Kutubi Sittede mevzu hadis varmıdır.. dinimizislam999
*******
Kütüb-i Sitte, malum olduğu üzere Buharî, Müslim, Nesaâ, Tirmizî, Ebu Dâvud, İbn Mâce’den teşekkül eden altı hadis kitabıdır. Bu eserlerde kayıtlı bütün hadisler seçilirken titizlikle “sıhhat vasfı” düşünülmüş, yani hadisin sahih olması ön plana alınmıştır.
Kütüb-i Sitte’deki hadislerin râvileri, hadis rivayeti noktasında en dikkatli ve sağlıklı hareket eden râvilerdir. Binaenaleyh, birilerinin dediği manada Kütüb-i Sitte’de de Kütüb-i Tis’a’da da uydurma hadisler yoktur. Var olan, sadece okuyanın manasını-mefhmunu anlayamadığı-kavrayamadığı, sıhhatine dair ilim ve m’arifetten mahrum olduğu gerçeği vardır. Tabii ki bu da yine anlayana!
***
Sahih hadislerin mevzu hadislerden ayıklanması mevzuuna gelince…
Hadis âlimleri; râvileri tenkid, sahih hadisleri tanıma ve elde etme mevzuunda çok büyük gayret sarf etmişlerdir. Bunun yanında mevzu yani uydurma hadis alanında da çalışmalar yapılmış, hangi alanlarda hadis uydurulduğu, kimlerin uydurduğu ve bu tür hadisleri tanıma yolları tesbit edilmiş, bu alanda geniş hacimli kitaplar telif edilmiştir.
Yapılan araştırmalar bu nevi hadislerin ekseriyetle;
- İslâm düşmanlığından kaynaklanan siyasi veya itikadi düşüncelerle uydurulduğunu…
- Irkçılık, mezhep ve fırka taassubu, şahsi çıkar / menfaat sağlamak gayesiyle yapıldığını…
- Ya da hikâyeci vaizler tarafından halkı amele teşvik için uydurulduğunu ortaya koymaktadır.
Hadis diye uydurulmuş sözleri toplamak maksadıyla te’lif edilen eserler, işaret edelim ki hadis tarihi içinde ilk devirlerde değil, hicri 6. asrın başlarından itibaren görülmeye başlamıştır. Mevzuat kitaplarının ilk örneklerini teşkil eden el-Makdisi’nin (v.507/1113) Tezkiratu’l-Mevzuat’ı ile İbnu’l-Cevzi’nin (v.597/1200) Kitabu’l-Mevzuat’ı, Ukayli’nin (? -?) ed-Duafa’sından başlamak üzere Hatib-i Bağdadî’nin (v.463/1071) eserlerine kadar uzanan yaklaşık 150 yıllık bir zaman zarfında yazılmış eserlerden topladıkları gibi, tenkidlerde de Yahya b. Said el-Kettân’dan (v.198/813) başlayarak Abdurrahman b. el-Mehdî (v.198/813), Yahya b. Main (v.233/847), Ahmed b. Hanbel (v.241/855), Buharî (v.256/869), Nesaî (v.303/915), İbn Ebi Hatim (v.327/938), İbn Hibban (v.354/965), İbn Adiy (v.365/975) ve Dârekutnî’nin (v.385/995) değerlendirmelerinden istifade etmişlerdir.
Hadis diye uydurulmuş sözlerle alakalı kitapların te’lifi 1900’lü yıllara kadar, değişik muhtevâ (kapsam) ve tertiplerle süregelmiştir. Halen de bu mevzuya dair elde mevcut kitaplar taranmak suretiyle hadis diye uydurulmuş sözlerle ilgili ilmî araştırmalar değişik ülkelerde akademik faaliyet olarak sürdürülmektedir. Mesele, hemen her hadis usûlü kitabında da şu ya da bu ölçüde işlenmekte ve tanıtılmaktadır.
Hadis diye uydurulmuş sözleri ya alfabetik ya da mevzularına göre tanıtan eserlerden 18 kadarının muhteva tanıtımı, Doç Dr. M. Yaşar Kandemir’in “Mevzu Hadisler” isimli araştırmasında anlatılmaktadır.
Ayrıca hadis diye dillerde dolaşan sözleri tetkik eden eserlerde de hadis diye uydurulmuş sözlere işaret edilmektedir ki, el-Aclûnî’nin (rh.) Keşfü-l-Hafâ’sı bu nevi eserlerdendir.
Aliyyü’l-Kaarî’nin (rh. v.1014/1605) el-Mevzûâtü’l-Kübrâ’sı ile İbn Arrak’ın (v.963/1556) Tenzîhu’ş-Şerîa’sı mevzuya ait bilgi ihtiyacını karşılamaya yeterlidir. [Bkz. İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü]
Belli çereler malum maksatlarla bir yandan hadis uydururken, öte yandan Ehl-i Sünnet âlim ve muhaddisleri de -tabiri caizse- bunların çanlarına ot tıkayan mükemmel te’lifleriyle-çalışmalarıyla karşılarına çıkmıştır. Bunların da başlıcaları; Buharî, Nesaî, İbn Hibbân, Ebu Bişr-i Devlabî, Ukaylî, Cürcânî, Dârekutnî, Hâkim (rahımehumullah) gibi hadis âlimleridir. [Geniş bilgi için bkz. Aliyyü’l-Kaarî, Mevzu Hadisler]