ben çocuğuma erva ismini koymak istiyorum ama ne kadar doğru olur bilmiyorum bana yardımcı olabilirmisiniz şimdiden teşekkürler...

 

*******

Ervâ’, yani elif-ra-vav-ayn harflerinden teşekkül eden bu kelime, çok güzel anlamında iyi bir isimdir. [Bkz. Ahterî-i Kebîr]

Nitekim Hulefâ-i Râşidîn’in üçüncüsü Hz. Osman’ın annesinin adı, Ervâ Bint-i Kureyz’dir (r. anhuma).

Bu hanım sahabiden kısaca bahsetmek gerekirse şunları kaydedebiliriz:

Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) halasının kızı, Hz. Osman’ın da annesidir (r.anhuma). Babası Kureyz bin Rebîa, annesi Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) halası Beydâ Binti Abdilmuttalib’dir. Nesebi de, Ervâ binti Kureyz bin Rebîa bin Habîb bin Abdişems’tir.

Ervâ (r.anha), ilk Müslümanlardandır. Hz. Talha, Hz. Ammar bin Yâsir, Hz. Ebû Bekir, Hz. Zübeyr bin Avvâm ve Hz. Abdurrahman bin Avf'ın (r.anhüma) anneleri ile birlikte İslâm'a intisab etmiştir. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Medine'ye hicretinden sonra Hz. Ervâ da Medine'ye hicret etmiştir.

Hz. Ervâ (r.anha), Rasûlullah'ın (s.a.v.) halası Beydâ'nın kızıdır. Allah Rasûlü'ne (s.a.v.) birçok yönden akraba olma şerefine ermiştir. Rasûlullah Efendimiz'in hem halasının kızıdır hem de oğlu Hz. Osman'ın Allah Resûlü'nün mübarek kerimeleri ile yaptığı izdivaç neticesinde, Rasûlullah'a (s.a.v.) dünür olmakla müşerref olmuştur.

İlk eşi Affan b. Ebi’l-As'tır. Affan ile yaptığı bu evlilikten Hz. Osman ve Âmine adında bir kızı olmuştur.

Affan bin Ebi’l-As vefat edince bu defa Ukbe bin Ebî Muayt'la evlenmiş ondan da, Velid, Umâre, Halîd, Ümmü Külsûm, Ümmü Hakîm ve Hind isminde çocukları olmuştur.

Hz. Ervâ, oğlu Hz. Osman'ın (r.anhuma) hilafeti zamanında Medine'de doksan küsür yaşlarında iken vefat etmiş, Cennetü’l-Baki’ kabristanına defn edilmiştir.

Ervâ binti Kureyz’in (r. anhâ) kabre konulmasından sonra Hz. Osman (r.a.) annesine karşı derin bir sevgi ve hürmet göstermiştir. Kabrinin başından uzun bir müddet ayrılamamıştır. Buna dair hatırayı sahâbe-i kiramdan Abdullah b. Hanzala (r.a.) şöyle nakleder:

“Hz. Osman (r.a.) anneciğini kabre koyduktan sonra başında durdu ve uzun bir müddet ayakta dua etti. Kabristandan dönüp Mescid-i Nebî’ye geldi. İçeri girdi ve namaza durdu. Secde halinde iken:

Ey Allah’ım! Anneme rahmet eyle!.. Ey Allah’ım! Annemi mağfiret eyle!..” diye göz yaşları içinde uzun-uzun dua etti. [Kaynaklar: 1- H. Mehmed Zihni Efendi, Meşâhîru'n-Nisâ (Sdl. Bedreddin Çetiner), Şâmil Yayınevi, İstanbul, 1982, I; 2- Abdülaziz eş-Şennavi, Sahabe Hayatından Tablolar (Hanım Sahabeler, Trc. Tâceddin Uzun), Uysal Kitabevi, Ankara, 1991, 444; 3- İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe (Seçkin Sahabeler, Trc. Seyfullah Erdoğmuş), Sağlam Yayınevi, İstanbul, 2008; 4- Abdullah b. Abdülhamid el-Ensârî, Tevhîdü'l-Esmâi ve's-Sıfât (Terc.), Riyad, 2009, s. 179]

Allah onlardan razı olsun. Rabbimiz bizleri şefaatlerine mazhar eylesin. Amin…

 

Go to top