Süleyman Çelebi merhumun eşsiz eseri Mevlid'inde okuyup dinlediğimiz Mi'rac hadisesi, bu mevzu ile ilgili anlatılanların, adeta taklit edilemez güzellikte yapılmış bir özeti gibidir. Şöyle dile getiriyor bu mu'cize-i Rasûlü

Bir fezâ oldu o demde rû-nümâ (Bir sonsuzluk oldu on an yüz gösteren, meydana çıkan)
Ne mekân var anda ne arz u semâ (öyle bir âlem ki, orada yer, gök ve mekân yok)
 
Kim ne hâlîdir ne mâlî ol mahal (O yer ne dolu, ne de boş)
Akl u fikr emez o hâli fehm ü hall... (Akıl bu hali anlayamaz ve çözemez)

Şeş cihetten ol münezzeh zû'l-Celâl
Bî-kem ü keyf ana gösterdi Cemâl

(Altı yönden münezzeh celal sıfatlı Allah ona, nicelik ve nitelikten öte bir lutufla cemalini gösterdi).
...
Âşikâre gördü Rabbü'l-izzeti
Âhirette öyle görür ümmeti


Bî-hurûf ü lafz u savt ol Padişâh
Mustafâ'ya söyledi bî-iştibâh

(Harf ve ses olmaksızın Allah, Mustafâ'ya, şüphesiz olarak konuştu, söz söyledi).
 
Allah Teala Mi'rac'da Habib-i Edibi Sevgili Peygamberimizle (s.a.v.), bizim bilmediğimiz-bilemeyeceğimiz, anlamadığmız-anlayamayacağımız, idrâkimizin ötesinde maddi vasıtalarının arada olmadığı bir mahiyyete konuştu...

İşte bunun gibi yine bizim bildiğimiz ve anladığımız "görme"ye benzemeyen ve mahiyeti ondan tamamen farklı olan bir görme ile, öbür âlemde Rabbini (c.c.) de gördü. Allah Teala ona bu kabiliyeti-istidadı lûtfettiği için bayılma filan da olmadı.

Çelebimizin enfes bir sehl-i mümteni' üslûbiyle ifade ettiği gibi, âhiret âleminde (Cennet-i a'lâda) mü'minler de Allah'ı görecek... O'nun cemaliyle şereflenecekler.

Bizleri meccânen yaratan, meccânen rızıklandıran Rabbimiz'den niyazımız; meccânen mağfiret buyurması ve yine meccânen de Cemâliyle müşerref kılmasıdır.

Şimdiden bütün üyelerimizin, okurlarımızın, tüm İslâm âleminin Mi'rac'ını tebrik eder, Cenab-ı Hak ve Feyyaz-ı Mutlak Hazretlerinden topyekün insanlık adına hayırlara vesile olacak gelişmeler ve inkişaflar niyaz ederiz.

Go to top