Selamun aleykum Hocam. Bu günlerde gündemde olan aynı bahçe içinde cami ve cemevi yanyana projesine dair yorumunuz nedir?
*******
Ve aleyküm selam.
Bunun yorumunu aslında bize değil, bu projeyi ortaya koyup uygulayanlara soracaksınız. Kaldı ki açıklamaları da ortada zaten; “hoşgörü”! Oysa İslâm’da aslolan, lastik gibi böylesine her tarafa çekilebilen, pelte gibi her girdiği kabın şeklini alan bir kavram değil, “musâmaha” denilen enfes ve güzel, ahlâkî bir mefhumdur. Hoşgörü esas itibariyle musâmahanın yerini tutmaz, onun tam karşılığı değildir.
Şimdi siz, illa bizim de bir şeyler söylememizi isterseniz, biz de “neden ayrı ve farklı yerlerde değil de birarada”, diye sorarız. Var mı birlikteliklerine bir gerekçe ve ihtiyaç? Tabii proje sahiplerine göre var. Ama bizim kanaatimizce ortada pek de böyle bir mucip sebep gözükmüyor! Zira yeryüzü her ikisine, hatta diğer bütün tapınaklara da yetecek kadar geniş!
O halde bu zorlama niye?
Caminin durumu-hâli-mevkii belli.
Peki “cemevi”nin statüsü-işlevi ne?
Öncelikle sistemin bunu çözüme kavuşturması gerekir.
Ayrıca sormazlar mı insana; bu alanda sanki her şey hallolmuş da sıra buna mı gelmiş?
İşte İslâm’daki güzelim “tesâmuh”un “musâmaha”nın yerini, ölçüsüz bir “hoşgörü”ye bırakırsanız, gelinecek nokta budur: Cami-cemevi-aşevi çorbası!
***
S o n u ç
Böyle bir proje gerçekleşirse ne olur, nasıl olur?
Lüzumsuzluklardan biri olur. Yapanlar muradına erer!
Hani bilirsiniz, Bektaşi dedesine sormuşlar:
- Baba erenler abdestsiz namaz olur mu?
- Olur, demiş, ben kıldım oldu.
Bu da öyle olur: “Biz yaptık oldu”.
Tabii bu sebeple kıyamet de kopmaz. Fakat ilim-irfan, akıl-mantık, iz’an-idrak ve imanî şuur açısından güzel bir şey olduğunu söylemek de herhalde herkes için pek mümkün olmaz. Üzerinde daha fazla da durmaya değmez. Herhalde diyaloğun gele-gele geldiği son nokta bu olsa gerek. Tabii şimdilik… Daha neler göreceğimizi ise ancak Allah bilir. Rabbim encâmımızı hayreylesin.
Bilmem anlatabildim mi?