S.a hocam. Düm bir arkadaşla konuştuk katılım bankacılığından bahsetti. Almak istediğin evi banka alıyor. Sana taksitle satıyor içine kendi kar payını koyarak. Yani misal buzdolabı alacaksın. Mağaza alıyor sana satıyor taksitle gibi dedi arkadaş. Bu cihetle katılım bankacılığı yapan bankalardan kredi çekilerek ev almak caiz midir? Saygılarımla

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Alabilirsiniz; günümüz şartlarında ve zaruret karşısında caizdir. Fakat evlâ olan, imkân nisbetinde bankalar ve finans kurumlarıyla bu ve benzeri muâmelelerden uzak durmaktır. İhtiyatlı davranmak, takva ile hareket etmek isteyenlerin, işin bu cihetini de gözardı etmemesi gerekir. 

Ancak, biraz önce de ifade etmeye çalıştığımız gibi, şayet kendi varlığınız ev almanız için yeterli değilse, kredi alabilirsiniz. Bununla birlikte eğer imkânınız varsa, krediyle borçlanma yollarını tercih etmemeye gayret ediniz. Temin edebilirseniz, en güzeli, karz-ı hasen yoluyla borçlanmaktır. 

***** 

Bu mevzuda, "Katılım bankaları mevzuatı problemli" başlıklı dikkat çekici bir yazı

Türkiye'deki katılım bankaları (başka yerlerdeki adı faizsiz banka, islamî banka) asıl kazancını üç işlem ile sağlıyor: Murabaha, müşâreke ve leasing.

Bu üç işlem içinden en fazla (yüzde doksanın üstünde) uygulananı ise 'finansal destek adıyla' murabahadır. Müşâreke bankanın ve müşterinin sermaye koyarak yaptıkları ortak işleri, leasing ise bankanın satın aldığı bir malı veya hizmeti (mesela kiraladığı bir şeyi) müşteriye, belli bir süre sonunda malik olmasını sağlayacak şekilde kiraya vermesini ifade etmektedir.

Katılım bankalarının verdiği kredi kartı, bu bankaların özelliği sebebiyle 'kredi kartı' değil, 'vekalet ve kefalet kartı' olmalıdır. Kart hamili bankanın vekili olarak satın aldığı malı bankadan satın almalı, banka malın alındığından haberdar olunca mesaj yoluyla müşteriye peşin veya vadeli satmalıdır. Mevzuatta bu kartların böyle düzenlenmesi gerekir.

Daha ziyade problemli olan iki işlem murabaha ile leasingdir.

Mevcut mevzuata göre leasing ne alıp satmaya ne de kiralamaya uyuyor. Banka malı satın alıp kiraya veriyorsa, kira ilişkisi devam ettiği sürece malın sigortası ve kusursuz hasar ve eskime durumunda tamiri bankanın vazifesi olmalıdır; halbuki mevzuatında böyle değildir. Eğer banka malı müşteriye satmış ise bu takdirde kira almaması gerekir; halbuki uzun süre kira almaktadır.

Murabahaya (finansal desteğe) gelince burada problem (fıkha uygun olmama durumu) daha açık ve kesindir. Mevcut mevzuata göre bu işlem şöyle uygulanır: Müşteri bankaya başvurur, banka müşterinin satın almak istediği malı satan firmaya sipariş formu gönderir, bu formda 'şu malı, filan kişiye satın, faturayı da ona kesin, bedelini ben ödeyeceğim' der, firma bunu yapar ve bankaya bilgi verir, banka da ödediği bedele ilave yaparak müşteriyi borçlandırır.

Mevzuatta yazılı olan şekil olduğu gibi uygulandığında bunun caiz olmayacağı açıktır; çünkü müşterinin borcu ödenmekte ve kısa veya uzun vadede fazlasıyla tahsil edilmektedir.

Bu kanun çıktığı zaman katılım bankalarının en büyük işlem kalemi meşru olmaktan çıkıyordu; bir çare arandı ve şer'î danışmanlar tarafından –kanunda olmasa bile- müşteri ile banka arasında sözlü veya yazılı 'vekalet' usulü ortaya kondu. Buna göre banka müşteriye 'malı banka adına satın alması ve sonra bankadan kendine satın alması' için vekalet verecek, müşteri de böyle hareket edecekti. Bu formül işlemi meşru hale getiriyordu, fakat mevzuatta olmadığı için uygulanması mecburi değildi, ayrıca çalışanların ihmal etmeleri mümkündü.

Defalarca söyledik ve yazdık: 'Şu katılım bankalarının mevzûatını faizsizlik esasına göre gözden geçirin ve uygun olmayan maddeleri değiştirin, bu cümleden olarak murabaha işleminde –daha önceleri olduğu gibi- çifte fatura uygulamasını getirin, vekil müşteri malı satın alınca bankaya fatura kesilsin, banka satınca da müşteriye fatura kessin, vergi durumunu rekabeti mümkün kılacak şekilde ayarlayın' dedik, dinleyen ve yapan olmadı.

Biz bu bankaların yaşamasını ve başarılı olmasını gönülden isteriz ve destekleriz, yukarıda özetlediği pürüzlerin de vakit geçirmeden giderilmesini bekliyoruz. (Yeni Şafak, 30.05.2014 Cuma Hytn Krm)

Go to top