Hocam, kavga esnasında hanıma üstü kapalı bazı sözler söyledim, ama bununla boşanmayı kastetmedim. Hükmü ne olur?
*******
Değerli kardeşim;
Sorunuzun kısa cevabı: Madem ki bu kinayeli (üstü kapalı) sözleri boşamak niyeti ile söylemediniz, o halde boşanmış olmazsınız, yani talak vaki olmaz. Ama eğer bu lâfları boşamak niyeti ile söylemiş olsaydınız, o takdirde boşamış olurdunuz. Hem de bâin talak ile.
Gelelim meselenin izahına…
Boşamak için kullanılan sözler bildiğiniz gibi iki kısımdır:
a) Açık sözler,
b) Kinayeli sözler.
"Sen benden boş ol.", "Ben seni boşadım." gibi sözler açık sözdür. Bu sözleri, şaka olarak veya şaşırarak da söylediği anda, manasını bilmese bile kişi, hanımını boşamış olur.
"Seni bıraktım, seni terk ettim." ifadeleri de sarih yani açık söz kabul edilir. Bir defa böyle açık sözle boşamaya, yani geri dönüşü mümkün olan boşamaya talâk-ı ric’î denir. Ama yine de üç haktan biri gitmiş olur. Bu sözlerden herhangi biri bir defa söylendiğinde, pişman olunmuşsa, eski nikâha dönmek niyetiyle hanımının elini tutarsa, tekrar nikâh yapmadan iki bağ ile evliliğe devam eder.
Evlilikte üç bağ vardır. Yani, boşama sözleri üç defa tekrarlanırsa, "Seni boşadım, boşadım, boşadım." derse veya "Seni üç defa boşadım." derse üç bağı birden koparmış, geri dönüşü olmayacak şekilde boşamış olur. Böyle üç kere boşayınca talak-ı rici, talâk-ı bâine dönmüş olur.
"Babanın evine git!..", "Defol git!..", "Cehenneme git!..", "Senin kocan değilim artık!.." gibi, başka manalarda da kullanılan sözler; kinayeli, kapalı sözlerdir. Bu sözleri kişi, boşamak niyeti ile söyleyince boşamış olur. Buna bâin talak, yani iddet müddeti içinde geri dönüşü olmayan kesin boşama denir.
Bu şekilde boşamada, iddet müddeti geçip yeniden nikâh yapılmadıkça bir araya gelinemez.
Keza, kayın pederine "Ben senin kızını istemem, kime ister ise varsın." demek ve hanımı gezmek için izin istediğinde, "Ben seni ip ile bağlamadım git.", "İstediğin yere gidersin. Bana hanım olmazsın." veya "Artık ben seni istemem.”, "Seni boşamak istiyorum." gibi kinayeli (kapalı) sözler söylese, ama boşamak niyet etmedikçe, boşamış olmaz.
Kinayeli sözle boşamada, bâin talak iddetinde, hanımının odasına giremez. Kadın süslenemez, koku sürünemez, yabancı kadın gibi talak veren kocasından uzak durur. İddet sonunda tekrar beraber olmak / evlenmek isterlerse yeniden nikâh lazımdır.
***
Boşamada, sayı bildirilmezse bir boşama olur. Üç veya fazla sayı söylerse, üç talak ile boşamış olur. "Bedenimdeki kıllar adedince" veya "Denizdeki balıklar adedince" yahut "Gökteki yıldızlar kadar" veya "üçten dokuza" deyince, yine üç boşama olur.
Hanımını boşayan erkeğin akıllı ve uyanık olması gerekir.
Sarhoşun, hastanın ve tehdit edilenin sözü ile veya mektubu ile, e-maili ile, faksı ile boşama geçerli olur. Bunlar kadının eline vardığı anda, boş olur. Yani kadın bu boşamayı öğrenince, haberdar olunca boşama gerçekleşmiş olur.
Delinin, bunağın, baygının, uyuyanın ve hastalıkla ve kızarak dalgın olanın söylemesi ile boşama olmaz. Kızarak dalgın olmak, söylediğini bilmemek demektir. Bu da iki türlü olur:
1- Manasını bilmeden, kast ve arzu etmeden söyleyince, boşama olmaz. Bu kinaye sözler içindir. Yoksa açık kelime ile yani "seni boşadım" dese, kast ve arzusu olmasa bile yine talak vaki olur.
2- Manasını bilerek ve isteyerek söyleyip, sonra söylediğini bilmemek, hatırlamamaktır. Bu sözünü iki şahit işitip, sonra söylerlerse, boşama olur. Yani seni boşadım der, fakat sonra bunu hiç hatırlamaz, sen böyle demiştin denilince hayır ben hiç hatırlamıyorum, böyle bir şey söylemedim derse, eğer iki şahit, "Evet biz duyduk bu hanımını boşadı." derse, o zaman boşama vuku bulur. Demezlerse, adam inkâr ettiği için boşama vaki olmaz.
***
Hiç ilişki olmamış veya bir odada ya da tenha bir yerde hiç beraber kalınmamış ise, bir kere boşayınca, kadın iddet beklemeden aynı gün bile, başkası ile evlenebilir.
Hanımını başka-başka üç zamanda birer kere boşarsa veya bir defa, "Üç kere boşadım." derse, geri dönüşü olmayacak şekilde nikâh bozulmuş olur. Bu kadını tekrar alabilmek için, hulle lazım olur. Hulle demek, kadın başka erkekle nikâhlanıp, düğün olup, ilişki olup, o erkek de boşayıp ve bundan sonra, tekrar iddet zamanı geçmek demektir. Ancak bundan sonra, birinci kocası yeni bir nikâh ile tekrar alabilir. Ki bu da, istisnai bir hâl olmadıkça normal bir erkeğin kabullenebileceği bir usûl değildir. Zira bu durum, bir erkek için zillettir, aşağılıktır. Allah Teâlâ, erkeklere boşamak hakkını verdi ise de, bu hakkı gelişi güzel kullanmamaları ve kadınlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamaları için, erkeklere bu hulle zilletini yüklemiştir. Hulle korkusundan Müslüman bir erkek, boşama lafını ağzına bile alamaz. Aile arasında boşanmak lafının şakası dahi olamaz.
Korkutmak için, şaka için de olsa boşama sözlerini hiç kullanmamalıdır. Hatta ayrılmaya karar verilse bile yine bu kelimeleri kullanmamalıdır. Daha sonra ayrılmaktan vazgeçilebilir. Yakınları ile dostları ile istişare edip ayrılmaya kesin karar verildikten sonra bir talak vermelidir. Hiçbir zaman üç talak birden vermemelidir. Zaten üç talak birden vermek günahtır.
Hayat şartları insanı birçok şeye katlanmayı gerektirebilir. Olmaz denilen şey olabilir. Bir talakla boşama yapılırsa kapı tamamen kapatılmamış olur. Boşamamak bir risk getirmez; ancak boşamak hele üç talak vermek çok büyük risktir. Telafisi mümkün olmayabilir.
İddet nedir? İddet, boşanmadan sonra, kadının yeniden evlenmesi haram olan zamandır. İlk temizlik başından, üçüncü hayzın sonuna kadar olan zamandır. Hayız görmüyorsa, talak için üç ay, ölüm için dört ay on gündür.
Nikâhı bozan şeyler: Boşadım demek, boşamak niyetiyle kinaye sözler söylemek, mesela hanımına "çık git" demek… Bir de küfre düşürücü söz söylemektir.
İnsan elfâz-ı küfür söyleyince imanı ve nikâhı gidiyor mu? Nikâh tazelemesi nasıl yapılır?
Nikâh tazelemek demek, yeniden nikâh yapmak demektir. Bunu illâ da bir hocanın nezaretinde yapmak gerekmez. Nikâh tazelemek için hanımdan vekâlet aldıktan sonra, iki erkek şahit yanında, "Öteden beri, nikâhlım olan hanımımı, onun tarafından vekâleten ve tarafımdan asâleten kendime nikâh ettim." denirse nikâh tazelenmiş olur.
***
- Bir kadın, boşanma hakkı kendi elinde olmak üzere nikâhlanmak için ne yapması gerekiyor?
Kadın, "Boşanmak benim elimde olmak üzere seninle evlendim." der ve erkek de "Bunu kabul ettim." derse, kadının boşanması kendi elinde de olur. Buna fkıhta, tefviz-ı talak denir. Ayrıca erkek eşine "İşin, senin elinde olsun." veya "Kendini sen boşa." yahut "Diler isen boşsun." gibi cümlelerden birini söylerse, kadın, ancak o oturumda kendisini boşayabilir. Kocası "Ne zaman istersen kendini boşa." derse, o oturuma mahsus olmaz. Kadın istediği zaman, kendini boşayabilir.
Kendisine boşanmak hakkı verilen kadın, kocasına "Seni boşadım." derse, boşanma işi gerçekleşmez; "Kendimi boşadım." demesi lazımdır. Nikâh yapılırken kadın, "Ne vakit istersem, kendimi senden boşamak üzere..." diyerek şart ederse, erkek de nikâh yapılırken, "Bu şartı kabul ettim." derse, böyle şartlı nikâh sahih olur ve kadın da boşanmak hakkına sahip olur.
Erkek boşanma hakkını verse, kadın "Ben boşanma hakkını istemem." dese de, hakkını red etmiş olmaz. Dilediği zamanda, kendini boşayabilir. Erkek nikâh yaparken, "Boşanmak senin elinde olmak üzere, seni nikâh ettim." derse, nikâh sahih olup, boşanmak hakkı kadının elinde olmaz. Fakat, önce kadın, "İstediğim zaman, boşanma hakkı elimde olmak üzere sana nikâhlandım." der, erkek de, "Kabul ettim." derse, hem nikâh sahih olur, hem de boşanmak kadının elinde olur.
Küfre düşen karı-kocanın, tecdid-i imandan sonra, iki şahit yanında tecdid-i nikâh yapmaları gerekir. Kolaylık olmak için, yukarda belirttiğimiz gibi, nikâhı yenilemeye hanımdan vekâlet almalı, iki erkek şahit yanında, "Öteden beri, nikâhım altında bulunan hanımımı, onun tarafından vekil olarak ve tarafımdan asil olarak kendime nikâh ettim." demelidir. Camilerde yapılan meşhur tecdid-i iman ve tecdid-i nikâhı cemaat ile okumak bu hükme dayanmaktadır.