaz. Çünkü çocuğun hayatı her şeyden önemlidir. [Mehmet Vehbi, Ahkâm-ı Kur’aniyye, İstanbul 1971 s. 168]

Allah Teâla’nın emir ve yasaklarının tamamının mutlaka birer hikmeti vardır. Bu emir ve yasaklar şüphesiz kulların maslahatı / iyiliği için konulmuştur. Ama bazan bunlardaki hikmet ve maslahatlar kavranamaz. İçkinin haramlığı gibi bazı şeylerdeki hikmet gayet açık olmasına ve anlaşılmasına rağmen, süt emmenin bazı kimselerle evlenmeyi haram kılması gibi şeylerin hikmeti henüz tam anlamıyla anlaşılabilmiş değildir. Bu günün tıbbî imkânlarıyla anlayamadığımız bu hikmetleri belki de ilerde anlayabileceğiz.

Süt emmenin bazı evlenmeleri haramı kılmasının tehlikeli neticelerinden emin olmak için, zaruret almadıkça murzî'nin başka çocukları emzirmekten sakınması gerektiğini fakihlerimiz ifade etmektedirler. [Bilmen, Ö. Nasuhî, Hukuk-ı İslamiyye ve Istılâhat-ı Fıkhiyye Kamusu, Bilmen Yayınevi, İstanbul, 1967, II, 78-92]

 

 

Go to top