Selamün Aleyküm hocam.

Üyeleri vasıtasıyla ticaret yapan bazı firmaların çalışma sistemi şöyledir. Firma, kendi üyelerine şöyle diyor. Her üye kendine en az dört üye yapsın. ve böylece bu üye ağı büyüsün gitsin. dolayısıyla senin üye yaptığın üyeler ve onların üye yaptıkları üyeler birbirlerinin sattıkları mallardan belirli bir miktar prim kazanıyorlar. bu kazanılan prim hakkında dinimiz ne diyor? merak içindeyiz. şimdiden saygılarımızı sunuyoruz. Allah razı olsun.

******* 

Ve aleyküm selâm değerli kardeşim;

Sözünü ettiğiniz sistem malum. Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de farklı isimler altında faaliyet gösteriyor. Ama bunun İslâm’ın muâmelât (alış-veriş, ticaret) hukuku açısından helâl olabileceğini düşünmek zor, hatta imkansız. Dolayısiyle bu ve buna benzer kazanç yollarından uzak durmak, bunlara bulaşmamak, bir Müslüman için en uygun ve en doğru olanıdır.

Nitekim bu husustaki bir soruya akademisyenlerimizden birinin verdiği cevap da bu yöndedir ve aynen şöyledir:

“Bir uyanık 5 lira değerinde bir malı 15 liraya satıyor. Sattığı müşterisine de diyor ki;

- 'Bana iki tane daha müşteri bul, 15 liraya aldığın malın 5 lirasını sana iade edeyim.'

Böylece bu müşteriden, 10 lira değil de beş lira kazanmış oluyor. Ama diğer ikisinden kazandığı on'ar lirayı da hesap edersek, bu kazancı zincirleme olarak sürekli artırıyor. Yani geçen yıllarda söz konusu olan bir saadet zinciri kurmuş oluyor.

Bu olaya serbest irade beyanına dayalı yeni bir akit türü olarak bakılabilir ve kıyasen caiz görülebilir.

Ancak Hanefilerin 'İstihsan' kavramları (Şer'î fer'î delilleri) tam da böyle durumlar için vardır ve meselenin şeklinden çok, anlamına ve içeriğine bakmayı gerektirir.

Konuya bu açıdan baktığımızda 'zincirleme bir aldatma'nın olduğunu görürüz. Herkes alacağı mal için değil, bu zincirin ilerleyen halkalarında kendisine gelecek olan dolarlar için sisteme katılır.

Bu dolarlar, karşılığı olmayan dolarlardır. Zincire sonradan katılanlar sürekli öncekilere çalışır ve çarkın kendisinden yana dönebilmesi için hep yeni katılanların olması gerekir. Ya da herkes girerken aldanır, sonra girenleri aldatır.

Sözleşmenin bir yerde kesildiğini düşünürsek, sisteme yeni katılanlar sâfi aldanmış olacaklardır. İşin organizatörü ise herkesi aldatır.

İslâm'ın alış-verişten hedeflediği maksatlara baktığımızda, bu sistemin alış-veriş anlamında olmadığı açıktır ve caiz olması mümkün gözükmemektedir.”

 

 

Go to top