kadının pantolon ve gömlek giymesi caizmi pardüsü üzerine de olsa. İsimsiz
*******
Müslüman hanımların giyim-kuşamında birinci ölçü tesettürdür, ikincisi de erkek giyimi olmaması, erkek giyimine benzememesidir. Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) ikazı da bunu açıkça ifade etmektedir. Erkeklerden kadınlara benzeyenlere ve kadınlardan erkeklere benzeyenlere lânet etmiştir. [Bkz. Buhari, Fethu’l-Bâri, 10, 332] Diğer bir hadis-i şeriflerinde yine, “Kadın giyinişiyle giyinen erkeğe ve erkek giyinişiyle giyinen kadına Allah lânet etsin” [Ebu Davud, Sünen, 4, 355; Muhammed Nâsıruddin el-Albânî, Sahîhu’l-Câmi, 5071] buyurarak beddua etmişlerdir. Abdullah ibni Abbas (r.anhuma) da demiştir ki: “Rasûlullah (s.a.v.) kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lânet etti.” [Buhari, a.g.e., 10, 333] İşte bu ikazları unutmayan mü’min hanımlar, giyim-kuşamlarında birinci olarak tesettüre riayet ettikleri gibi, ikinci olarak da erkeğe benzememeyi esas alırlar. Böylece kimliklerini muhafaza etmeye gayret ederler.
Bu hadîs-i şerîfler, öncelikle giyim-kuşamdaki benzeyişi anlatır. Buna göre erkeklere benzer şekilde pantolon ve gömlek giyinen bir kadın, avretini örtme emrini yerine getirmiş olsa dahî, erkeğe benzememe emrini yerine getirmediğinden günahtan kurtulamaz. Hele hele giydiği pantolon ve gömlek dar-ince-şeffaf olur da vücut hatlarını ortaya koyarsa, tesettür emrini tam manasıyla yerine getirmemiş, fitneye sebep olacağı için de ayrıca günah işlemiş olur.
Ancak kadınların, "cilbâb"larının (dışlık örtüleri / manto / pardesü vb. giysilerinin) altından sirvâl (şalvar) giymeleri mahzurlu olmaz. Nitekim Hz. Ali (r.a.) şöyle demiştir:
"Bulutlu ve yağmurlu bir günde Bakî'de Rasûlüllah'la (s.a.v.) beraberdik. Merkebe binmiş bir kadın geçiyordu. Merkepten düşecek oldu da, Rasûlüllah (s.a.v. bir yeri açılır endişesiyle) ondan yüzünü döndü. Orada bulunanlar, ‘Kadının sirvâli var (üzeri açılmaz)’ dediler de Rasûlüllah (s.a.v.), ‘Sirvâller edinin. Çünkü onlar, (avretinizi, mahrem yerlerinizi) en iyi örten elbiselerinizdendir. Kadınlarınızı da dışarı çıktıklarında onlarla (şalvar ile kötü bakışlardan, günaha girmekten) koruyun’ buyurdular." [Hadîsi; Ukaylî, İbn Adîy ‘Kâmil'de ve Beyhakî ‘el-Edeb'te rivâyet etmişlerdir. Ayrıca bkz. Münâvi, Feyzu'1-Kadîr, I, 109-110] Bir başka rivâyette ise, kadının o hâli hoşuna gittiğinden ötürü: "Allah sirvâl giyen kadınlara rahmet(iyle muamele) eylesin." buyurdular. [Hadîsi; Dârekutnî ‘el-Efrâd'da, Hâkim ‘Tarihi’nde, Beyhakî ‘Şu'abül-İmân’da, Hatîb ‘el-Müttefek'te rivâyet etmişlerdir.] Hattâ bizzat Rasûlüllah Efendimizin (s.a.v.) de "sirvâl" satın aldığı rivâyet edilmiş, ancak kendisinin giydiği bilinmediğinden, hanımları için satın almış olabilir, denmiştir. [Münâvî, a.g.e. 1, 110] Bu hadîsler için zayıf denilmekle birlikte, aksi de söylenmediğine göre, bunlarla amel edilmesinde bir mahzur yoktur. Yani kadın dış giysisinin altından sirvâl giyebilir. Kadın bunu daha iyi örtünmek için giymişse, güzel bir iş yapmış olur. Ancak hadîslerde geçen "sirvâl"i tamı tamına bugünkü pantolonlar gibi anlamak da tabii ki yanlış olur. Mesela eğer paçaları görülecekse, onları erkek pantolonu paçalarından farklı yapmalıdır, gömleği de erkek gömleiğinden mutlaka farklı olmalıdır. Bu noktada ölçü; erkeğin giysisinin kadına, kadının giysisinin de erkeğinkine benzememesidir.
Ayrıca bkz. http://halisece.com/sorulara-cevaplar/1800-hemsire-ve-pantolon-giyimi.html