Selamün Aleyküm Abi,

Hazretimizin Aspirin ile ilgili tavsiyeleri varmıdır?

Bir arkadaşım Aspirin ile alakalı Hazret-i Üstazımıza ait olduğu iddaa edilen sözler göndermiş meselenin ehemmiyetine binayen size sormadan uygulamak istemedim.
"Hergün bir aspirin için Allah'ın izniyle hiçbir hastalıktan korkmayın"

"Yed-i Tũlâ sahibi üstatlarımızdan birinin Aspirin hapı için; “(Faydasını tam olarak) bilselerdi bu kadar ucuza satmazlardı ” dediğini ve içerken de; Asprin önce ikiye bölünmeli ve bir parçası alınarak o da ikiye bölünmeli ve çeyreğini sağ azı dişlerin arasına diğer çeyreğini de sol azı dişlerin arasına bırakarak kendi haline erimesinin beklenilmesini, eridikten sonra da kalan yarısını da aynı şekilde uygulanmasını tavsiye ettiğini ve bunun çok tesirli olduğunu biliyor muydunuz?"

Bu tavsiye ve sözler sahih midir abi?

Selamlar.

hadime hadime – gmail

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Sorunuzu iki yönden ele almamızın uygun olacağını düşünüyorum.

1- Sözlerin, nakillerin sıhhati yönünden,

2- Kişilere göre aspirin kullanımı açısından…

Evet, sizin de naklettiğiniz gibi, Hz. Üstazımızın (k.s.) aspirin hakkında tavsiyeleri başlığı altında bazı sözler okuyoruz. Büyüklerimizin, bahusus Hz. Üstâzımızın (k.s.) her bir sözü-kelâmı bizim için dürr-i mercandır / incidir, ale’re’si ve’l-ayndır. Ama bunların nâkili kim ya da kimlerdir, “yed-i tûlâ” tavsifiyle kastedilen zat kimdir, kesin olarak bilmiyoruz. En azından şahsen bendeniz bilmiyorum. Ayrıca büyüklerin sözlerini nakletmek kolay da değildir. Hatta nakil, te’liften daha zordur. Söylenen sözle alakalı pek çok şeyin bilinmesi gerekir. Mesela sözün sahibi olan zâtın tarz-ı beyanı / üslûbu, bu sözü hangi zaman ve zeminde, ne vesileyle niçin, kimin için söylediği, yani mânânın mutlak mı, mukayyet mi olduğu nâkıl tarafından mutlaka çok iyi bilinmesi gerekir. Bu bir…

İkincisi, her olumlu ve faydalı şey gibi aspirinin de kişilere-bünyeye göre ebetteki olumsuz yönleri de vardır. Hz. Üstâzımızın (k.s.) beyanlarının, aspirinin mutlak mânâdaki faydaları bakımından olduğu aşikârdır. Binaenaleyh lüzûmu halinde meseleyi, gene zât-ı âlilerinin tavsiyeleri istikametinde, sahanın mütehassıslarıyla görüşüp istişâre etmenin isabetli olacağı da izahtan vârestedir. Bu anlattıklarımızın detayı için, Üstâzımız (k.s.) hazretleri hakkında, Ufuk gazetesinde neşrolunan yazılardan, Dâhiliye Mütehassısı merhum Dr. Kâmil Karakayalı beyefendi ile yapılan röportajı mutlaka okuyunuz. Ayrıca mesela bal faydalıdır, Kur’an-ı Kerim’le sabittir ki mahza şifadır. Lakin kime? Kendisine dokunmayana. Öyle değil mi? Su bile öyle… Kişinin durumuna göre hüküm değişebilir; içmesi farz, mubah, mekruh, hatta haram dahi olabilir.

Merhum Kemal Bey Ağabeyimize çay hizmetinde bulunma nimetiyle şereflendiğim günlerden birinde, kendileri, başlarının ağrıdığını ve bir ağrı kesici bulunup bulunmadığını sordular. Ben de, ‘aspirin var efendim’ deyip söz konusu tableti getirdiğimde, ‘hayır, onu almam-alamam, bana dokunur, zarar verir’, buyurdular. Ardından da, ‘eğer varsa efervesan (suda eriyen nev’i) onu alabilirim, o daha az zarar veriyor’ diye ilave ettiler.  

Ayrıca gene bir gün çantalarında bahar temizliği yaparken, çıkan kartvizitlerden birini hatırlamakta zorlandılar ve ‘bu kim’ diye sordular. Orada bulunup o gün için şoförlüğünü yapan ve yaşça benden hayli büyük birileri, ‘efendim siz onu çok rahat hatırlayacaksınız; hani, kapanıp uyuyan 20 yıllık ülseri tek bir aspirin derhal uyarır’ diyen doktor, demişti… Demek ki ülseri olanların aspirin mevzuunda özellikle dikkatli olmaları icap etmektedir.

***

Bir Prof. Dr. hekimimiz de aspirinle alakalı şunları söylüyor:

“Tüm sağlıklı  insanlar için aspirinin yan etkisi, hastaların  risklerini azaltmaktan daha fazla olduğu için, artık sağlıklı insanlara tavsiye etmiyoruz.

Ancak semptomatik aterosklerotik bir hastalığı varsa, mesela beyin, karın, bacak damarlarına, koronere bağlı TIA (transiskemik atak) veya kladikasyo, angina, MI (myokard enfarktüsü gibi) aspirin 80-100 mg kullanmalı. Daha yüksek doza gerek yok.

Ayrıca ailede Mİ veya felç gibi sebeple genç yaş ölüm hikâyesi varsa ve kolesterol yüksekse, diabetikse, sigara varsa tavsiye edilir.

Son tıp kongrelerinde oluşan yeni görüş; yaşlı anne-babası olan ailelerde sağlıklı bir kişide aspirin gereksiz, hatta kanama riski açısından lüzumsuzdur.”

***

Son olarak meşhur Mecelle hukukumuzdan bir kaideyle sözlerimizi noktalayabiliriz:

Der'ü'l-mefâsidi evlâ min celbi'l-mesâlih”, yani, "Def-i mefâsid celb-i menafi'den evlâdır".

Günümüz Türkçesiyle şu demek: Fesat çıkaran ve zarara yol açan bir şeyi gidermek, hayırlı veya yararlı olanı temin etmekten daha önemli ve önceliklidir. Çünkü ‘zarar verici’ giderilmeden ‘yarar vericiyi’ getirmek hem mümkün değil, hem de boşuna bir gayrettir.

Mâlum, aspirinin faydası müsellem. Bunu kimsenin inkâr etmesi kabil değil. Fakat kullanma hususunda öncelikle zarar verip vermediğini, mütehassıs hekimin ikaz ve tavsiyesini bilmek, ona göre kullanmak lazım. 

Go to top