es-Selamu aleykum hocam..Hayırlı ramazanlar..Hocam mübarek ramazan-ı şerif ayı içerisinde kahvehane,lokanta,çay ocağı gibi yerlerin açık tutulması ne kadar doğrudur?Kimsenin kapısna kilit vurulamaz elbet..Burada şuurlu bir mümin esnaf ile ramazan-ı şerifin idrakini tam olarak kavrayamamış kişileri bir tutmakta elbet olmaz..Biraz daha şuurlu olup 1 aylığına kapatanlarda yok değil..Bunun dışında dükkanın etrafını perde ile çevirerek görülmemesini sağlayan anlayışlı esnaflarımızda oluyor nihayetinde..Allah razı olsun hocam..selam ve dua ile..
*******
Ve aleyküm selam. Size de hayırlı ramazanlar…
Sevgili kardeşim; mâlûmu i’lâm kabilinden hem bir soru tevcih etmiş hem de ‘Kimsenin kapısna kilit vurulamaz elbet’ diyerek cevabını vermişsiniz. Ayrıca ‘…şuurlu bir mümin esnaf ile ramazan-ı şerifin idrakini tam olarak kavrayamamış kişileri bir tutmakta elbet olmaz.. Biraz daha şuurlu olup 1 aylığına kapatanlarda yok değil..Bunun dışında dükkanın etrafını perde ile çevirerek görülmemesini sağlayan anlayışlı esnaflarımızda oluyor nihayetinde’ diyerek açıklama da getirmişsiniz. Mevcut şartlar muvacehesinde bunların ötesinde söylenebilecek pek de fazla bir şey yok aslında.
Ancak madem soru diye yazmışsınız, birkaç kelâm da biz edelim.
Ramazan-ı şerif bilindiği üzere 11 ayın sultanı, Müslümanların en mukaddes ayıdır. Bu ay, her mü'minin hürmet etmesi icap eden bir aydır. Hatta eski devirlerde gayrimüslimler bile hürmetsizlikten sakınırlardı. Bu mevzuda Mecusi ile çocuğunun hikâyesi hemen herkesin malumudur. Lakin bir kimse yolculuk veya kadın aybaşı-lohusalık gibi halde olursa, oruç tutmak farz olmadığı için, bunların açıktan veya gizli yiyip içmelerinde şer’î bakımdan bir mahzur yoktur. Ama onların durumunu bilmeyenler nazarında töhmetten uzak kalmaları, oruca ve oruç tutan mü’minlere duydukları saygı gereği gizlice yiyip içmeleri, muhakkak ki edep açısından daha uygun bir davranıştır. Binaenaleyh halkın gözü önünde yemek yememeleri icap eder.
Ramazan-ı şerifte lokanta açıldığı takdirde yolcu, aybaşı ve lohusa halinde olan kimseler yiyebilecekleri gibi, mâzereti olmayan kimselerin de yemeleri mümkündür. Bu sebeple mâzereti olmayan kimselere yemek yedirmek suretiyle lokanta sahibi ile orada çalışan işçiler günaha girmiş olurlar. Ancak çocuklara yemek satmak veya iftar yemeğini hazırlamak ve oruç tutmakla mükellef olmayanlar için lokantayı açıp çalıştırmanın şer’ân bir mahzuru olmaz.
Malum olduğu gibi, ramazan ayında hasta, yolcu vb. oruç tutmama ruhsatına sahip kimseler, oruçlarını daha sonraki bir zamanda tutabilirler. [Bakara suresi, 185; İbn Mâce, Sünen, Sıyâm, 11-13] Mazereti sebebiyle oruç tutamayanların yeme-içme ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için ramazan ayında muayyen mevzilerdeki lokantaların vb. yerlerin açık olmasında dinen bir sakınca bulunmamaktadır. Ayrıca lokanta sahibi, oruç tutmayanların niçin oruç tutmadıklarını bilmek zorunda değildir. Fakat hem oruç tutanlara saygı için hem de yeni yetişmekte olan çocuk ve gençlerin, ramazan gününde oruç tutmayıp aleni yemek yenmesinin normal bir şey olduğu gibi bir düşünceye kapılmamaları için mâzeretli de olsa, yiyip içenlerin bunu açıktan yapmamaları âdaba uygun olur. Bunun için de lokanta sahiplerinin gerekli tedbirleri alarak böyle anlaşılmalara / algılamalara fırsat vermemeye hassâsiyet / özen göstermeleri gerekir.
Buna göre özellikle hastanelerdeki kantin ve lokantalar, otobanlardaki veya şehirlerarası karayollarındaki lokantalar-büfeler, havaalanlarındaki yemek yeme yerleri ve benzeri mekânlar, ramazan ayında işletilebilir. Zira buralarda yemek yiyenler, ağırlıklı olarak oruç tutmama ruhsatı olanlardır.
Bu iki ayrıntının dışında ise, ramazan ayında umumi manada açık bir lokantanın anlamı, bir bakıma Allah’a isyana razı olmaktır. Harama destek olan da haram işlemiş gibidir. Yani haramın işlenmesine rıza göstermek de haramdır. Bu kadar hassas bir mevzuda zafiyet gösterdikten sonra, nefis ve şeytanla nasıl mücadele edebiliriz ki!