Seferi (Misafir) olan biri seferde 4 rekatlık farzı ikinci rekatta oturmadan dördüncü rekatta otursa ne lazım gelir? Yine farz ve nafile namazlarda rekatlar karışırsa yani tesbih namazını 3 rekat. yatsı namazının farzını beş rekat kılarsa ne lazım gelir?

Soru: Murat tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Selamün aleyküm.

1- Seferî olan kişi dört rek’atli bir farzın ikinci rek’atinde oturmazsa, kıldığı namaz kabul olmaz. Çünkü misafir için bu ka‘de, ka‘de-i ahîredir (son oturuştur), farzdır. Farz terkedildiğinde ise namaz fasit olur, iadesi gerekir.

2- Farz ve nafile namazlarda rek’atlar karışırsa, yani kişi tesbih namazını 3 rek’at, yatsı namazının farzını 5 rek’at kılarsa ne lazım gelir?”

Öncelikle hatırlamakta fayda var: Üç rek’atli nafile namaz olmayacağı için, kılınan bu tesbih namazı da sahih olmaz. Yeniden kılmak gerekir. Nitekim akşam namazını kılmış olan birisi, cemaate rastlamış olsa imama uyup namaza iştirak edemez.

Neden?

Üç rek’atli nafile namaz olmadığından…

Bu nevi nafile namazların her iki rek’atı müstakil bir namaz itibar edildiği için, ilk oturuşlar da son oturuş mevkiinde / konumunda olur. Dolayısiyle son oturuşta okunan Salli ve Bârik salavâtları / duaları bu namazların ilk oturuşunda da okunur. Aynı şekilde ilk oturuştan kalktıktan sonra başlanacak son iki rek’at da gene müstakil bir namaz durumunda olduğu için, namaza ilk başladığında tekbirden sonra okunan Sübhaneke tesbihi burada da okunur.

Peki, bu nevi nafile namazlarda ka‘de-i ûlâ yaplmaz veya sadece Tahiyyat okunup Salli ve Bârik terk edilirse ne olur?

a) Nafile bir namazın (mesela tesbih namazının) ikinci rek’atinde sehven oturulmayıp üçüncü rek’ate kalkıldığında hatırlanırsa, secdeye varmış olmadıkça oturmak vaciptir. Oturur; tahiyyatı, salavatları okuyarak namaza devam eder. Farz olan ka‘de-i ahîreyi geciktirmiş olduğu için sehiv secdesi yapar. Çünkü biraz önce de işaret ettiğimiz gibi, nafilelerin ikinci rek’ati ka‘de-i ahîredir.

b) Bu namazların ilk oturuşları tamamen unutulup 3’üncü rek’ate kalkılır ve namaza devam edilirse, bitirince sehiv secdesi gerekmez, fakat 4 rek’at değil, 2 rek’at kılınmış sayılır.

Eski müftülerimizden merhum Mehmed Emre hocaefendiye, bu hususta gelen bir soru ve cevabı şöyledir:

Soru: Dört rek’atlı bir nafile kılan kimse, ikinci rek’atta hiç oturmamış ve hatırına da gelmemiş ve namazın sonunda oturup Tahiyyâtı okumuş, selam ve sehiv secdesini yapmış olsa namazı tamam olur mu?

Cevap: Kıyas noktasından hareketle hüküm vermek gerekirse, bu namazın fasid olduğu anlaşılmaktadır. Zira ka'de-i ahire terkedilmiş olmakta; fakat namaz istihsanen sahih görülmektedir. Çünkü bütün bir namaz olmuştur; nafileler iki rek’at olarak meşrû olduğu gibi, dört rek’at olarak da meşrû kılınmıştır. Bir bütün halindeki namazda farz olan ka'de-i ahîredir. Bu rek’atlerin tamamı mahsup olur. [Zamanımız Meselelerine Açıklamalı Fetvalar, Çile Yayınları, İstanbul, 1983, 1, 2499]

Dilerseniz meseleyi biraz daha açabiliriz. Şöyle ki:

- Eğer kişi son oturuşu yapmadan ayağa kalkarsa hüküm ne olur:

Namazın farz olan son oturuşunu yapmayarak sehven fazla rek’ata kalkmış olan kimse tamamen kalkmış olsa da o rek’atı eğer rukû ve secde ile tamamlamadıysa hemen oturur, Tahiyyâtı okur ve farzı geciktirmiş olduğundan dolayı sehiv secdesi yapar. Bu hususta farz ile nâfile birdir. Eğer ayaktayken hatırlasa veya hatırlamasa da yani bilerek veya bilmeyerek rukû ve secdesiyle rek’atı tamamlarsa, farzı nafileye dönüşmüş olur, namazı tekrar kılması gerekir. 

- Eğer son oturuş yapıldıktan sonra fazla rek’ata kalkmış ise hüküm şöyledir:

Son oturuşu yaptıktan sonra rukûyu yapmış bile olsa hemen oturup Tahiyyâtı okumadan selam verir. Çünkü bir rek’attan daha azı terk olunabilir. Ayakta iken selam verse dahi olur, ama sünneti yerine getirmemiş olur. Çünkü sünnet olan oturarak selam vermektir.

Dördüncü rek’atta oturup sonra sehven kalkan kimse rukû ve secdesiyle bir rek’at kılarsa, bu farz olan dört rek’atı iptal etmez. Bu kimse fazladan kılmış olduğu bu rek’ata bir rek’at daha ilave eder ve iki rek’at nafile kılmış olur. Fakat bu kişi vacip olan selamı tehir ettiği için ister ayaktayken okumadan hemen oturmuş olsun, isterse fazladan iki rek’at okuyarak kılıp oturmuş olsun, sehiv secdesini yapar. Bu iki rek’at nafile namaz, vaktin son sünneti yerine geçmez. [Bkz. Mehmed Zihni Efendi, Nimet-i İslam, İstanbul, 1398, Bâb-i Sücûd-u Sehv, s. 756-57-58]

Go to top