Selamün Aleyküm. Hocam, çok şükür haccımı eda ettim, pekçok kez de ömreye gitmek nasip oldu, oralara aşığım, her sene gitmek istiyorum, hocalar da teşvik ediyor, ama kimileri de oraya harcayacağın parayı ümmetin Allah yolundaki hizmetlerine harca diyorlar, hangisini yapmak daha faziletli olur? Behiye Gülşen Yeşilyurt - İstanbul

 

 

*******

Değerli kardeşim;

Sözlerime, sorunuza cevap teşkil edecek bir hadiseyi anlatlakla başlamak istiyorum.

Süfyan-i Sevrî (k.s.) hazretlerine müridlerinden biri müracaat ederek, Medine’ye gitmek ve hayâtının sonuna kadar, orada Rasûlüllah’a (s.a.v.) mücâvir (komşu) kalıp orada ölmek istediğini arz eder.

Bir müddet murakabede kalan, Süfyan-ı Sevrî (k.s.) hazretleri, başını kaldırıp müntesibine buyurur ki:

- “Horosan’a (bugünki İran/Azerbaycan’ı) gidip orada ezan okuman/müezzinlik yapman, Medine’ye gidip Rasûlüllah’a mücâvir kalmandan ve orada ölmenden senin için daha hayırlıdır”.

Yani bu sözleriyle demek istiyor ki o büyük zat;

Önemli olan İslâm’a-Müslümanlara hizmettir. Yaşadığımız, içinde bulunduğumuz devirde, Allah yolundaki hizmetler, üzerimize farz olan cihad neyi gerektiriyorsa aslolan onu yapmaktır. İkide bir eline para geçtikçe umre seyahatlerine çıkmak değil.

Dolayısiyle siz de pekala umrede harcayacağınız parayı, Allah için Kur’an hizmetlerine sarf edebilirsiniz. Gerek ülkemizde gerekse dünyanın her bir köşesinde o hizmetleri gören, ifa etmeye çalışan kardeşlerimizin ihtiyaçları hem büyük hem de devamlı…

İmam Gazalî (rh.) hazretlerinin İhya’sında belirttiği üzere, hem böylece oturduğunuz yerde bir değil 100 umre sevabı alırsınız.

Günümüzde maalesef İslâm âleminin her tarafı o günki Horasan’dan daha beter bir haldedir. İslâmî hizmetlere ve o hizmetleri görecek personele o kadar ihtiyaç var ki… Anlatılması bile fevkalade güç! Hele hele Afrika’da, uzakdoğuda, kuzey’de, hatta Batı’da pek çok yerde kardeşlerimiz nice zorluklar, meşakkatler, maddi sıkıntılar içinde bu hizmetleri yürütmeye çalışıyorlar…

İnsanlığın, Ümmet-i Muhammed’in ve evladının âdeta, ırmakların-nehirlerin denizlere; denizlerin okyanuslara aktığı gibi küfre, sefahat ve sefalet âlemlerine, dolayısıyla Cehennem’e doğru fevc fevc-akın akın gittiği, dünyanın şu ahir ömründe, nefsimizden gelen arzu ve istekleri bir kenara bırakıp, dinen olması gerekenleri yapmaya gayret etmeliyiz. Kısacası gafil kalabalıklardan, sürü psikolojisinden kurtulup, şuurlu Müslümanlardan olma yolunda çaba göstermeliyiz.

Ayrıca bkz. http://halisece.com/sorulara-cevaplar/529-kadinlarin-yalniz-basina-yolculuk-etmesi.html

http://halisece.com/fikih/15-hac/294-hanimlarin-hacci-tavafta-istilamda-izdiham-namazda-muhazat-ve-omre-ziyaretleri.html

Go to top