Esselamu Aleyna ve ala ibadillahissalihin hocam. Allah dostlarının, alimlerin bazı yıllarla, dönemlerle ilgili ikazları, uyarıları olduğunu duydum, biliyorum. Bunun sebebi hikmeti nedir acaba? Hayırlı günler hocam. Fatih Aktaş - Facebook
*******
Ve aleyküm’s-selâmü ve rahmetullâhi ve berakâtüh.
Değerli kardeşim;
Bu gibi ikazlara-ihtarlara, tabii ki dikkat etmek icap eder. Ancak o tarihlerde, o dönemlerde neyin / nelerin olduğundan-olacağından çok kendi vaziyetimizin murâkıbı-müfettişi olmamız gerekir. Zira bizim görebildiklerimizin yanında, göremediğimiz, bilemediğimiz, ehemmiyetinin şuur ve idrâkinde olamadığımız pek çok şey de vuku bulabilir. O bakımdan bu noktada önemli olan, sırat-ı müstakimde iman-ı kâmil üzere sabit-kadem olabilmektir. Hiçbir zaman emniyet ve ümitsizliğe kapılmadan, ikisinin ortasında tam dengede bulunabilmektir. Ehl-i Sünnet inanç ve tasavvufu bunu iktiza eder.
Rabbimiz celle şânuhu, son nefesimiz dâhil imandan-ihlâstan, sâlih amelden, itaat-sadakat-istikamet-teslimiyet ve merbûtiyetten ayırmasın; feyzinden-nûrundan, yolunda rızasına muvafık hizmetlerden mahrum bırakmasın.
Vesselâm.
Not: Bahsettiğiniz hususla alakalı geçmiş yıllara ait iki ikaz ve hatırlatma şöyledir:
1- “O, öyle bir Allah’tır ki, Rasûlünü hidâyet kanunu ve hak dini ile bütün dinlerin üzerine geçirmek (hepsinden üstün kılmak) için gönderdi; müşrikler, isterlerse hoşlanmasınlar.” [Tevbe suresi, 33]
“Rasûlullah Efendimize (s.a.v.) nâzil olan bu ve benzeri âyât-ı Kur’aniyye’nin işaretiyle ‘doksanlı’ yıllarda arz üzerinde pek çok tebeddülât câri olur. Ve bazı acâip şeyler meydana gelir. Siz işinize bakın, onlara aldırmayın.” Bu ayet-i celile müfredât itibariyle miladî ‘1990’ senesine tekabül eden hicrî ‘1410’ yılına işaret eder. ‘…Ale’d-dîni küllihi’ cümlesi 11 harftir.
2- “…(Allah) ancak nûrunu itmâm eylemek (tamamlamak) diliyor, kâfirler isterlerse hoşlanmasınlar.” [Tevbe suresi, 32, ayet sonu]
Bu ayet-i celilenin müfredâtı (ebced hesabıyla çıkan rakamı, miladî) 1996 senesine tekabül eden hicrî 1417 yılına delâlet eder. Harfleri 23’tür.” [Sunguroğlu, Ziya, Notlar, s. 122]