Selamün aleyküm hocam, başka dinlere mensup kişilerin veya papazların hahamların camilerimize girerek ayin yapmaları caiz midir? Ş. Şahin Kurnaz - Almanya (Facebook)
*******
Ve aleyküm selam.
Evet, siyere dair kaynaklarda, Rasûlullah Efendimizle (s.a.v.) görüşmeye gelen 60 kişilik Necran Hıristiyanlarının Efendimizin (s.a.v.) mescidinde ibadet yaptıkları kaydı mevcuttur. İbn Hişam’dan yapılan söz konusu nakil özetle şöyledir:
“Necrânlı Hıristiyanlar, Midras’larının yani mektep ve mahkeme başkanı ve piskoposları durumundaki Ebû Hârise İbn Alkame, onun nâibi Abdu’l-Mesîh ve kervan başkanı el-Eylem’in idaresinde altmış kişilik bir heyeti Medine’ye gönderdiler… Onlar, öğleden sonra geç saatlerde, Mescid-i Nebevî’de Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) huzuruna çıktılar... Daha sonra kendilerine hâs ibâdetlerini-ayinlerini yerine getirmek istediler. Bu maksatla Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) dışarı çıkıp Mescid’i onlara bıraktı… İbâdetleri sırasında doğuya yöneldiler…”
Binaenaleyh meseleye müsbet yaklaşanlar, geçmişte böyle bir uygulamanın bulunduğu… Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.), Yemen'den gelen bu Hristiyan delegeye Mescid'inde ibadet etmeleri için izin verdiği deliline dayanıyorlar.
Tamam, Rasûl-i Zîşân Efendimizin (s.a.v.) kendi Mescid'inde Hristiyanlara ibadet izini verdiği doğrudur. Ama bunlar, özelikle Peygamber Efendimizin (s.a.v.) izni zaruret yüzünden ve geçicidir, hatta bir defaya mahsus olmuştur. Fahr-i Âlem Efendimiz (s.a.v.) Müslümanların, diğer dinlerin mabetlerine gitmelerini ve kitaplarını okumalarını, okunurken dinlemelerini hoş karşılamamıştır. Bunu da unutmamamk gerek! Nitekim bir rivayete göre Hz. Ömer (r.a.) Ehl-i Kitap’tan aldığı bir kitabı getirip Rasûlullah’a (s.a.v.) okuyunca çok kızdı ve şöyle buyurdu:
“Ey Hattâb’ın oğlu! Bu ne şaşkınlık? Nefsim yed-i kudretinde (kudret elinde) olan Allah’a yemin ederim ki, ben size bembeyaz, dupduru tertemiz bir hakikatle geldim. Ehl-i Kitap’tan bir şey sormayın. Çünkü, size söyleyecekleri bir hakikati / gerçeği yalanlayabilir veya yanlış bir şeyi tasdik edebilirsiniz. Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, eğer Musa (a.s.) şimdi aranızda yaşamış olsaydı, bana tâbi olmaktan başka bir şey yapamazdı.” [Bkz. Mecmau’z-Zevâid, 1, 173; 8, 262]
Velhâsıl, Fahr-i Kâinat (s.a.v.) ibadet için Mescid’ini onlara terk ettiğine göre, birer mukallit olarak bizler, bunda herhangi bir mahzur yoktur, diyemeyiz. Ulemânın bu hususta verdiği hükmü nazar-ı dikkatten uzak tutamayız, ona göre davranmamız gerekir.