Selamun aleykum değerli Hocam.
Bir finans kurumunun şöyle bir uygulaması var. Diyelim ben bir mağazaya gidip 500 TL'lik alışveriş yapıyorum ve kredi kartıyla tek çekim ödüyorum. Bankada bana diyor ki sen bu 500 TL'yi istersen bana 10 taksitle ödeyebilirsin. ama % 1 kar payı alırım.
Böyle bir uygulama caiz midir? Faiz midir? Ve de “Bir satışta iki - fiyat”ı nehyeden hadise de ters düşer mi?
*******
Ve aleyküm selam.
Bir malı peşin ve vâdeli olarak aynı fiyata satmak caiz olduğu gibi, farklı da olabilir. Yani peşin ucuz, veresiye pahalı satmak caizdir. Ancak bu muâmelenin satanla alan arasında olması gerekir. Dolayısiyle söylediğiniz tarzda araya bankanın girmesi akdin sıhhatine mâni olur, çünkü sizin ona ödeyeceğiniz vâde farkı faizdir, o muamele caiz olmaz.
***
Meselesinin detaylı açıklamasına gelince...
Vâdeli alım-satımda bulunmanın caiz olduğu Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) filî sünnetiyle sabittir. Hazret-i Âişe (r.anha) validemizden gelen rivayet şöyledir:
“Nebî (s.a.v.), Ebû Şahn adında bir Yahudî'den veresiye yiyecek satın aldı ve demirden zırhını ona rehin verdi.” [Buhârî, Sahih, İstikrâz, I, Buyu,14]
İmam Katâde'nin (rh.) Hz. Enes’ten (r.a.) rivayeti ise şöyledir: “Rasûlullah (s.a.v) Medîne'de bir Yahudi'nin yanına zırhını rehin bıraktı ve ondan âile fertleri için arpa satın aldı.” [el-Cessâs, Ahkâmü’l-Kur'ân, 2, 258]
İmam Buharî (rh.) bu hadîsi tam on yedi yerde zikretmiş, bununla hadîsin vâdeli satış mevzuunda geniş bilgi verdiğini belirtmek istemiştir.
İbn Nüceym (rh. v. 970/1563) el-Bahru’r-Râik adlı kıymetli eserinde diyor ki; “Bir malı peşin parayla da, belirli bir süre veresiye de alıp-satmak caiz ve sahihtir.” [A.g.e., Kahire, 1311, 3, 303]
***
Alış-verişte peşin fiyat üzerine vâde farkı eklemek, Cumhur-i ulemâya göre caizdir. [Bkz. Neylü'l-Evtâr] Bu hususta âlimler arasında ihtilaf olmamıştır. Ancak bazıları, sizin de sorunuzda işaret ettiğiniz üzere, Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) Tirmizî’de geçen, “Bir satış içinde iki satış yapmaktan men etmiştir” mealindeki hadisine dayanarak, alış-verişte vâde farkını eklemek caiz değildir, demişlerdir.
Halbuki bu hadis, vâde farkından hiç söz etmiyor; fukahadan hiç kimse de ona haml etmemiştir. Hadis ya akd içinde bir şartı koşmanın caiz olmadığını, mesela; Zeyd'in Halid'e, evini bana yüzbin liraya satarsan, ben de şu tarlamı sana yüz elli bine satarım, demesi gibi...
Veya semen yani bedel belli olmadığından mesela; şunu peşin olarak bin’e, vâdeli olarak iki bin’e “sana sattım” şeklinde (vadeli mi peşin mi olduğu kesin karara bağlanmadan) yapılan akdin muteber olmadığını ifade ediyor.
Şayet semen belli olur, kesin bir fiyat (peşin veya vadeli-taksitli) üzerinde anlaşılır, mesela; peşin olarak fiyatı bin lira olan bir meta' için, veresiye iki bin’e sattım denilirse, vâde farkı eklendiği halde, kesin olarak bu alış-veriş caizdir. [Bkz. el-Ahvezî Şerhu’t-Tirmizî; Nevevî, el-Muhazzab; Muhammed eş-Şirbinî el-Hatîb (v. 977 h.) Muğni'l-Muhtaç; İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, ilgili bahisler)