Muhterem efendim; kurt, ayı, aslan, kaplan, pars, leopar, panda, panter, çita, jaguar, puma, SİNCAP, samur, sansar, kokarca, goril, maymun türleri [şempanze, babun, gibon, orangutan], sırtlan, fil, köpek, kedi, kunduz, porsuk, vaşak, çakal, tilki, gelincik gibi, avını köpek dişiyle yakalayan yırtıcı hayvanlar yenmez. Şafii’de ise tilki, sırtlan, samur, sincap ve gelincik yenir.bunların yenilmesi neye göredir.

MESELA MİDYE YEMEK HANEFİ MEZHEBİNE GÖRE HARAMDIR,BU HARAMLIĞI İÇKİNİN HARAM OLMAKLIĞI GİBİ MİDİR? ÖYLEYSE NASIL?

YAHUT - MALİKİ OLAN BİR ZAT KURBAĞA YEDİĞİNDE HANEFİ OLAN BİRİSİ AYY O NASIL ŞEY VS DİYEREK İFADE ETSE ONA GÖRE HELAL OLAN BİR NİMETİ TAHKİR ETMİŞ OLACAĞINDAN İTİKADİ BİR SIKINTI HUSULE GELİR Mİ?MAASSELAM

*******

Sevgili kardeşim;

Yaratılışında vahşet ve bayağılık olmayan, iğrenç görülmeyen hayvanların etleri şer’î/dinî ölçüleri içinde helaldir, yenebilir. Tavuk kaz, ördek, zürafa, deve kuşu, bağırtlan kuşu, güvercin, bıldırcın, koyun-keçi, deve, sığır-manda, ekin kargası, tavus, kırlangıç, baykuş, tavşan ve turna gibi hayvanlar bu kısım eti yenen hayvanlardandır. Serçe ve sığırcık kuşlarını yemekte de bir sakınca yoktur.

Yarasa kuşunun yenip yenmemesinde, haram veya mekruh olup olmamasında ihtilaf vardır. Hüdhüd kuşunu yemek mekruhtur.

Saksağan, kumru, güvercin, bülbül, keklik kuşlarının eti aslen helaldir. Ancak bunların etlerini yiyenlerin bir belaya tutulacakları halk arasında söylenti haline geldiği için yenmeleri iyi değildir. Özellikle kumru ve güvercin derviş kuşlardır, onları avlamak, bir bakıma zikirlerinden alıkoymak anlamına geldiği için, takva ehli mü’minler bundan kaçınırlar.

Şâfiîlere göre, kırlangıç, tavus, hüdhüd ve papağan kuşlarının etleri haramdır. Martı ve balıkçıl kuşları ise helaldir.

Azı dişleri ile kapıp avlayan ve parçalayan, kendisini koruyan hayvanların etleri haramdır, yenilemez. Kurt, ayı, aslan, kaplan, pars, sincap, samur, sansar, maymun, sırtlan, fil, köpek, kedi, keler, tilki, gelincik gibi hayvanlar etleri haram hayvanlardır. Azı dişleri olduğu halde bunlarla başkasına saldırmayan bir hayvanın eti de yenebilir; deve gibi…

Tırnakları ile kapıp avlanan, tırmalayan ve yaratılışında bayağı olan kuşların etleri de haram veya tahrimen mekruhtur. Kerkenez, çaylak, kartal, kuzgun, akbaba, alaca, karga, yarasa, atmaca, şahin gibi... Bunlar leş yemekten çekinmezler. Tırnaklı olduğu halde bununla hayvanları avlamayan bir kuşun eti yenilebilir, güvercin gibi... Ama avlanmaması, yenmemesi tavsiye edilmiştir. “Subbûhun kuddûsün” diye tesbih etmektedir.

Yaratılışı bakımından iğrenç olan birtakım hayvanların etleri de haramdır, yenmez: Fare, yaban faresi, akrep, yılan, kene, kurbağa, kara ve deniz kaplumbağası, arı, kara sinek, sivrisinek, köstebek, kirpi, bit, pire gibi böcekler.

Görülüyor ki, bu haram olan hayvanlardan bir kısmı yırtıcı bir yaratılışa sahiptir, yaratılışında zararlıdır ve bayağılık vardır… Bir kısmı ise iğrençtir ve nefret edilir haldedir. İnsan ise temizdir, mükerrem bir yaratıktır. Bunun için insanlar, bu gibi bayağı ve zararlı hayvanların etlerinden korunmuşlardır. Besinlerin insanlar üzerinde iyi ve kötü tesir bıraktığı inkâr edilemez. İnsanlar kendisi için yararlı olanı ararsa, İslâm dininin müsaade ettiği şeylerden yararlanmalı, yasakladığı şeylerden de kaçınmalıdır. Bundan başka selamet yolu yoktur. [Daha geniş ve detaylı bilgi için bkz. el-Cezîrî, Kitabü’l-Fıkhi ale’l-Mezâhibü’l-Erbaa (Terc.), Bahar Yayınları, 1, 11 vd.; Bilmen, Ö.N., Büyük İslam İlmihali, Av bahsi]

***

Evet, Şâfiiler’de tilki, sırtlan, samur, sincap ve gelincik’in yenilmesinin elbetteki sebebi vardır. Bu da en basitinden, caiz olmadığına hükmedenlerden farklı görüşte olmalarıdır. Sebepsiz yere neden farklı içtihatta bulunsunlar? “Ümmetimin (müçtehitlerininin içtihatlarındaki) ihtilafında geniş bir rahmet/kolaylık vardır” hadisinin manasına muvafık olarak bu hayvanların, azı dişleri ile kapıp avlayan ve parçalayan, kendisini koruyan türden olmakla birlikte, deve gibi etlerinin yenilmesinin helâl olduğu hükmüne varmışlardır. Görülen hikmet ve sebep bu olsa gerek.  

***

Diyorsunuz ki; “Midye yemek Hanefi mezhebine göre haramdır, bu haramlığı içkinin haram olmaklığı gibi midir? Öyleyse nasıl?”

Hayır, aynı değildir. Çünkü içkinin (alkolün) haramlığı sarih nass’la beyan edilmiş kat’î / kesin bir hükümdür. Bilindiği üzere “Mevrid-i nass’da içtihada mesağ yoktur”. İçtihatlar, ancak sarih nassların ve de icma’ın bulunmadığı alanlardadır. Ve bütün içtihatlar da zannîdir. Zannî bir içtihatla kat’î bir hüküm aynı olmaz. Aynı olmuş olsa, zaten istisnasız her Müslümanın o hükme uyması gerekirdi. Farklı içtihatlara / görüşlere yer ve yol bulunamazdı. Oysa mezheplerin / müçtehitlerin içtihatları farklı ve her Müslüman da, müntesibi bulunduğu mezhebin hükümlerine uymakla mükelleftir.

***

Yine şöyle demişsiniz: Maliki olan bir zat kurbağa yediğinde Hanefi olan birisi ayy o nasıl şey vs diyerek ifade etse ona göre helal olan bir nimeti tahkir etmiş olacağından itikadi bir sıkıntı husule gelir mi?

Öncelikle soruna soruyla cevap vermek isterim; Hanefî bir mü’min, Mâlikî bir kardeşini rahatsız edecek mahiyette niçin öyle bir söz söylesin ki? Bilmiyor mu onun da hak bir mezhep üzere olduğunu, yediği şeyin de mezhebinde ona câiz-helâl addedildiğini? Binaenaleyh böyle saçmalık olmaz! Ancak her şeye rağmen birilerinin cahillik edip, ahlâk ve âdabın dışına çıktığını var sayarak bunun cevabını şöyle düşünebiliriz:

Her şeyden evvel bu sözü söylediğini farz ettiğimiz kişinin kastının, nimeti tahkir etmek olmadığını bilmemiz lazım. O sadece mensubu bulunduğu mezhebe göre tahrimen mekruh ya da haram olduğuna hükmedilen bir şeyin, şahsı nazarında da hoş olmadığını, kendisinin bundan tiksindiğini dile getirmek istemiştir. Binaenaleyh bu sözün itikadî bakımdan ne gibi bir sıkıntısı olabilir ki? Olsa olsa, ahlâken yapmaması gereken bir tavrı / tarzı ortaya koyup sergilediği için, muhatabınca hoş karşılanmayacaktır. Sözün kısası, meseleye itikadî açıdan değil, ahlâki perspektiften bakmanın daha doğru olacağı âcizane kanaatimdir.

Vesselâm…

Go to top