Soru 1- Bir bacağı ayağından kalçasına kadar alçıda olan ve 45 gün böyle kalacak olan bir hasta gusül niyetiyle teyemmüm aldıktan sonra her abdestinde cünüblükten temizlenmeye mi niyet etmelidir, yoksa bir defa ile cünüplüğün hükmü kalkar ve ondan sonraki teyemmümlerinde sadece abdeste mi niyet eder.

Soru 2- Bir hastalık sebebiyle yüzüne su dokundurması mahzurlu olan ve meshedemeyen kimse nasıl abdest alır?

Soru 3- Serum takılan ve serum eline veya koluna bantlarla sabitlenen bir hasta teyemmüm ederken yüzük ve benzeri şeylerin çıkarılması gerektiği gibi  bu bantları sökmeli midir? Yasemin Sevabit

*******

(1) Bir bacağı ayağından kalçasına kadar alçıda olan ve 45 gün böyle kalacak olan bir hasta gusül niyetiyle teyemmüm aldıktan sonra her abdestinde cünüblükten temizlenmeye mi niyet etmelidir, yoksa bir defa ile cünüplüğün hükmü kalkar ve ondan sonraki teyemmümlerinde sadece abdeste mi niyet eder.”

Sorunuz biraz karışık ve karmaşık. Açılması ve açıklanması gerekiyor. Bununla beraber biz, hastanın hiçbir organı için su kullanamama durumuna göre kısaca cevaplamaya çalışalım.

Cünüplükten dolayı teyemmüm etmiş olan bir kimsenin abdesti bozulsa, cünüp sayılmaz, sadece abdesti bozulmuş olur. Dolayısiyle her teyemmümde / abdestte cünüplükten temizlenmeye niyet etmesi gerekmez. Teyemmümü bozulduğunda, namaz için tekrar teyemmüm eder.

Malumunuz teyemmümün farzı üçtür ve bunların ilki niyet etmektir. Kişi niyeti, ellerini temiz toprağın üzerine koyarken, hangi maksatla teyemmüme ihtiyaç duymuş ise onun için yapar. Teyemmümle hangi ibâdeti yapacaksa, niyetini ve teyemmümünü o ibâdete tahsis eder. Başka bir ibâdet yapacağında, yeniden teyemmüm yapması gerekir. Meselâ cenabetlikten temizlenmek niyetiyle teyemmüm yapan kimsenin, vakit namazı için ‘namaz kılmak niyetiyle’ yeniden teyemmüm yapması lazımdır. Kezâ Kur’an okumak için teyemmüm yapan bir kişi, vakit namazı kılacağında bu defa vakit namazı kılmak niyetiyle yeniden teyemmüm yapar. Kur’an okumak niyetiyle yaptığı teyemmümle vakit namazı kılamaz. [Bkz. Bilmen, Ö.N., B. İslam İlmihali, Teyemmümün şartları bahsi]

Özetlemek gerekirse; kişi, gusül için aldığı ilk teyemmümden sonraki teyemmümlerini, cünüplükten temizlenmeye değil, yapacağı ibadetlere niyet ve tahsis eder. Ayrıca sizin söylediğiniz gibi abdeste değil, teyemmüme niyet eder; o teyemmüm zaten abdest yerine geçmektedir.

***

Dilerseniz şimdi de meselenin bir nebze detayına inelim.

Bir defa öncelikle söz konusu kişinin gusülde ve abdeste yapması gereken; yıkayabildiği âzalarını yıkayıp, alçılı olan bacağını meshetmesidir. Kırılan veya yaralı olan bir uzvu yıkamak zarar veriyorsa, kişinin kırık üzerindeki alçıya veya yara üzerindeki sargıya, abdest için de gusül için de bir kez meshetmesi yeterlidir. Mesh de zarar verirse, o da terk edilir. Hastalıktan dolayı teyemmüm edecek kişi, suyun hastalığına zarar vereceğini ya tecrübesi ile ya da doktor tavsiyesi ile bilmelidir.

Teyemmümün hangi şartlarda caiz ve geçerli olacağı ilmihal ve fıkıh kitaplarında açıkça belirtilmiştir. Kafamıza göre hemen teyemmüme müracaat edemeyiz. Eğer hekim tarafından diğer organlara da suyun değmesinin zararlı olacağı söylenilmiş ve onları da yıkama imkânından mahrumsak, ancak o zaman teyemmüm alabiliriz. Sağlık açısından su kullanabilecek duruma gelinceye kadar da ibadetlerimizi teyemmümle eda ederiz. Fakat hastalıktan dolayı yapılmış olan bir teyemmüm, hastalık geçtiği anda bozulur, dolayısiyle kişinin hemen gusül / boy abdesti alması gerekir.

Sağlık önemlidir. Onun içindir ki, “sıhhate itina, farzların en önde gelenlerindendir” buyrulmuştur. Binaenaleyh su kullanamayan bir hasta gusül yerine teyemmüm yapabilir, ama bu durumda eğer abdest alabiliyorsa abdest yerine teyemmüm yapamaz. Yani gusül yerine teyemmüm eder ve ibadetler için ayrıca abdest alır.

Malumunuz teyemmüm, su bulunmadığında veya mevcut suyu kullanma imkânı olmadığında küçük hades veya büyük hades (cünüplük) halini gidermek, yani abdestle yapılabilecek ibâdetleri yapabilmek ya da cünüplük, hayız ya da nifastan kurtulabilmek maksadıyla (kastıyla-niyetiyle) temiz toprağa elleri sürerek yüzü ve iki kolu meshetmektir. Bir başka ifâdeyle teyemmüm, suya kavuşma ya da kullanma imkânı olmadığında abdest veya gusül abdesti yerine geçmek üzere, bizzat Cenab-ı Hak tarafından konulan hükmî bir temizliktir.

(2) “Bir hastalık sebebiyle yüzüne su dokundurması mahzurlu olan ve meshedemeyen kimse nasıl abdest alır?”

Aslında bunun izahı, ilk sorunun cevabı içerisinde mevcuttur. Fakat tekrar edebiliriz. Şöyle ifade etmiş idik: “Kırılan veya yaralı olan bir uzvu yıkamak zarar veriyorsa, kişinin kırık üzerindeki alçıya veya yara üzerindeki sargıya, abdest için de gusül için de bir kez meshetmesi yeterlidir. Mesh de zarar verirse, o da terk edilir. Hastalıktan dolayı teyemmüm edecek kişi, suyun hastalığına zarar vereceğini ya tecrübesi ile ya da doktor tavsiyesi ile bilmelidir.” Velhâsıl, bir hastalık sebebiyle yüzüne su dokundurması da meshetmesi de mahzurlu olan  kimse, yıkamayı da meshi de terk eder.

(3) “Serum takılan ve serum eline veya koluna bantlarla sabitlenen bir hasta teyemmüm ederken yüzük ve benzeri şeylerin çıkarılması gerektiği gibi  bu bantları sökmeli midir?”

Hayır, serumun teyemmüme bir zararı olmaz; yüzük gibi çıkartılması gerekmez. Kaldı ki burada ayrıca sıhhî bakımdan bir zaruret durumu da söz konusudur. Ancak bantların sökülmesinde ve serumun tekrar takılıp yapıştırılmasında (sıhhî ve teknik yönlerden) bir sıkıntı yoksa, çıkartıp öyle teyemmüm almak elbette ki güzel olur. 

Go to top