Selamun aleyküm hocam;

Tesettürlü bir hanımın açık bir fotoğrafının, mahrem olmayan bir erkek tarafından görülmesinin bir mahzuru olmadığını duymuştum, aslı nedir? Açıktan kasıt, yanlızca saçları olduğunu söylemişti..Hümeyra

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Meseleyi öncelikle erkek açısından ele alacak olursak, bakılan asıl insan bedeni değil, adı üstünde fotoğraftır. Fotoğraf da ışık çizgisi demektir, gerçek değildir, suya yansıyan resim gibidir. Bu bir nevi hayâl olduğu için, ona bakmak, hakikatte kadının saçına-vücuduna bakmak gibi haram sayılmaz. Ancak şehvetle bakan bir kimse için haram olur. İbn Hacer Heytemî ile Şirvânî (rahımehumallah) bu hususta şöyle demektedirler:

Aynada veya suda görünen kadın görüntüsüne bakmak haram değildir. Ancak, fitneye vesile olduğu takdirde haram olur”. [İbn Hacer el-Heytemî, Tuhfetü'l-Muhtâç ve Şirvânî (Abdülhamîd eş-Şirvânî’nin yazdığı hâşiye ile birlikte), 7, 192]

Bununla birlikte takvâ sahibi mü’minler için ihtiyâten, şer’î bakımdan mahzuru olmayan hususlardan da kaçınmak, aynen mubahların fazlasından uzak durmak gibi güzel olur. Mesela bir kadının nâmahrem yani yabancı bir erkek yok iken, kendi evinin içinde başı açık bulunmasına şer’an ruhsat verilmiştir. Fakat ruhsat hiçbir zaman azîmet ve takvânın yerini tutamaz. Meseleyi Arap lisanının incelikleri bakımından ele alacak olursak, sarf ilmine göre “cevâz” lafzı, "ecvef" bir kelimedir, karnı geniştir, pek çok şeyi içine alabilir. O bakımdan tasavvuf erbabı mü’minler, ihtiyata uygun, rızâ-i ilahiye muvafık dindarâne bir hayatın dinî meselelerde takvâ yolunu tercih etmek olduğunu hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalıdır.

Go to top