Selamün Aleyküm Hocam,

Kenzül Arş Duası Hakkında malümat verir misiniz. Sahih bir dua mıdır? İzinsiz okunabilir mi? İzin alınacaksa kimden alınmalı? Kısa olanı var, uzun olanı var. Doğrusu Hangisidir?

Bir arkadar bir araya gelelim birimiz okuyalım diğerleri amin desin diye ısrarlı. Bir şey de diyemiyorum. Ne Yapmalıyım? 

Derğerli vaktinizi ayıracağınız için şimdiden şükranlarımı arz ederim. Ali Özen

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Madem vaktin-vakitlerimizin değerli olduğunun şuurundasınız, öyleyse lütfen çalmamaya da çaba gösteriniz. Bu hususta mollacami sitesine gelen bir soruyu enine-boyuna ele almış ve cevaplamış idik. Fakat sorulmaya devam ettiğine göre, o cevabî yazıyı buraya da aktaralım.

Kenzü'l-Arş Duâsı

Hadis kitaplarının dua bahislerinde, benim bakabildiğim, görebildiğim yerlerden muhaddis İmam Hâkim’in (rh.) el-Müstedrek’inde “Kenzü’l-Arş Duası” denilebilecek birkaç satırlık bir dua var. Sahih olduğunu belirtmiş. Fakat oradaki dua metni, internette dolaşan ve Nevâdir-i Kaylubi’den alındığı söylenen Kenzü’l-Arş Duası kadar uzunca değil.

Kenzü’l-Arş (Arş'ın hazinesi) Duâsı” nedir?

Kenzü’l-Arş Duâsı”; başta peygamberler hakkı ve hürmeti için... Büyük meleklerin hakkı ve hürmeti için... “Besmele” hakkı ve hürmeti için... Ve Fatiha sûresinden başlayıp Kur’ân’ın sûre-i celîlelerinin tamamının ilk âyetlerini zikrederek, sûrelerin hakkı ve hürmeti için... Kur’ân’daki kelime ve hecâ harflerinin hakkı ve hürmeti için... Peygamberlerden büyük meleklere ve büyük zatlara kadar bütün muhterem zevâtın hakkı ve hürmeti için... İnsanoğlunun ve melâikenin muhtelif hâl ve sıfatları esnasında zikrettikleri Allah’ın isimleri hakkı ve hürmeti için; Allah’tan af, mağfiret ve çok geniş bir çerçeve içinde ihtiyaçlarımızın karşılanmasını isteyen şumûllü, faziletli ve tesirli bir duadır.

Hz. Ali (r.a.) tarafından tertip edildiği ve Ehl-i Beyt tarîkıyla rivayet edildiği tahmin edilen ve aslı Kur’ân’dan alınmış bulunan bu duâ, Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî (k.s.) hazretlerinin Mecmuâtü’l-Ahzâb’ında geçiyor. Bu da bizim için duânın sıhhati ve okunabilirliği bakımından yeterli bir delil sayılır.

Duânın başlangıç kısmı Allah Teala’nın Erhamü’r-Râhimîn, Hannân, Mennan, Bedîu’s-Semâvâti ve’l-Arz, zû’l-Celâli ve’l-İkrâm isimlerine ve Mevlâmızın Kerîm zâtını zikre tahsis edilmiş… Bu yüce isimlerin şefaatiyle özrümüzün kabûlünü, ihtiyaçlarımızın giderilmesini, isteklerimizin verilmesini, günahlarımızın bağışlanmasını istiyoruz. Günahları Erhamü’r-Râhimîn olan Allah’tan (c.c.) başka hiç kimsenin bağışlayamayacağını dile getiriyoruz.

Duâda daha sonra aynı dilek ve isteklerimizi Hz. Âdem (a.s.) ve Hz. Havva (r.anha), Hz. Nuh (a.s.), Hz. Musa (a.s.), Hz. İsa (a.s.), Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) hürmetine; Cebrail (a.s.), Mikâil (a.s.), İsrafil (a.s.), Azrail (a.s.) hürmetine; Bismillahirrahmânirrahîm ve Elhamdülillahi Rabbi’l-Âlemîn hürmetine, Elif-lâm-mîm ile başlayan Bakara sûresi, Elif-lâm-mîm ile başlayan Âl-i İmrân sûresi hürmetine; Nisâ sûresi, Mâide sûresi, En’âm sûresi, Elif-lâm-mîm-sâd ile başlayan A’râf sûresi, Enfâl sûresi, Tevbe sûresi, Elif-lâm-râ ile başlayan Yûnus sûresi, Elif-lâm-râ ile başlayan Hûd sûresi, Elif-lâm-râ ile başlayan Yûsuf sûresi, Elif-lâm-mîm-râ ile başlayan Ra’d sûresi, Elif-lâm-râ ile başlayan İbrâhîm sûresi, Elif-lâm-râ ile başlayan Hicr sûresi, Nahl sûresi, İsrâ sûresi, Kehf sûresi, Kâf-hee-yâ-ayn-sâd ile başlayan Meryem sûresi, Tâhâ sûresi hürmetine… ve devam ederek sıra ile Kur’ân’ın yüz on dört sûresinin her birisinin ilk âyetlerini zikri içine alarak bu sûrelerin ve âyetlerinin şefaatleriyle Cenâb-ı Hak’tan af ve mağfiret talebini ihtiva ediyor.

Sûrelerin ardından Rasûlullah Efendimiz’e (s.a.v.) nâzil olan Kur’ân’ın yirmi dokuz harfinin her birisini isim-isim zikrederek bu harflerin hürmetine af, mağfiret ve ihtiyaçlarımızla ilgili isteklerimizi Allah’a arz eden duâ metni; daha sonra yüz yirmi dört bin peygamber (aleyhimüsselâmü ve alâ Nebbiyinâ hâssah) hürmetine, insanlığın atası Hz. Âdem ve Hz. Havva hürmetine, dört büyük meleklerin hürmetine, Kerrûbîn ve Hamele-i Arş melekleri hürmetine, yedi kat gökyüzü ile yedi tabaka yeryüzü ve bu mülklerde bulunan melekler hürmetine mağfiret talebini  / bağışlanma dileğini tazammun ediyor (ihtiva ediyor / içeriyor).

Ardından Allah Teala’nın isimlerini farklı bir açıdan ele alan duâ metni, bu isimlerin hepsiyle af ve mağfiret talebini dile getiriyor. Burada göze çarpan bir orijinallik şudur: Esmâü’l-Hüsnâ’ya isim-isim yer vermekten ziyade, bu ulvî / yüce isimleri kendilerine sığınılma halleri ile ele alıyor. Ardından peygamberlere ve vahye tâbi olan ve istikamet üzere bulunan muhterem zatların hürmetine istek ve dileklerimizi Cenâb-ı Hakka arz ediyor.

N e t i c e

Kur’ân’dan ve hadislerden alınan bu duâ metni; sıkıntılı hallerimizde, günahlarımızdan af ve mağfiret talebimiz ve sair ihtiyaçlarımızın giderilmesini şiddetle arzuladığımız anlarda, Erhamü’r-Râhimîn olan Rabbimizin rahmet ve re’fetine sığınmak için okunabilir. Metinde ilmî açıdan mahzur teşkil edebilecek bir şey gözükmemektedir. Ancak tasavvuf erbâbı olan mü’minlerin, her gördükleri-duydukları duaları okumak yerine, kendilerine tavsiye edilenleri, tabir caizse okunmasına izin verilenleri okumaları daha muvafık ve münasip olur.  Çünkü tasavvuf yolunun büyükleri, pîranlarından izinsiz bir dua bile okumamışlardır. Eğer bu duanın okunması iktiza etseydi, herhalde mutlaka bu yönde bir tavsiyeleri ve izinleri olurdu. Binaenaleyh aklınıza esen dualar için izin mercii aramak, bunlarla meşgul olmak yerine, mezun olduklarınızı okumaya ve bilhassa Kur’an-ı Kerim’i çokça tilâvete devam etmeye, zikr u fikrinizi zamanında, tam ve kâmil manada yapmaya gayret ediniz. En büyük hazine bunlardır. Bunları edâ ve îfada muvaffak olabilene ne mutlu!

Go to top