Selamun aleykum hocam, hakkınızı helal edin, sizi yine bu konuda rahatsız ediyorum. T. Finans'ın Bedelli Askerlik Finansmanı (http://www.turkiyefinans.com.tr/tr/bireysel_bankacilik/kampanyalar/bedelli_askerlik.aspx) ile ilgili iyice sorguladığımda şu cevapları iletiler:
''Bankamız tüm ürün ve uygulamalarında Faizsiz Bankacılık Danışma Kurulu’ndan onay almaktadır. Danışma Kurulumuz Sn. Prof. Dr. Hayreddin KARAMAN, Sn. Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN ve Sn. Doç. Dr. İsak Emin AKTEPE’ den oluşmaktadır.
Bedelli askerlik uygulamasında Murabaha’nın bir alt türü olan mevzuatta Commodity Murabaha olarak geçen Teverruk yöntemi uygulanmaktadır. Danışma Kurulumuzdan Bedelli Askerlik Finansmanı talebiyle Bankamıza başvuru yapan müşterilere yardımcı olmak için bu yöntemin uygulanmasına dair ayrıca bir onay alınmıştır.''
Bu bilgiler ışığında son fetvayı sizden alalım dedik.
Fi emanillah.
Emre Karkar
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Aslında baştan beri sorduğunuz husus, İslâm fıkhında müstakil bir teze mevzu olabilecek mahiyette bir mesele... Fakat biz işin o yönünü ilgilenenlere bırakalım, zira bizim işimiz-gücümüz sadece bunlar değil, daha başka meşgalelerimiz var. Sorular-cevaplar, tabiri caizse, bu bütünün küçük bir parçası. Ancak fırsat ve imkân buldukça bakabildiğimiz bir pencere... İşin bir yönü bu. Öbür taraftan ‘fetvâ’ kim, biz kim?! Bizim yaptığımız ya da yapmaya çalıştığımız iş, âmiyane tabirle nakliyatçılıktan ibaret. Her neyse… Kısa da olsa meseleniz üzerinde durmaya, takatimiz nisbetinde sorunuzu cevaplamaya çalışalım. Umarım sadra şifa, derde deva olur.
Bilindiği gibi bey’u’t-teverruk ya da kısaca teverruk; esas itibariyle malın taksitle alınıp, alıcısından başka birisine / üçüncü şahsa peşin satılmasıdır. Başka bir ifadeyle teverruk satışı; sizin durumunuzda olduğu gibi, nakit bulmak gayesiyle bir şahıstan / firmadan vâdeli olarak (pahalıya) alınan malı bir başka şahsa peşin fiyatına (ucuza) satmaya denir. Teverruk satışı Ömer bin Abdilazîz (v. 101/719), bazı Medîneliler (rahımehumullah) ve bir rivayete göre İmam Ahmed b. Hanbel’e (rh.) göre mekruhtur. Hanbelîlerin ekseriyetine göre ise câizdir. Muasır (çağdaş) pek çok ilim adamı ve hey’et de teverruk mevzuunu gündemlerine almış ve hükmü üzerinde münakaşa etmişlerdir.
Bu usûl / yöntem, biraz önce de belirttiğimiz üzere fukahanın ekseriyeti tarafından mekruh görülmüştür. Fakat Hanbelîlerin çoğunluğuna göre ise meşru kabul edilmiştir. Teverruk satışının câiz olduğunu söyleyenler, alım-satım akitlerinin mala sahip olmak ya da malın karşılığını elde etmek için yapıldığını; her iki maksadın da dinen meşrû kabul edildiğini ileri sürmüşlerdir. Günümüzde de pek çokları teverruk satışını -bir takım ticarî, ekonomik, konjonktürel şartlar ve gerekçelerle- kabul edip caiz görmektedirler.
Ancak, geçmişte tecviz edilen (özellikle Hanbelîler tarafından kabul gören) bu teverruk satışının sistemi, kurulmuş bir yapısı olmadığı için, o zaman uygun görenler bulunduğunu; buna karşılık günümüzde, bu satışın prensipleri düzenlenerek gerçekleştirildiği için ‘ıyne satışı’na benzediğini ve dolayısıyla tecviz edilemeyeceğini (uygun olmadığını) söyleyenler de bulunmaktadır. İhtiyat, azîmet ve takvâya muvafık olan da budur. Binaenaleyh Müslümanlar için en münasip ve en doğru yol, zaruret ve mecburiyet olmadıkça mensubu bulundukları mezhebin müftâbih olan kavlinden ayrılmamaları, bu ve benzeri muamelelerden de kaçınmalarıdır.