Öncelikle Allah-u Teala sizden razı olsun. Malumunuz Kur'an-ı Kerim'in hem lafzı hem manası Allah-u Teala'ya aittir. Kur'an-ı Kerim'in mucize oluşu lafzın da Allah'a ait olmasından mıdır? Bazı yerlerde Kur'an-ı Kerim'den önceki kitap ve sahifelerin lafzının insan kelamına benzediği ve bu nedenle çabuk tahrife uğradığı söylenmekte ve kaynak olarak İmam Suyuti ve İmam-ı Rabbani(mektubat) gösterilmektedir. Gerçekten bu veya başka ehli sünnet alimleri böyle bir izahta bulunmuşlar mıdır yani Kur'an-ı Kerim'den önceki kitabların lafzı insan lafzına mı benzemektedir?
*******
Rabbim sizlerden razı olsun.
Usûl-i fıkıh tabiriyle Kur’an-ı Kerim, “nazmu’d-dâll ale’l-mânâ”dır. Hem nazım-lafız hem de manasıyla birlikte Kur’an’dır. Tertibine varıncaya kadar her haliyle Cenab-ı Mevlâmıza aittir.
Önceki kitapların bugünkü muharref halleri değil ama, onların da asılları Allah kelâmıdır. Evet, “Tevrat, İncil ve bütün kitaplar ve sahifelerin hepsi birden, bir defada inmişti. Hepsi, insan sözüne benziyordu ve lafızları mucize değildi. Onun için çabuk bozulup değiştirildi” diyenler var. Daha başka sebepler-hikmetler de ortaya koyanlar bulunabilir mutlaka...
Nitekim bazı eserlerde şu kayıtlara da rastlıyoruz: “Geçmiş peygamberlerde olduğu gibi, Hz. İsa’nın (a.s.) sağlığında İncil, yazılı kitap hâline getirilmemiştir. Çünkü İsa aleyhisselâmın tebliğ süresinin kısa oluşu ve yaşadığı devrin şartları buna elvermiyordu... En erken yazılan İncil, İsa aleyhisselâmdan sonra yetmişli yıllarda kaleme alınmıştır. Dolayısıyla Hz. İsa'ın tebliğ ettiği hakikatler anında kaydedilememiş, sonradan yazılan İncillere insan sözü karışmış ve böylece kitabın aslı tahrife uğramıştır.”
İşin özü
Li-hikmetin Mevlây-ı zû’l-Celâl, bizatihi muhafazayı yalnızca Kur’an’a tahsis etmiş... [Bkz. Hicr suresi, 9; Fussılet suresi, 41-42] Diğerleri ise bu ilahi korumanın dışında kalmış, zamanla da çeşitli sebeplerle tebdil ve tağyire uğramış... Kaldı ki, bu bozulma ve değişmeler olmasa bile, Kur’an’ın gelmesiyle onlar zaten mensuh olup hükümleri mer’iyetten kaldırılacaktı. Zira Kur’an en son ve en mükemmel Kitap’tır. Onunla bütün ahkâm tamamlanmıştır. Diğerleri ise birbirini neshetmiyor, sadece tamamlıyordu... Bu da ayrı bir bahis.
Âcizane kanaatim; Kur’an’ın haricindeki semavi kitapların, insan kelâmına-üslûbuna benzemesi de, beşer eliyle bozulmasından sonradır. Yoksa, imanın altı şartından biri olan “kitaplara iman”da bizim inandığımız ilahi kitapların hepsi de asılları itibariyle tabii ki Allah kelâmıdır. Fakat o söz gerçekten İmam Süyûtî ve İmam-ı Rabbani hazretlerine aitse, ale’r-re’si ve’l-ayn; tabii ki bir diyeceğimiz olamaz. Net olarak kaynak belirtirseniz, vaktimiz-fırsatımız olursa, tedkik ve tahkik etmeye çalışırız.