Halis ECE


26 Temmuz 2006 Çarşamba günü, kamerî aylardan recebin biri. Receb ayı, üç ayların ilki. Yani üç aylara giriyoruz. Ömrü olanlar iki ay sonra mübârek Ramazan ayını idrâk edecekler. Receb ayı için eskiler, Arapça terkiple “Recebü'l-ferd”, veya Fârisî terkiple “Receb-i ferd” demişler. Sebebi, “Eşhür-i Hurum”un üçü art arda geldiği halde receb ayının tek başına olup, diğerlerine yakın olmamasıdır.

“Eşhur-i Hurum”, haram aylar demektir. Bu aylarda “savaş ve kıtâl” haramdır. Câhiliyye Devri'nden beri devam edip gelen bu hükmü, bizzat Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz de tasdik etmiştir. Nitekim, Kureyş ile Havâzin kabileleri arasında receb ayında meydana gelen bir harbe, İslâm tarihinde, “Ficâr Harbi” adı verilmiştir. (1)

Tâhiru'l-Mevlevî, hicrî 1339 senesi Receb ayına mahsus olarak, Mahfil gazetesinin hususi sayısına, “Recebü'l-ferd” başlığı ile yazdığı yazıda şöyle diyor:


“Mâlumdur ki Arab-ı Câhiliyye, receb, zilkâde, zilhicce ve muharrem aylarını, ‘eşhur-i hurûm’ nâmıyla mukaddes tutar ve onlarda cidâl ve kıtâli fısk u fücûr sayardı...

“Receb'in Müslümanlar arasında bir cihetten de hürmeti vardır ki, dâhilinde –umumî itibara göre– cevher-i Muhammedî, babası sulbünden ana rahmine intikal etmiş ve İsrâ mu‘cize-i celîlesi yine bu muhterem ay içinde vukûa gelmiştir. Bu münasebetle Ehl-i İslâm, receb'in ilk cuma gecesini Regâib, yirmi yedinci gecesini de Mi‘rac kandili olarak tes‘îd ederler...”



DİPNOT
(1) “Ficâr”, kitâb vezninde mufâale bâbından mastar olup, buradaki ifade ettiği mânâ, “irtikâb-i fücûr”dur; yani haktan, doğru yoldan ayrılmak, sapmak, günah işlemek”tir. Bu kabileler, “Eyyâm-i ficâr” olan, savaş ve kıtâlin günah olduğu dört haram aydan receb ayı içerisinde muharebeye tutuştukları için, bu harbe, “Ficâr Harbi” denilmiştir. (Kamûs-i Okyanus, 2/598)