Selamun aleyküm hocam                                                                                  

1-Görülemeyen bir necasetin bulaştığı bir elbiseyi yıkarken kapa koyup yıkamak mı gerekir yoksa sadece çeşmenin altında yıkasak yeterli olur mu?

2-Bir necaseti temizlerken üzerimize sıçramalar oluyor bunlar affedilmiş midir.örneğin çeşmenin altında necis bir şeyi temizlediğimiz sular yere düşünce pantolonumuza sıçrayabiliyor.bunlar affedilmiş midir?

*******

Ve aleyküm selam.

1- Necis (pis) olan bir şeyi su ile yıkamak hususunda akarsu / çeşme veya durgun su ile kap içinde yıkamak arasında bir fark yoktur. Yeter ki yıkama sonunda sıkılan su berrak bir hâle gelmiş olsun.

Malum olduğu üzere görülemeyen bir pisliğin bulaşmış olduğu eşya-elbise v.s., bir kap içine konarak üç kez yıkanıp her defasında sıkılmakla temizlenmiş olur. Sıkmak, yıkayıcının kuvvetiyle orantılıdır, yalap-şalap değil, ona göre olması gerekir. Son sıkmada da, hiç su damlamayacak şekilde sıkmak lâzımdır. Böylece hem yıkanan şey, hem yıkayıcının eli, hem de kullanılan kap temizlenmiş olur.

Bu yıkamada sıcak su veya sabun gibi ekstra temizleyici maddelerin kullanılması şart değildir. Bununla beraber güçlük olmadığı ve mevcut bulunduğu takdirde bunların kullanılması tercih edilir. Ayrıca bu noktada yapılması icap edenleri yaptıktan sonra, şüpheci olmamak lâzım. Bir de suyu israftan kaçınmak ve iktisada riayet etmek gerekir. Çünkü israf haramdır.

2- Necasetin temizliği esnasında da, abdest alırken kullandığımız mâ-i müstâmelin üzerimize sıçramaması hususunda da hassas davranmamız, gereken tedbiri almamız iktiza eder.

Necaset olan bir yere dökülen temiz su, necasete bulaştığı için temiz değildir. Fakat bu sudan insanın bedeni veya elbisesinin üzerine sıçradığı takdirde bakılır; şayet değdiği elbisenin dörtte birinden ziyade değilse veya değdiği uzvun / organın dörtte birinden çok değilse bağışlanır. Dolayısiyle bununla kılınan namaz sahih olur.

Nitekim insanın bedenine veya elbisesine sıçrayan iğne ucu kadar idrar serpintileri, bedenin tamamını kaplasa bile namaza mâni değildir. Çünkü bundan sakınmak zordur.

Ancak devamlı olarak idrar sıçrama ve serpintisinden korunmak sünnettir. Yollara ve asfaltlara ayakkabıyla basılması yolları necis kılmaz. İmâmeyn’in yani İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'in (rahımehumallah) görüşü böyledir. Kabul edilen (müftâbih olan) görüş de budur.

Hâsılı;

Biz elimizden gelini yaptıktan, yani vüs’atimiz nisbetinde kaçındıktan sonra oluşabilecek sıçramalar ma’fuvdur, bağışlanır. Ancak unutmamak lazım; Müslüman lâubâli olamaz, dağınık ve dikkatsiz değildir, yaptığı her ameli kafasına göre değil, âdap ve usûlüne uygun olarak yapar. 

Go to top