kıymetli hocam. selamün aleyküm hayırlı ömürler. bir sorum olacak. Cenaze namazında imam 3 tekbir alıp son tekbiri almadan selam verdi. İttifakla namaz bozulur denmekte. Rukun yerine gelmediği için. Peki kazası mi olacak, tekrar mi kılınacak, bir kişi daha sonra kılsa olurmu, yine cemaatlemi kılınması lazım, kılmayan ne olur, kabirden uzaklaştırıldı ise başka yerde kilinirmi, cemaatten birisi imam 3 tekbir almasına karşın 4 tekbiri tamamladı ise cenaze namazı kabul olup diğer cemaatten dusermi, 3 tekbir alan diğer cemaat yeniden namaz kılması icap edermi? Ederse nasıl olmalı? İmama uymayıp 4 tekbiri namaz içinde tamamlayan da cemaat olduğu için tekrar kılması icap edermi?

imama 3.tekbirde selam verdin denmiş imam bir şey olmaz demiş. gıyaben kılmaya gerek varmı yeniden mezardan çıkarıp kılınması gerekirmi selamlar. Hasan Bozkurt – Facebook

*******

Ve aleyküm selam. Bilmukabele hayır-dualar…

Değerli kardeşim; ilk başta soruyu mutlak manada sormuş, kısmen cevabını da vermişsiniz. Sonrasında teferruata girip, ortaya bir karışık misâli, hayli karıştırmışsınız.  İç içe geçmiş matruşka gibi mükerrer ifadeler, sorular… Her neyse. Anlamaya ve anladığımız kadarıyla açıklamaya çalışalım.

1- Cenaze namazının asıl rüknü olan tekbirler üçtür. İlk tekbirle beraber hepsi dört tekbir etmiş olur. Sözünü ettiğiniz durumda rükünlerden biri tamamen, hem imam hem cemaat tarafından terk edildiğine göre, kılınan namaz sahih olmamış demektir. Hal böyle olunca o cenaze namazının tekrar kılınması gerekir. Eğer cenaze gömülüp üzerine toprak atılmış ise ve cesedin henüz dağılmadığına dair kuvvetli bir kanaat varsa, ölünün hakkını ödemek için kabri üzerine namaz kılınır. Fakat çürüyüp dağıldığına dair kuvvetli bir zan / kanaat varsa, artık namazı kılınmaz. Bu hususta, cesedin çürüyüp çürümemesi üzerindeki kuvvetli olan görüş esas alınır. Kokmaya başlama zamanı, toprağın cinsine, mevsime, sıcaklığa-soğukluğa, mevtanın zayıf ve şişman olmasına göre farklılık arz eder. Kokma işi genellikle, üç gün ile bir ay arasında değişir.

Bu mesele yani cenaze namazında imamın dörtten eksik veya fazla tekbir alması durumu el-Cezîrî’nin (rh.) Mezâhib-i Erbaa’sında şöyle anlatılmıştır:

‘Hanefilere göre imam dörtten eksik veya fazla tekbir alırsa, cemaat ona uymaz ve selâm vermesini bekler. Böyle yapılırsa hepsinin nama­zı sahîh olur. Ama tekbirlerin sayısı eksiltilir ve bu eksiltme kasıtlı ya­pılırsa, hepsinin namazı bâtıl olur. Eğer bu eksiltme sehven yapılırsa bu­nun hükmü, namazın bir rek’atini eksiltmek gibi olur. Ancak cenaze na­mazında sehiv secdesi yoktur. Namazda bir rek’ati eksik kılmanın hükmü ise, kalkıp onu tamamlamaktır. Cemaat imamı ‘sübhânallah’ diyerek uyarır. O da hemen geri dönüp eksik tekbiri ikmâl eder, cemaat de kendisiyle birlikte ikmâl ederse hepsinin namazı sahîh olur.’

Diğer mezheplerin görüşleri de şöyledir:

Şâfiîlere göre imam, dörtten fazla tekbir alırsa muktedî ken­disine uymaz. Aksine kendisinden sayılmaya kalben niyet edip ondan ön­ce selâm verebileceği gibi, bekleyip kendisiyle birlikte de selâm verebilir. Ama beklemesi daha faziletlidir. Yine de hepsinin namazı sahîh olur. An­cak imam zâid tekbirlerde elleri üç defa peşpeşe kaldırırsa kendisinin na­mazı ve kendisini bekledikleri takdirde cemaatin de namazı bâtıl olur. Eğer tekbirleri dörtten daha eksik alır ve bunu da kasıtlı olarak yaparsa, hem kendisinin, hem de cemaatin namazı bâtıl olur. Bu eksiltme sehiv sebebiyle olursa, eksiklik ikmâl edilir. Ne var ki, bu namazda sehiv sec­desi yapılmaz.

Mâlikîlere göre imam, cenaze namazında kasden veya seh­ven dörtten fazla tekbir alırsa, cemaatin kendisini beklemesi mekruh olur. Aksine, onsuz selâm verirler. Yine de hepsinin namazı sahîh olur. İmam kasıtlı olarak dörtten az tekbir alır ve bunu kendisi için bir mezheb ola­rak görürse, bu eksiltmede cemaat kendisine tâbi olmaz. Aksine dörde tamamlarlar ve yine hepsinin namazı sahîh olur. Ama imam bunu bir mezheb olarak görmezse, kendisinin ve dolayısıyla cemaatin namazı bâtıl olur. İmam sehven dörtten eksik tekbir alırsa, cemaat kendisini uyarmak için “sübhânallah” der ve o da hemen geri dönüp eksik tekbiri ikmâl eder, cemaat kendisiyle birlikte ikmâl ederse hepsinin namazı sahîh olur.

Hanbelîler isedediler ki; imam dörtten fazla tekbir alırsa, cemaat ona yedi tekbire kadar tâbi olur. Yediyi geçince kendisini uyarırlar. Ne var ki ondan önce selâm vermeleri caiz olmaz. Hepsinin namazı sahîh olur. İmam kasıtlı olarak dörtten daha eksik tekbir alırsa, hepsinin na­mazı bâtıl olur. Eğer bu eksikliği sehven yapmışsa, cemaat selam verme­yip onu uyarır. Kısa sürede geri dönüp eksikliği ikmâl ederse, hepsinin namazı sahîh olur. Araya uzun bir fasıla girer veya imamda namaza zıd bir durum meydana gelirse, imamın namazı bâtıl olur. Dolayısıyla eğer kendisinden ayrılmaya niyet etmemişlerse cemaatin de namazı bâtıl olur. Aksi takdirde namazları sahîh olur.

2- Cenaze namazında cemaatın bulunması şart değildir. Teravih ve cenaze namazları için cemaat, sünnet-i kifâyedir. O bakımdan yalnız bir erkeğin veya yalnız bir kadının cenaze namazını kılması ile de bu farz-ı kifaye yerine getirilmiş olur. Ama hiç kimse yapmazsa, toplumun tamamı mes’ul olur.

Ancak cenazede cemaat şartı olmamakla birlikte, cemaat sayısı ne kadar çok olursa, sevabı da o nisbette artar. Bunu da hatırdan çıkartmamak lazım. Nitekim Hz. Âişe (r.anha) validemiz, Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bir cenazenin namazını yüz Müslüman kılarak hepsi ona şefaat dilerse, kendilerine o kimse hakkında şefaate izin verilir." [Müslim, Sahih, Cenâiz, 58]

İbn Abbas (r.anhum) da, Rasûl-i Ekrem’in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir Müslüman öldüğü zaman, cenazesini, Allah`a hiç bir şeyi ortak koşmayan kırk kişi tutup kaparsa (taşırsı), Allah Teala kendilerine o kimse hakkında şefaate izin verir." [Müslim, Sahih, Cenâiz, 59]

Namaz kılınıncaya kadar cenazede hazır olan kimseye bir kırat, gömülünceye kadar hazır bulunana da iki kırat sevap vardır. " İki kırat nedir?" diye sorulduğunda, Fahr-i Kâinat (s.a.v.) "İki büyük dağ gibi" diye cevap vermişler... [Müslim, Sahih, Cenâiz, 52] Yani o kişiye iki büyük dağ kadar sevap verileceğini müjdelemişlerdir.

3- Diyorsun ki; kabirden uzaklaştırıldı ise başka yerde kilinirmi?”  Doğrusu bunu anlamakta zorlandım. Cenaze kabirden niçin ve nasıl uzaklaştırılıyor? Ayrıca cenaze namazının kabirde kılınma şartı yoktur ki, cenaze kabirden uzaklaştı diye namazı kılınmasın… Her yerde kılınabilir. Yukarıda belirttiğimiz üzere kabrinde bile…

4- İmamın namazı olmazsa, ona uyan cemaatin namazı da olmaz. Fakat cemaatten birinin imama uymayıp dört tekbiri alması-getirmesi, namazı tam olarak eda etmesi ile o cenazenin namazı kılınmış olur. Yani o takdirde cenaze namazı tamam ve hepsinin üzerinden de o farz-ı kifâye sâkıt olmuş olur. İmam dâhil hiç birinin yeniden kılması gerekmez. Çünkü yine 2’nci maddede ifade ettiğimiz gibi, cenaze namazında cemaat şartı aranmaz.  

5- Mükerrer ifadelerinden biri daha: “İmama uymayıp 4 tekbiri namaz içinde tamamlayan da cemaat olduğu için tekrar kılması icap edermi?” Bunun cevabını daha ilk maddede verdik ve dedik ki; “imam dörtten eksik veya fazla tekbir alırsa, cemaat ona uymaz ve selâm vermesini bekler. Böyle yapılırsa hepsinin nama­zı sahih olur…” Namazları sahih olduğuna göre, cenaze namazı da tamam demek değil midir? Niçin tekrar kılmaları icap etsin ki? Bu kadar kafa karışıklığının sebebi nedir, anlayamadım. Dolayısiyle cevapları maddeleştirmenin de bir faydasını göremedim. Âdeta bir çorbaya dönüştü. Okuyanların da Rabbim yardımcısı olsun, anlama kolaylığı ihsan etsin.

6- “imama 3.tekbirde selam verdin denmiş imam bir şey olmaz demiş. gıyaben kılmaya gerek varmı yeniden mezardan çıkarıp kılınması gerekirmi?”

Buna verilecek cevap da gene aynı şeylerin tekrarı olacak ama, hadi güzel hatırın için ona da katlanalım.

Değerli kardeşim, tamam, imam 3. tekbirden sonra selam vermiş; anladık. Fakat imama bu noktada uymayıp 4 tekbiri tamamlayan cemaatin de olduğundan söz ediyorsun… O vaziyete göre cenaze namazı tamam ve cemaatin üzerlerinden de sâkıt olduğunu belirttik. Daha hangi gıyâbi cenaze namazından söz ediyorsun ki? Sonra namaz olmamış olsa ve tekrar kılınması gerekse, buna dair de gene bir soru cümlen vardı ve cevabı da şöyle verilmiş idi: “Eğer cenaze gömülüp üzerine toprak atılmış ise ve cesedin henüz dağılmadığına dair kuvvetli bir kanaat varsa, ölünün hakkını ödemek için kabri üzerine namaz kılınır” diye… Dolayısiyle kabir açmak da nerden çıktı?!

***

İ s t i d r â d

Amelde Ehl-i Sünnet mezheplerine göre ‘gıyabî cenaze namazı’ meselesi

Hanefîlere göre huzurda bulunmayan (gâib) bir ölü üzerine namaz kılmak caiz değildir. Çünkü kıble yönünden sapma hali olur. Doğu tarafında bir ölü olsa, namaza kıbleye doğru durulunca, ölü arkada veya solda kalır. Ölüye doğru dönülünce de kıbleden sapılmış olur. 

Mâlikîlere göre de ölünün huzurda bulunması şarttır.

Şâfiîlere göre, gâib üzerine de namaz kılınabilir. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Necaşî'nin (r.aleyh) cenaze namazını bu şekilde kılmıştır. Fakat buna cevap olarak diğer görüşte olana ulemâ tarafından deniliyor ki; bu Rasûlullah Efendimize (s.a.v.) mahsus bir iştir. Onun için bazı özel hallerin bulunması mümkün olan şeylerdir.

Hanbelîlere göre de, aradan bir aydan fazla geçmemiş ise, gâib üzerine cenaze namazı kılınabilir.

Go to top