halis hocam sizlere birkaç sorum olacak.

1-hocam baş örtüsüile ilgili ayette başörtülerini yakalarının üstüne salsınlar diyor.mantonun içine sokmak filan caiz değil mi.

2-saçı topuz yapmak ile ilgili hadislerde lanet tehdidi var.ama orada deve hörgücü gibi diyor.yukarı doğru değil de arkaya doğru topuz da bu hükmün içine giriyor mu. bir de pardesü ile tesettür olur mu.

3-bu sorum ise hocam gıybet ile ilgil.ben mesela tesettüre girdiğini zanneden ama aslında tesettür olmayan kişiler ile ilgili onları gördüğümde yanımdakilere onlar hakkında böyle tesettür olur mu ya da tesettüre girdiğini zannediyor gibi sözler söylüyorum.ya da bir arkadaşım hakkında arkasında da bu gibi şeyler söylüyorum.bu yaptığı açıktan bir günah olduğu için bunu konuşmak caiz olur mu.yoksa bu da gıybet mi olur.Allahu teala razı olsun hocam. ebru dağ

*******

1. “baş örtüsüile ilgili ayette başörtülerini yakalarının üstüne salsınlar diyor.mantonun içine sokmak filan caiz değil mi?”

Bilindiği gibi cahiliye devrinde de başörtüsü vardı. Ancak enselerine bağlar ve arkaya bırakırlardı. Yakaları önden açılır, gerdanları ve boyunları görünürdü. İşte bu durumu düzeltmek için ayet-i kerimede Allah Teala, “Başörtülerini yakalarının üzerine (kadar) vursunlar (örtsünler)...” buyurmuştur. Bu örtünün şekli ve biçimi ise önce açık yer kalmayacak şekilde başı, boyun ve gerdanlığı örtmektir. Sonra da ince ve çekici olmayan bir örtüyü kullanmaktır. Mutlaka şu şekilde ve şöyle olmalıdır demek doğru değildir. [Bkz. Elmalı’lı, Hak Dini Kur’an Dili, Nûr suresi 31. ayet tefsiri]

Buna göre başörtüsünü yakaların üzerinden örtmenin hikmeti; boyun, gerdan ve göğsün örtülmesini sağlamaktır. Zamanımızdaki kadın giyiminde, başörtüsü mantonun-pardesünün ve sair üst elbisenin içine konduğunda boyun ve gerdan örtülmüş olmaktadır. Bu örtünme temin edildiğine göre, başörtüsünü bu şekilde bağlamak caizdir. Önemli olan, İslâm’a uygun olarak tesettürün sağlanmasıdır, şekilcilik değildir.

Müslüman bir hanımın başını kapatması hem Allah Teala'nın hem de Rasûlullah’ın (s.a.v.) emridir. Yani yüz kısmı açık kalacak şekilde başın kalan kısmını, boyun ve göğüsleri, gerdanliği örtmek farz-ı ayındır; açmak ise bir farzın terki sayıldığından haramdır.

Velhâsıl; Müslüman kadınlar başlarındaki ziynet yerlerini de yani saç-baş, kulak, boyun ve gerdanlarını örtmek şartiyle, birçok hanımın uyguladığı gibi, başörtülerini pardesülerinin-mantolarının… içine koymalarında mahzur olmaz. Hatta rüzgâra karşı filan da daha emniyetli olur.

2. “saçı topuz yapmak ile ilgili hadislerde lanet tehdidi var.ama orada deve hörgücü gibi diyor.yukarı doğru değil de arkaya doğru topuz da bu hükmün içine giriyor mu. bir de pardesü ile tesettür olur mu.”

Sizin de işaret ettiğiniz gibi hadis-i şerifte buyrulmuştur ki, “Ümmetimin son dönemlerinde…. Hanımları(ın).… başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi (topuz) vardır. Onlara lânet edin, zira onlar lânet olunmuşlardır.” [Ahmet b. Hambel, Müsned, Hadis no: 6786; İbn Hibban, Sahih, Hadis no: 5655-7347]

Görüldüğü üzere bu özenti, kadının başörtüsü altındaki saçına, dikkat çekmeyi sağlamak için verdiği şekildir. Kadının örtüsü-kıyafeti, duruşu, tavrı-üslûbu, bir erkeğin dışarıdan baktığında, onun bedenine, cazibesine ait ayrıntılara takılmayacağı, farklı şeyler hissetmeyeceği tarzda olmalıdır. Aksi haramdır. Saçlarını başının üzerinde deve hörgücü gibi topuz yapmasındaki yasağın sebebi de açıktır. Binaenaleyh eğer arkaya doğru yapılan topuz da üste yapılan topuz gibi aynı sakıncaları taşıyorsa, onun da cevazından söz edilemez. Fakat bu o maksatla değil de, tesettürü daha iyi ve daha rahat temin ettiği ve dikkat çekiciliği de olmadığı söylenebiliyorsa, bir mahzuru olmayabilir. Ve illâ felâ… 

Pardesü ile tesettür meselesi...

Dar ve şeffaf olmayan, örtünme kıstaslarına uygun bulunan pardesü ile tesettür niçin olmasın..?! Bu hususta şüphe etmek için insanın ilmî ölçüleri bir yana bırakıp, aklını-mantığını, muhakeme ve mukayese hasletlerini de tatile göndermesi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü ortada kuşkuya mahal olabilecek bir durum yok. Yüce dinimiz tesettür için şekil değil, ölçü koymuş ortaya... Ölçü de sünnete uygun tarzda örtünmektir. 

3. Üçüncü olarak gıybet sorunuzua gelince…

Evet, yaptığınız basbayağı gıybettir, çok çirkindir, haramdır, şiddetle kaçınmanız gerekir! Madem tesettüre girdiğini zanneden bu kardeşinizin eskiği-kusuru var, onun gıybetini yapacağınıza noksanlarını tamamlamasına yardımcı olmanız gerekmez mi? İşin doğrusu, İslâmî âdap ve usûl bunu iktiza etmez mi?

Peki bu durumda yapmanız lazım olan nedir?

Gıybet'i yapana farz olan; pişman olmak, tevbe ve istiğfar etmek, yaptıklarından dolayı üzülmektir. Bunu yapmakla umulur ki Allah'ın hakkını ödemiş olur! Sonra gidip gıybetini yaptığı kimseden affını dilemeli, hakkını helâl ettirmeye çalışmalıdır. Tabii o da helâl ederse… Ancak o takdirde ona yapmış olduğu zulmün cezasından kurtulması ümit edilebilir. Gıybetini yaptığı insandan helâllik istediği zaman mahzun, mükedder ve yaptığından dolayı pişman olmalıdır. Çünkü riyâkâr bir kimse de bazen gıybetini yaptığı kimseden, müttakî olduğunu göstermek için helâllik ister. Oysa içinde gıybetten dolayı pişmanlık diye birşey yoktur. Böylece ikinci bir günah işlemiş olur! Bunu da dikkat etmek gerekir.

Ayrıca tâbiîn’in büyüklerinden İmam Mücahid (rh. m. 645-723) hazretlerinin buyurduğu gibi, “Kardeşinin etini yemenin keffareti, onu övmen, kendisine hayır-dua etmendir.” Yani o kardeşin için diyebilirsin ki; ne iyi, ne güzel bir insan, noksanları olmasına rağmen hidayet yolunu buldu, tesettüre girdi, inşaallah eksiklerini tamamlayıp kâmil bir mü’mine olacak… Arkadaşlarının yanında bunu böyle söylediğin / konuştuğun gibi, dualarında da hem kendin hem onun için Allah’tan afv u mağfiret ve rahmet dileğinde bulunmayı ihmâl etmezsin.

Go to top