Paralı günlere katılmak, banka promosyonları ve altın hesabı işletmek

Selamun aleykum hocam; bayanlar arasında yapılan paralı günlere katılmakta mahzur var mı? Bankanın verdiği promosyonlar caiz mi? Bankada altın hesabı yani altını işletmek caiz mi? Allah razı olsun.

Soru: Duha tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

1. Söz konusu günlere katılmakta şer’an bir mahzur olmaz. Lakin takva yönünü de gözardı etmemek lazım. Mâlumunuz, Müslüman bir hanımın farzlar dışında nafile ibadetlerde bile kocasından izin alması gerekmektedir. Bu sebeple her şeyden önce bunun, beylerinin izni ile olması şarttır. İkinci olarak da para toplamanın getirdiği sıkıntı, her ne kadar direkt / doğrudan haram olarak vasıflandırılacak durumda değilse de, riskli bir iş olarak durmaktadır. Tavsiyemiz, katılmamanın doğru ve isabetli olacağı yönündedir. Bu durumları göz önünde bulundurmalıyız.

Ancak, meseleyi kabaca bir borç verme yönünden ele alacak olursak; bilindiği gibi borç verme, yüce dinimiz İslâm’da teşvik edilen bir husustur. İnsanların muhtaç olan kişilere borç vermeleri sadaka, hatta yerine göre sadaka sevabından dahi faziletli olan bir davranıştır. Fakat borç vermede önemli olan, borç karşılığında herhangi bir fazlalığın şart koşulmaması, borç veren ya da alanın zarara uğratılmamasıdır. Bu noktada son derece hassas davranmak gerekir.

Hâsılı, kadınlar arasında şer’î usûl ve âdaba uygun olarak tertip edilen bu toplantılarda, her bir katılımcının toplanan meblağı dönüşümlü olarak her ay içlerinden birine vermeleri şeklindeki uygulamada dinen bir mahzur / sakınca yoktur. Çünkü bu uygulama, sonuçta bir borç verme işlemidir.

Bununla beraber, enflasyonist dönem ve ortamlarda katılımcılardan bir kısmına sıra gelmesi için beklenmesi gereken süre içinde parada meydana gelebilecek değer kaybından doğan zararı önlemek için, borçlanmanın ‘altın’ gibi daha az değişken bir değerden olması daha uygun olur. Çünkü paranın değerinin artması halinde sırası önce gelenler; eksilmesi halinde sırası sonra gelenler zarara uğramış olacaktır. Değer kaybı durumunda borçların misliyle değil, kıymetiyle (borçlanıldığı gündeki alım gücüyle) ödenmesi esastır. Din İşleri Yüksek Kurulunun kararı da bu yöndedir. Her ne kadar misliyle ödemenin cevazına dair görüşler olsa da…

2. Promosyonla ilgili bu sorunuzun cevabı için lütfen bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/853-banka-promosyonunun-hukmu.html

3. Bankalarda, altın ve döviz alım-satımı için açılan fona para yatırmakta sakınca yoktur. Ama bu fonun işlemleri içerisinde repo, tahvil, bono alımı-satımı gibi faizli işlemlerin bulunması halinde, bu fonlara para yatırmak caiz değildir. Ayrıca söz konusu altın veya döviz hesabına yatırılan paraların ilgili banka tarafından nerelerde değerlendirildiğine, İslâm’a uymayan işlemlerin ve uygulamaların olup olmadığına göre de hüküm değişmektedir. Mesela bazı bankalar “Altın fiyatlarının yükselmesiyle kazanıyor, düşmesiyle anaparanızı koruyorsunuz” diye bir güvence vermektedirler. Bu durum caiz değildir. Ancak altın veya döviz hesabına yatırılan para ile faizli işlemlerde kullanılmadan helal olan ticarî işler yapılırsa ve yapılan ticaretin sonucunda da kâr-zarar paylaşılırsa altın veya döviz hesabına para yatırılması caiz olur. Lütfen aşağıdaki linkere de bkz.

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/2888-zaruret-halinde-banka-kredisi-ve-altin-hesabi.html 

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3685-dolar-hesabi.html

Go to top