Kâbe-i Muazama’nın çevresinde verilen sadaka

Selamün Aleyküm..

Kabe-i Muazamanin Cevresinde  verilen sadaka, Allah (c.c); Bire 100.000 ile mukabele ediyormus  dogrumudur?

Ben Hacca  gidecegim..  Bana orda Dagitmam icin  para veriyorlar..

Orda Dagitilan 10 AvroyA;   Allah (c.c) 1.000.000 Avro olarak mi, Rahmet terazisinde degerlendiriyor.?

Soru: Tayfur Demirel tarafından yazıldı. Kategori: Soru – Cevap

*******

Ve aleyküm selâm.

Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aqsa’nın üstünlükleri müsellem ve muhakkaktır. Dolayısiyle oralarda kılınan namazların fazileti büyüktür. Bu mevzuda gelen rivayetler de meşhurdur.

Bu üç mescide hususi ziyarette bulunmak, bu maksatla sefere çıkmak helâldir, sevabı büyüktür. Nitekim Ebu Hüreyre’den (r.a.) rivayet olunan bir hadis-i şerifte buyrulmuştur ki:

      عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ : لاَ تُشَدُّ الرِّحَالُ إِلاَّ إِلَى ثَلاَثَةِ مَسَاجِدَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ، وَمَسْجِدِ الرَّسُولِ وَمَسْجِدِ الأَقْصَى

"Yolculuk ancak şu üç mescidden birine olur: Benim şu Mescidime, Mescid-i Haram'a ve Mescid-i Aksa'ya." [Bkz. Buhârî, Sahih, Salâtu Mescidi Mekke 1, 6, 2/76,77, Savm 67, 2/56; Müslim, Sahih, Hacc 74, hadis no: 1338, c. 2, s. 975; Ebû Dâvud, Sünen, Menâsik hadis no: 2033, 2/216; Tirmizî, Sünen, Salât  243, hadis no: 326, 2/148]

Bunlardan Mescid-i Haram, yeryüzündeki mescidlerin en faziletlisidir. Burada kılınan bir namazın, başka mescidlerde kılınan yüz bin namazdan daha faziletli olduğu rivâyet edilmiştir. Bu mânâyı ifade eden bir hadis-i şerif şöyledir:

Mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram hâriç, başka mescidlerde kılınan bin namazdan efdâldir. Mescid-i Haram’da kılınan bir namaz da diğer mescidlerde kılınan yüz bin namazdan efdâldir.” [İbn Mâce, Sünen, Hadis no: 1406]

Yani fazilet bakımından Mescid-i Haram’dan sonra, Mescid-i Nebevî ve ondan sonra da Mescid-i Aksa gelir.  

Medine'deki Mescid-i Nebevi’de kılınan bir namaz, diğer mescîdlerde kılman bin namazdan hayırlıdır.

Mekke'deki Mescid-i Haram'da kılınan bir namaz, diğer mescidlerde kılınan yüz bin namazdan hayırlıdır. Şu halde Mescid-i Harâm'da kılınan bir namaz Mescid-i Nebevî’de kılınan yüz namazdan hayırlı olur. Çünkü Mescîd-i Harâm'da kılınan namazın sevabının, Mescîd-i Nebevî’de kılınan namazın sevâbının yüz katı olduğu hadis-i şeriften anlaşılıyor.

İbn Hacer el-Aqalânî (r.aleyh) Fethu'l-Bâri'de şöyle demiştir: “Hadiste ‘Mescid-i Harâm'da kılınan bir namaz, diğer mescidlerde kılınan yüz bin namazdan hayırlıdır’ buyurulurken bu hükümden Medine Mescidi / Mescid-i Nebevî müstesna tutulmuştur. Hadîsi böyle tefsir ve te’vil etmek gerekir. Çünkü Medîne'deki mescidin diğer mescidlerden namaz sevabı bakımından bin kat üstünlüğü başka hadislerle sabittir.” 

***

Mekke’de Harem-i şerifte verilen sadakanın faziletine gelince

Bu hususta mutlak mânâda orada verilen sadakanın üstünlüğüne dair bir rivayete rastlamadım. Müçtehitler sadakayı da namaza kıyas etmişler midir, onu da bilmiyorum. Ancak bazı eserlerde Hasan-ı Basrî (r.aleyh) hazretlerinin şöyle söylediği nakledilmiştir:

Mekke'de bir gün oruç, diğer yerlerdeki yüzbin oruca bedeldir. Orada verilen bir dirhem sadaka, başka yerlerde verilen yüzbin dirheme eşittir. Mekke'de yapılan her hasene / iyilik yüzbine bedeldir”.

Maamafih sadakanın namazdan farklı yönlerinin olduğunu da unutmamak lazım. Bu itibarla kaynaklarda “sadakanın en faziletlisi” başlığı altında yer verilen hadis-i şeriflere de bakmanın, meselenin daha iyi anlaşılması bakımından isabetli olacağını mülahaza ediyorum. Dilerseniz bir nebze atf-ı nazar edelim.

Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle anlatıyor:

Rasûlullah Efendimiz’e (s.a.v.) bir adam gelerek, hangi sadakanın sevâbının daha büyük olduğunu sordu. Peygamberimiz (s.a.v.)  şöyle buyurdu:

“Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatin yerinde, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, (veya bunun zıddına) daha çok zengin olmayı arzularken verdiğin sadakanın sevâbı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de; ‘Falana şu kadar, filâna bu kadar’ demeye bırakma. Zira o mal, zâten vârislerden şunun veya bunun olmuştur.” [Buhârî, Sahih, Zekât, 11]

Diğer bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyrulur:

“Kişinin (sağlıklı iken) hayatında bir dirhem sadaka vermesi, ölümü esnasında yüz dirhem sadaka vermesinden daha hayırlıdır.” [Ebû Dâvud, Sünen, Vasâyâ, 3, 2866]

Abdullah İbn Abbas (r.anhuma) anlatıyor:

"Rasûlüllah (s.a.v.) insanların en fazla cömert olanı idi. Onun bu cömertliği Ramazan ayı girip de kendisi Cebrâil (a.s.) ile karşılaşınca daha da artardı. Cebrâil (a.s.) Ramazan ayı çıkıncaya kadar her gece Rasûlüllah (s.a.v.) ile buluşur, Rasûlüllah (s.a.v.) ona Kur´ân´ı arzeder / okurdu. Rasûllüllah (s.a.v.) Cebrâil ile buluşunca insanlara rahmet getiren rüzgardan daha çok cömert ve daha fazla faydalı olurdu." [Buhari, Sahih, Sıavm, 7 ]

Enes b. Mâlik’ten (r.a.) rivâyet edildiğine göre Peygamber Efendimize (s.a.v.), ‘Hangi sadaka daha faziletlidir?’ diye sorulunca, “Ramazanda verilen sadaka" [Tirmizî, Sünen, Zekat, 28 (III, 51-52)] buyurmuştur.

Evet, bu böyle olmakla beraber hayatın gerçekleri de ortada. Âcilen yardıma muhtaç insanlar, hizmet müesseseleri varken, bittabii Ramazan ayını bekleyemeyiz, öyle değil mi? Muktezâ-yi hâle / vaziyetin icabına göre davranmamız lazım.

Hâsılı, sadakayı ertelememek, verilmesi gereken yere/yerlere sür’atle vermek gerekir. Haccı, hac mevsimini beklemek yerine, çevremizde ihtiyaçları aciliyet kesbeden kişi ve yerlere tasaddukta bulunmak lazım. Bunun içindir ki Allah dostları; “Yarın yaparım diyenler helâk oldu” ikazının hakîkat ve hikmetini ısrarla anlatmaya çalışmışlardır.

Çünkü;

Yarını olmayan bir gün, insanın başına her an gelebilir.