Selamunaleyküm hocam saygılar. Evli bir kadın, cinsel anlamda kadınlık görevini yapmıyorsa, erkeğin nasıl bir yol izlemesi gerekir. Bilgelendirirseniz sevinir. Allah razı olsun. Ersin – Site

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Evlilikte sadece kadınların değil, erkeklerin de cinsî yakınlıktan kaçınmaları caiz değildir.

Kadının cinselliğinden yararlanmak kocanın hakkı olduğu gibi, erkeğin cinselliğinden yararlanmak da kadının hakkıdır. Kadın bu hakka riayet etmediği takdirde günahkâr olmuş olur. Hatta kadın cinsel görevini yapamadığı takdirde, erkek kadını boşayabilir. Bu hak kadına da verilmiştir, mahkemeye müracaat edip boşanabilir. Cenab-ı Hak buyuruyor ki:

Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Yalnız, erkekler için onların üzerinde bir derece vardır.” [Bakara suresi, 228]

Bu ayette bahsedilen “bir derece”, cinsellik hususunda değildir. Cinsellik noktasında erkek-kadın eşittir. Erkeğin bir derece daha haklı olduğu husus, onun kadını gözetmesi, malını koruması, onu idare etmesi, ailenin yükünü çekmesi açısındandır.

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki:

“Kocası yanında iken onun iznini almadan bir kadının nafile oruç tutması helâl olmaz. Kadın, kocasının izni olmadıkça, evine hiç kimsenin girmesine izin veremez.” [Buhârî, Sahih, Nikâh, 86; Müslim, Sahih, Zekât, 84]

“Kişi cinsel ilişkide karısını çağırdığı zaman, karısı ocak başında yemek pişiriyorsa da kocasının davetine cevap versin.” [Tirmizî, Sünen, Radâ`, 10]

“Kişi karısını yatağa çağırdığı zaman (bir özrü olmadan) kadın gelmekten kaçınır, kocası da bu sebeple ona kırgın olarak gecelerse, melekler sabaha kadar o kadına lanet ederler.” [Buharî, Sahih, Nikâh 85; Müslim, Sahih, Nikâh, 120]

“Size cennetlik kadınları tanıtayım mı? Onlar bir hata ettikleri veya kocaları tarafından bir haksızlığz uğratıldıkları zaman kocalarına karşı: 'Seni hoşnud etmedikçe uyumayacağım.' diyebilen kocalarına düşkün kadınlardır.” [Tefsir-i Kurtubi, III/124]

Aynı şekilde kocanın cinselliğinden yararlanmak da kadını hakkıdır. Bu hakkını almasına yardımcı olmak da kocasının görevidir. Kocanın bu görevini yapmaması, onu suçlu ve günahkâr yapar. [Tefsîr-i Kurtubî, 3, 124]

***

Eşler arasında cinsel görevden kaçınma yoktur

Velhâsıl koca cinsel görevini yapamadığı zaman, kadın mahkemeye başvurup boşanabilinir. Bu hak filasıl erkeğe de verilmiştir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), karısını düşünmeden kendi işini bitirerek hemen inen insanları horoza, yani hayvana benzetmiş ve sevişip okşama olmadan cinsel ilişkiye geçilmemesini tavsiye etmiştir. [Bkz. Süyûtî, el-Câmiu's-Sağîr (Fethu'I-Kadîr ile birlikte) 6, 323] Çünkü erkek bakmakla hemen tahrik olabilir, ama kadın cinsel ilişkiye ancak uzun bir okşama döneminden sonra hazır hale gelir. İyi bir erkek, karısını bu işe hazırlamayı başarabilen ve kendi tatmin olduğu gibi onu da tatmin edebilen erkektir. Cinsel ilişkide sadece kendisini düşünen erkekler, karşısındakine zulmettiklerini ve işkence ederek zevk aldıklarını unutmamalıdırlar.

Demek ki eşler arasında cinsel görevden kaçınma yoktur. Bu açıdan taraflardan her biri eşine karşı olan cinsel görevini yerine getirmelidir. Ancak eşlerden birinin meşrû bir mazereti varsa ya da biyolojik veya psikolojik olarak hazır değilse, bu noktada eşlerin anlayışlı olmaları gerekir.

Cenab-ı Hak evli eşlerin karı-koca hayatını meşrû kılmıştır. İslamî edep sınırları içinde kalan eşlerin, kendi aralarındaki cinsel hayatının ayıplanma ve kınanma yönünün bulunmadığı da belirtilmiştir. [Bkz. Mü'minûn suresi, 6] Ancak özellikle kadını fizik ve ruh sağlığı bakımından korumak gayesiyle, evli eşlerin cinsel hayatına da bazı sınırlamalar getirilmiştir.

Kadının, aybaşı ve lohusalık günlerinde, hacda ihramlı olduğu sürece, dolaylı boşama yöntemleri olan zıhar veya îla, durumunda bunlara ait kefaret cezası yerine getirilinceye kadar kocası ile cinsel ilişkide bulunması caiz değildir. Böyle durumlarda kadın eşini reddetmelidir.

Ayrıca hastalık, zayıflık ve güçsüzlük gibi bir sebeple cinsel ilişkiye tahammülü olamayan ve bu yüzden istemeyen kadın da cinsel ilişkiden sakınabilir. Hatta böyle bir durumda kadınla cinsel ilişkiye girmek ona zarar vereceğinden erkek sorumlu olur. [İbn Âbidîn, el-Ukûdü'd-dürriyye, 1, 26]

Kadının sağlık, biyoloyik, psikolojik gibi sebeplerden dolayı eşiyle cinsel ilişkiden sakınma hakkı vardır. Bu hususlarda eşler arasında anlaşmazlık çıkarsa, dindar ve uzman bir doktorun vereceği karara göre haraket etmeleri gerekir.

Erkeğin eli vb. şeylerle kendini tatmin etmesi caiz olmadığı gibi, kadının da bu yolla tatmin araması da câiz değildir. Ancak koca, karısının eli ile ya da vücudunun diğer yerleri ile tatmin olabileceği gibi, karısını da bu yolla tatmin edebilir. [Bkz. Serahsî, Mebsût 10, 159] Bu açıdan herhangi bir sebeple eşiyle ilişkiye girmeyen erkek, eşinin yardımıyla cinsel ilişkiye girmeden tatmin olabilir.

***

S o n u ç

Kadının sebepsiz olarak kocasının isteğini reddetmesi caiz değildir. 

O halde yapılması gereken; yukarıda açıklamaya çalıştığımız üzere öncelikle problemin temeline inilmesi, nerden ve niçin kaynaklandığının tesbit ve teşhis edilip tedavi / düzeltme yoluna gidilmesidir. Ama biyolojik, ama psikolojik… Çünkü Müslüman bir cemiyetin, huzurlu bir ortamda teşekkülü için, toplumun çekirdeğini oluşturan, özünü-nüvesini teşkil eden ailenin huzurlu olması gerekir. Ailedeki huzuru ise, birbiriyle her bakımdan çok iyi anlaşan eşler sağlar. Ailedeki temel direkler dengeli değilse, aile yuvası her an yıkılmaya mahkûmdur. Ailedeki huzuru ve devamlılığı sağlamak için, dengesiz olan direğin tamir edilerek düzeltilmesi gerekir. Şayet düzelmesi mümkün değilse, değiştirilip yenilenmesi, hem aile hem de İslâm toplumu adına yararlı olacaktır. Zira ailede kadın, kocasına karşı en temel görevi olan kadınlık işlevini görmüyorsa, yapılan tedavi ve ıslah gayretlerine de cevap vermiyorsa bu kadını boşamak, zaruret halini almıştır. Çünkü o birlikteliğin yürümesi, yürütülmesi hem anlamsız hem de imkânsız hale gelmiştir.

Ayrıca bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1068-talak.html

Go to top