Esselamü aleyküm Hocam. ‘Kibirli insana karşı kibirli davranmak sadakadır’ sözü hadisi şerif midir? Hadis olmasa dahi bu sözü sana kibirli davranan, seni hor gören kişiye sende aynı muamele ile cevap vereceksin şeklinde mi anlamamız gerekir? Allah sizden razı olsun. celal

*******

Ve aleyküm selam.

Evet, her ne kadar mevzu olduğunu söyleyenler olsa da, “et-tekebburu ale’l-mütekebbiri sadakatün; yani, kibirliye karşı kibirlenmek sadakadır” sözü veciz ve manası sahih bir kelâmdır. [Bkz. el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1, 313, Hadis no: 1011]

Bu rivayet, “Kibirlenen kişiye karşı kibirlenmek ibadettir”, “Kibirlenen kişiye karşı kibirlenmek hasenedir, güzel bir davranıştır” ifadeleriyle de meşhurdur. 

İmam Gazalî (rh.) hazretleri de İhyâu Ulûmi’d-din’inde, “Ümmetimden tevâzu sahiplerini gördüğünüzde, siz de onlara tevâzu gösterin.  Kibirli olanları gördüğünüzde ise, siz de onlara karşı kibirlenin” şeklinde benzer bir rivayeti nakletmektedir. Ancak  İhyâ’daki hadislerin tahrîcini yapan Hâfız Irakî (rh.)  bu rivayet için garib tabirini kullanmıştır. [Bkz. Irakî, Tahrîcü’l-İhyâ, 5 129]

Bu söz için yukarıda kaynak olarak verdiğimiz Keşfü’l-Hafâ müellifi Aclûnî merhum da, “Aliyyü’l-Kaarî (rh.) bunun insanlar arasında kullanılan, ancak manasının veciz ve sahih olduğunu” Fahreddin Râzi’den  (rh) nakletmektedir.  [Bkz. A.g.e., 1, 313] Zira kibirliye karşı kibirli olmak, kibirlenmek değil, onun kibrini kırmak olarak isimlendirilir. Nitekim Berîkatü’l-Mahmûdiyye’nin müellifi de şöyle demektedir: “Kibirliye karşı kibirlenmek sadakadır. Zira o esnada kibirliye tevâzu göstermek, onun o sapık halinin devamına sebep olmak demektir. Ancak ona karşı kibirlenmek onun uyanmasına sebep olabilir.”

İmam Şâfiî (rh.) “Kibirliye karşı iki kere kibirlen” demiştir. İmam Zührî (rh.), “Dünya’ya düşkün olanları sıkıştırmak, zorlamak (onlara baskı yapmak) İslâm’ın söküğünü dikmek demektir.” İmam-ı Azam’ın (rh.) ise, “(Mü’min), kendisini önemsemeyen (ona kibirlenen) kişiye karşı tevâzu gösteren zalimden daha zalimdir” dediği nakledilmektedir.

Yine denilmiştir ki: “Kibirliye karşı kibirlenmek, onu uyandırmak için olur, (kişinin) kendisini büyük göstermek için değil. O zaman bu, zenginlere ve cahillere karşı kibirlenmek gibi olur ki, bu da övülen bir davranıştır.’’ [Hâdimî, Berîkatü’l-Mahmûdiyye fî Şerhi Tarîkatü’l-Muhammediyye, 3, 176]

el-Münâvî (rh.) Câmiu’s-Sağîr’ın şerhi Feyzu’l-Kadir isimli eserinde; ihsân, ihlâs, başkasını kendine tercih etme, sünnete ittibâ, istikamet, maişet ve ibadette iktisatlı olmak v.s. gibi güzel ahlâkların içerisinde kibirliye karşı kibirlenmeyi de saymaktadır[el-Münâvî, a.g.e., 3, 470] 

Hâsılı, sözü edilen rivayet hadis kriterlerince lafzan hadis olarak kabul edilmemekle birlikte, muhtevasının sahih  (doğru) ve mana itibariyle hadis olduğu anlaşılmaktadır.  

Bir kudsî hadiste Allah (c.c.) buyuruyor ki:

Kibriyâ benim ridâm (belden yukarı giyilen elbise, bir anlamda gömlek), azamet ise benim ızârım (belden aşağı giyilen elbise)dır. Bunlardan biri hakkında bana ters düşen kimseye azab ederim.”  [Bkz. Müslim, Sahih, Birr: 136; Ebû Dâvud, Sünen, Libâs: 25; İbn Mâce, Sünen, Zühd: 16; İmam Ahmed, Müsned 2/248, 376, 414, 427, 442, 4/416; Alâuddin el-Hindî, Kenzü’l-Ummâl, 3, 534]

Hadiste “azamet” izara, “kibriyâ” ise ridâya benzetilmiştir. Buradaki gömlek ve kaftan benzetmeleri, vücudun her tarafını istisnasız kaplamaya işaret ediyor ki, manası; kibriyâ ve azamet Allah’ın Zât-ı Akdes ve bütün sıfatlarını, isimlerini kuşatan umumi bir mefhumdur / kavramdır. Yani onun Zâtı da sıfatları da isimleri de mutlak kibriyâ ve azamet içindedir.   

Bu ifade, hiç kimse Allah’ın Zâtını kuşatan bu sıfatlara ortak ve hissedar olamaz demektir. “Kim bu hususta kibirlenir ve büyüklük taslarsa, onu cezalandırırım” demek suretiyle  kibir ve büyüklük taslama hastalığından insanları sakındırıyor, kullarına bunu yasaklıyor. 

Allah Teala’ya ait bir elbiseyi, yani kibriyâ ve azameti (büyüklük ve üstünlük vasıflarını) insanın giymeye kalkışması çok komik ve çok büyük bir dalâlettir.

Binaenaleyh, mü’min bir insan kimseye karşı kibirlenmez. Fakat o, mütekebbirlere karşı, haksızlığa karşı, kâfire-küfre karşı dik durur, onların önünde asla eğilip bükülmez; ezilip büzülmez!  O bakımdan “bu sözü; sana kibirli davranan, seni hor gören kişiye, sen de aynı muamele ile cevap vereceksin” mealinde anlamamız ve mucibince amel etmemiz gerekir.

Müslüman her zaman ve zeminde, İslâm’ın ve Müslümanın izzetini, haysiyet ve şerefini korumak durumundadır.

Go to top