Vitir namazının kılınışı

Üç rek’attan ibaret olan vitir namazı şöyle kılınır:

Önce o günün vitir namazını kılmaya kalben niyet edilir. "Allahu Ekber" denilerek namaza başlanır. “Sübhaneke” okunduktan sonra "Eûzü Besmele" çekilerek Fâtiha suresi okunur. Arkasından bir mikdar daha Kur'an-ı 0Kerîm okunur. Bilindiği şekilde rükû ve secdelere gidilir.

Sonra ikinci rek’ata kalkılır ve yalnız Besmele ile Fâtiha suresi ve bir mikdar daha Kur'an-ı Kerîm okunarak yine rukû ve secdelere varılır. Ondan sonra oturulur. Bu oturuş birinci ka'dedir. Bunda yalnız "Tahiyyat" okunur.

Ondan sonra "Allahu Ekber" denilerek üçüncü rek’ata kalkılır. Bu rek’atta da yalnız Besmele ile Fâtiha ve bir mikdar daha Kur'an-ı Kerîm okunarak daha ayakta iken eller yana salınır ve kaldırılıp "Allahu Ekber" diye tekbir alınır. Bu hususta detaylı bilgi için bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1662-kunut-tekbirinde-eller-yana-salinacak-mi.html Tekrar eller bağlanıp ayakta "Kunut" duası okunur, biliyorsa Salât-ı Münciye de okunur, fazileti büyüktür. Sonra "Allahu Ekber" diye rukû ve secdelere gidilir. Ondan sonra oturulur. Bu da son oturuşdur (ka‘de-i ahîre). Bunda da bildiğimiz gibi "Tahiyyat ile Salavatlar", "Rabbenağfirlî… Rabbenâ âtinâ… " duaları ile biliyorsa tavsiye edilen diğer me’sûr dualar okunarak tekbir getirilir ve iki tarafa selâm verilir. Bu hususlarla ilgili geniş bilgi için bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3792-cemaatin-euzu-yu-cekip-besmele-yi-imama-birakmasi.html

(İmam Şafiî'ye göre, vitirde Kunut duasını okumak, ramazanın son yarısına mahsustur ve rükûdan kalkınca, okunur. Şafiî'lere göre vitir namazının en azı bir rekat, en çoğu da on bir rek'âttır.)

***

Vitir namazına dair bazı meseleler

Vitir namazının bazı özellikleri vardır ki, bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz:

1) Vitir namazı, yalnız Ramazan ayında cemaatla kılınır. İmam olan zat da üç rek’atın hepsinde tekbirleri, tesmi'leri ve kıraatı âşikâre yapar. Kunut duası imam ve cemaat tarafından gizlice okunur. Ramazan ayından başka günlerde ise, vitir namazını cemaatla kılmak mekruhtur.

2) Mesbuk olan kimse, imamla beraber Kunut duasını okur. Yetişememiş olduğu rek’atları kaza edince, artık Kunut duasını okumaz.

3) Bir kimse vitir namazında şüphelenip üçüncü rek’atta mı, yoksa ikinci rek’atta mı olduğunu kestiremezse, bulunduğu rek’atta Kunut'u okur. Rukûdan ve secdelerden sonra kalkar bir rek’at daha kılar, tekrar Kunut'u okur. Rukû ve secdelerden sonra "Teşehhüd"de bulunur. Selam ile namazını tamamlar. Eğer birinci rek’atta iken böyle şüpheye düşse, üçüncü rek’at olmak ihtimali olan her rek’atta Kunut duasını okur.

4) Vitirden başka namazlarda Kunut duası okunmaz. Yalnız bir musibet ve bela gibi hallerde sabah namazının farzında Kunut okunabilir.

(İmam Mâlik ve İmam Şâfiî'ye göre, daima sabah namazlarının farzında rükûdan sonra kavme halinde Kunut duası okunur. Bu Kunut, Mâlikî'lere göre müstahab, Şâfiî'lere göre sünnettir.)

5) Sabah namazlarında Kunut duasını okuyan bir Mâlikî veya bir Şâfiî'ye uyan bir Hanefî sükût eder, Kunut'u okumaz. Eğer okumak isterse gizlice okur.

6) Kunut duasını bilmeyen, yalnız "Rabbenâ âtinâ…" ayet-i kerîmesini okuyabilir. Üç defa "Allahümme'ğfîrli" de diyebilir.

Üç defa: "Yâ Rabbî" demesi de caizdir.

Sünnet olan Kunut duası şudur:

"Allâhümme inna neste'înüke ve nestağfiruke ve nestehdîke ve nü'minü bike ve netûbü ileyke ve netevekkelü aleyke ve nüsnî aleykelhayra küllehü neşküruke ve la nekfüruke ve nahleu ve netrukü men yefcürük. Allâhümme iyyake na'büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes'â nahfidü, nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bilküffari mülhıq."

Mânâsı: "Allah'ım! Biz senden bize yardım etmeni, bizi bağışlamanı, bize hidayet vermeni istiyoruz. Sana iman ediyoruz, sana tevbe ediyoruz, sana güveniyoruz, seni bütün hayırla övüyoruz, sana tevbe ediyoruz, sana şükrediyoruz, seni inkâr etmiyoruz. Sana isyan edip duranları hal'ederiz ve terk ederiz (onlardan ilişiğimizi keseriz).

Allah'ım! Biz ancak sana ibadet ederiz, senin rızan için namaz kılar ve secde ederiz. Senin rahmetine kavuşmak için koşarız ve çalışırız. Senin rahmetini umarız ve azabından korkarız. Muhakkak ki senin azabın kafirlere erişecektir." [Bilmen, Ö.N., Büyük İslam İlmihali, Bilmen Y., İst. 1966, s. 157-158, md. 189; Cezîrî, Mezâhibü’l-Erbaa, ilgili bahis; İslam Fıkhı, Zuhayli, c. II, s. 130-131 ]

Bütün bu hükümler, açıklamalar Hanefî mezhebine göredir.

***

Şâfiî mezhebinde vitir namazı ile ilgili hükümler

Şâfiîlerde vitir namazı müekked sünnetlerdendir. (Hanefî mezhebine göre ise bu na­maz vaciptir.) Vitir namazıyla ilgili olarak Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyur­muştur:

"Gece en son namazınızı vitir namazı olarak kılın.'' [Buhârî, Sahih,  Vitir, 4; İmam Ahmed, el-Müsned, 2/20, 102, 143]

Vitir namazının en azı bir, en çoğu ise on bir rek'attır. Tek rek'atla yetin­mek caiz ise de evlâ değildir.

Vitri bir rek'attan fazla kılan kişinin, bu namazı bitişik olarak, yani son rek'atı kendinden önceki rek'ata bitiştirerek kılması caizdir. Şöyle ki:

Vitri beş rek'at olarak kılacak olan kişi, iki rek'at kıldıktan sonra selâm ve­rir. Sonraki üç rek'atı da tek selâmla kılar. Bu üç rek'atı birbirinden ayırarak, yani 2+1 rek'at şeklinde kılması da caizdir. Beş rek'at olarak kılan kişi, son rek'atı ayırdığı takdirde, önceki dört rek'atı bir veya iki selâmla kılmış olması fark etmez. Bitişik olarak kılması halinde iki teşehhüdden fazla oturması caiz olmaz. Vitri kılmanın en faziletli şekli, birbirinden ayrı olarak kılınmasıdır.

Vitrin vakti, akşam namazıyla birlikte akşam vaktinde cem'-i takdim şek­linde kılınsa bile, yatsı namazından sonra başlayıp fecr-i sâdıkın doğuşuna kadar devam eder. Geceleyin uyanacağına güvenen kişinin, vitri gecenin il­kinden sonraya ertelemesi sünnettir. Aynı şekilde gece namazlarından sonra­ya erteleyip bu namazları vitirle sona erdirmek de sünnettir.

Vitir namazını ramazan ayında cemaatle kılmak ve bu ayın ikinci yarısın­da vitrin son rek'atında Kunut duası okumak da sünnettir. Yine her gün sabah namazının farzının ikinci rek'atında, rukûdan kalktık­tan sonra Kunut duası okumak da sünnettir. Kunut, Allahu Teâla’ya senâ / övgü ve duayı kap­sayan bütün sözlerdir. Ancak sünnet olanı, Rasûlullah Efendimizden (s.a.v.) nakledi­len duayı okumaktır. Şâfiî ilmihallerinden bakılıp ezberlenebilir. 

Tek başına namaz kılan kişi bu duayı okurken müfred / tekil zamirleriyle okumalı­dır. Şöyle ki: "İhdinâ ve âfinâ" şeklinde değil de, "ihdinî ve âfinî" tarzında te­laffuz ederek duayı kendi şahsı için yapmalıdır. Yalnız "tebârekte rabbenâ" cümlesindeki cemi‘/ çoğul zamirini tekile çevirmemeli, yani "tebârekte rabbî" deme­melidir.İmam ise duaların tamamını çoğul zamiri ile okumalı, meselâ "ihdinî ve âfinî" şeklinde değil de, "ihdinâ ve âfinâ" diye okumalıdır. İmamın kıldığı namaz kaza olsa bile Kunut'u sesli okuması sünnettir. Tek başına vitir namazını kılan kişinin kıldığı bu namaz eda olsa bile Ku­nut duasını sessizce okuması sünnettir. İmama uyarak namaz kılmakta olan kişiye gelince; o, ellerini açarak se­maya kaldırmalı ve imamın okuduğu dualara ‘âmîn’ demelidir.

Namaz kılan kişi, Kunut'un bir kısmını okumazsa, bunun için sehiv sec­desi yapması gerekir.

Sabah namazında Hanefî mezhebindeki bir imama tâ­bi olarak namaz kılan Şafiî bir kişinin selâmdan sonra sehiv secdesi yapması sünnettir.

Vaktinde kılınmayan vitir namazını kaza etmek sünnettir. Vakte bağlı na­file namazların da, vakitlerinde kılınamamaları durumunda vitir gibi kaza edil­meleri sünnet olur.

Musîbetvâri şiddet olaylarının vuku bulması, felâket ve mihnetlerin başa gelmesi zamanlarında, bütün vakit namazlarında Kunut duası okunabilir.

(Hanefî mezhebine göre bu gibi durumlarda sadece sabah namazın­da Kunut duası okunabilir. Nitekim bizler zaman zaman sabah namazının sünnetinin ikinci rek'atinin kıraatından sonra Kunut tekbiri alıp dua olarak da okunması tavsiye edilen Ahzâb duasını okuyoruz. Diğer vakit namazlarında okunmaz. Namaz dışındaki dualarda ise her zaman okunabilir.)

Bu durumda imam da tek başına namaz kılan kişi de, namazları sessiz kıraatli namazlardan olsa bile Kunut duasını sesli okurlar. İmama uyarak na­maz kılmakta olan kişi ise, imamın duasına karşılık ‘âmin’ der. Bu durumda Ku­nut'un bir kısmı okunmazsa, sehiv secdesi gerekmez.Şâfiî mezhebine mensup bir imamın arkasında sabah namazını kılmakta olan Hanefî mezhebine mensup bir kişi, ikinci rek'atın rükûundan sonra Kunut duasını okumaya başlayan imamını, ellerini yan taraflarına salmış vaziyette susarak dinler. [İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, 2/9]