Hayırlı vakitler hocam. Öncelikle hizmetlerinizden dolayı sizlere çok müteşekkirim.

Hocam kefirin sıhhat açısından faidelerini saymakla bitiremiyorlar. Yalnız araştırdım, mayalanırken içinde kendiliğinden çok az miktar etil alkol oluştuğunu belirtiliyor. İçilmesi dinimizce caiz midir. Cevabınız için şimdiden teşekkür ediyorum. Allah a emanet olun.saygılarımla 

 *******

es-Selâmu aleykum…

Dilerseniz sadece kefiri değil, benzeri ürünleri de mesela bozayı da ele alalım.

Âlemlere rahmet Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde buyurmuşlardır ki: “Sarhoşluk veren herşey haramdır. Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır.” [İbn Mâce, Sünen, Eşribe, 10]

Kefirde, bozada hadiste belirtilen ‘çoğunun içilmesi halinde sarhoş etme özelliği-tesiri’ yoktur.

Bunlarda temiz olan kısım çok, içinde oluşan veya aromasını-hoş kokusunu eritmek için kullanılan etil alkol ise pek azdır.

Adı geçen bu içeceklerin içinde, alkolün rengi-tadı ve kokusu yoktur. Dolayısiyle bunlar, şer’î-dinî bakımdan içilmesi haram olmayan nesnelerdir.

***

Kefir, malumunuz krem gibi kaygan bir kıvamdadır. Bir parça ekşi lezzette, hafif taze maya aromalıdır ve tabii olarak köpürtülüdür. 40 civarında aromatik terkipten/bileşenden oluşur. Bütün bunların yuvarlatılması durumunda, 24 saatte demlenmiş kefir %0.08-2 arasında, daha gerçekçi bir yaklaşımla %0.08-5 arasında alkol içerir....

Dolapta bekleyen kefir, sağlık açısından bir olumsuzluk faktörü oluşturmaz. Düşük sıcaklıklarda bile, içerisinde bulunan Acetobakterler tarafından üretilen asetik asitler ekşiliğin artmasına sebep olur. Hatta bir araştırmada bir yıl boyunca bekletilen kefirin tadının biraz ekşi olduğu ve içerisinde yer alan mayalar sebebi ile alkol miktarının % 4 civarına çıktığı belirtilmiştir.

Gazozlarada, kolalarda da aromaların eritilmesinde etil alkol kullanıldığı için, bunlarda da cüz’i miktarlarda alkol olduğu bilinir.

Bunun yanında, zamanla bazı sebze-meyve ve sair maddelerde de belli miktarlarda alkolün oluştuğu ise bilinen bir gerçektir. Yani yediğimiz bazı sebze ve meyvelerde de benzer durumda alkolleşme olabiliyor, zamanla alkol oluşabiliyor. Bunun gibi aynı durum kefirde de söz konusu…

***

Boza, bilindiği gibi darı hamurundan yapılan ekşimsi bir içecektir. Tatlılaştırılarak içilmektedir. Bu şekilde yapılan bozanın içine sarhoşluk verici birşey karıştırılmadığı müddetçe içilmesi haram olmaz, helâldir. Bu haliyle boza, meyve suyu gibi meşrubat sınıfına girmektedir.

Ancak fazla ekşitilir ve kabartılırsa, sarhoşluk verici bir hale geldiği için içilmesi caiz değildir. Buna dikkat edilmelidir.

Hasılı; fukahanın/âlimlerin beyanları karşısında kefire de aynı kategoriye giren diğerlerine de haram diyemeyiz. Bittabii ihtiyaten içmeyenlere de bir diyeceğimiz olamaz. [Daha geniş bilgi için bkz.: Reddü’l-Muhtâr ale’d-Dürri’l-Muhtâr (İbn Âbidîn), İstanbul, 1984, Kahraman Yay., 1, 185-188-210-316-324-334; el-Kâsânı, Bedâyiu's-Sanâyi', Beyrut, 1997 baskısı, C. I, s. 402-405]

***

Allah Teala’nın, istifademiz için yarattığı ve rızık olarak tayin ettiği yiyecek ve içeceklerin yenilip içilmesi meşrudur, helâldir.

Vücudumuz için faydalı olan şeyleri yemek ne kadar mubah ise, bedene zararı dokunan, akıl ve şuurumuza rahatsızlık veren şeyleri yemek-içmek de hem tıbben, hem de dinen tasvip edilmez ve uygun görülmez. İnsan vücuduna verdikleri zarar durumuna göre, bazıları mekruh bazıları da haramdır.

Allah’ın temiz ve hoş bir rızık olarak yarattığı bazı meyve ve sebzeleri oldukları gibi değil de, değişik muamelelere tâbi tutup vücuda zararlı bir hale getirerek yemek ve kullanmak, hem o nimete karşı bir saygısızlık, hem de bize emanet edilen vücudumuza ihanettir.

İşte, tatlı ve hoş bir nimet olan üzümü, Kudret hazinesinin ballı ve lezzetli bir nimeti bilip yemek ne kadar güzeldir. Buna karşılık, onu değişik muamelelere tâbi tutarak aklı ve beyni uyuşturan bir içki hâline getirip içmek ise, çirkin bir davranıştır, haramdır. Üzüm gibi daha birçok madde, sarhoş edici bir hale getirilerek içilmektedir.

Hangi isim altında olursa olsun, sarhoşluk veren ve kişinin aklını uyuşturan maddeler tıbben zararlı görülmüş, dinimizce de haram kılınmıştır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadislerinde, “Ümmetimden bazı kimseler, içkiye başka başka isimler takarak onu içecekler” [İbn Mâce, Sünen, Eşribe, 8] buyurarak, isimlerin değişmesiyle hakikatin, haramlık hükmünün değişmeyeceği, gerçeğine işaret etmişlerdir.

Bugün değişik isimler altında sarhoşluk verici pek çok maddeler kullanılmaktadır. Yukarıda verilen ölçülere göre, sarhoşluk veren her içeceğin azı da, çoğu da haramdır. Sirke ve şıra gibi bazı maddeler ise, içinde alkol bulunmadığı için helâldir.

***

Cevabımızı, 16. yy.da Kanunî Sultan Süleyman’ın kudretli Şeyhülislâmı Ebussuud Efendinin (rahmetullahi aleyhima) boza hakkında verdiği şu hoş ve güzel fetvasıyla noktalayalım:

Sual: “Sâfî darıdan tatlı bozanın içinde sekir (sarhoşluk) verir nesne katılmayıp, mücerret (sadece) teskîn-i hararet (harareti dindirmek) ve mizâca takviye için istimal olunsa, helâl olur mu?

el-Cevap: Asla iskar şaibesi (sarhoşluk verici şüphe) olmayacak, şürbünde hürmet yoktur (içilmesi haram değildir).” [Ebussuud Efendi Fetvaları, s. 148]

Bu fetvadan da anlaşılacağı üzere, bozanın içilmesinde dinen bir mahzur yoktur, caiz ve helâldir. Kefir de bunun gibidir.

Go to top