Halis ECE

Son devrin büyük âlim ve ve müfessirlerinden Elmalılı M. Hamdi Yazır merhûm, tefsirine, Cenâb-ı Hakk’ın kullarının duâsına verdiği ehemmiyeti beyan eden,“(Resûlüm) de ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?” (1) âyet-i kerimesinin mûcibince çok hoş bir münâcât ve tazarru‘ cümleleriyle başlıyor.

Biz de bu güzel duâ ve niyâzı siz değerli okuyucularımızla paylaşmak ve önümüzdeki yaz sezonuna gaflet içinde değil, bu şuur ve idrakle yaklaşlamayı-girmeyi arzu ettik.

Şöyle yalvarıyor Elmalılı merhûm:

“İlâhî!
Hamdini sözüme sertâc ettim,
Zikrini kalbime mi‘râc ettim,
Kitâb’ını kendime minhâc ettim.
Ben yoktum vâr ettin,
Varlığından haberdâr ettin,
Aşkınla gönlümü bî-karâr ettin.
İnâyetine sığındım, kapına geldim.
Hidâyetine sığındım lutfuna geldim.
Kulluk edemedim, affına geldim.
Şaşırtma beni, doğruyu söylet.
Neş’eni duyur, hakikati öğret.
Sen duyurmazsan, ben duyamam.
Sen söyletmezsen, ben söyleyemem.
Sen sevdirmezsen, ben sevemem.
Sevdir bize hep sevdiklerini.
Yerdir bize hep yerdiklerini.
Yâr et bize erdirdiklerini.
Sevdin Habîbini, kâinata sevdirdin.
Sevdin de hıl‘at-i risâleti giydirdin.
Makâm-ı İbrâhim’den Makâm-ı Mahmûd’a erdirdin.
Server-i asfiyâ kıldın.
Hâtem-i enbiyâ kıldın.
Muhammed Mustafâ kıldın.
Salât ü selâm, tahıyyet ü ikrâm, her türlü ihtirâm O’na, O’nun âline, ashâbına ve etbâına yâ Râb!”
(2)

***
Kur’ân-ı Kerim’de, “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde akl-ı selim sahipleri için muhakkak ki açık ibretler vardır” (3) buyuran Rabb’imiz (c.c.), mü’minlerin vasıflarını ve onların duâlarını da şöyle târif ediyor:

“Ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (velhâsıl her vakit) Allâh’ı zikreden (o mü’min)ler, göklerle yerin yaratılışı hakkında tefekkür edip (şöyle duâ ederler:) ‘Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azâbından koru.” (4)
***
Evet, bizler de gerek Elmalılı merhûmun ve gerekse âyet-i kerimede vasıfları anlatılan bu zikir ve fikir erbâbı mü’minlerin samimi duâ ve ilticalarına iştirâk ediyor ve ‘âmîn!” diyerek Rabb’imizden kabûlünü niyâz ediyoruz.


DİPNOTLAR
(1) el-Furkan, 77.
(2) Hak Dini Kur'an Dili, Eser Kitabevi, İstanbul, 1971, Mukaddime, 1, 3.
(3) Âl-i İmrân, 190.
(4) Âl-i İmrân, 191.

Go to top