Halis abi oğlum polis, kurslarda okuttum bir kız istedik vermediler, çok zorumuza gitti, istediğimiz kız hoca hanım. vermemenin dindeki hükmü ne? İki evlat ta kurs talebesi.
Beddua bize yakışmaz ama çok agirimiza gitti, nasip değilmiş deyip kalbimi sakinleştiremiyorum. Ahmet Avcı – Facebook
*******
Selamün aleyküm kardeşim;
Öncelikle tebrik etmeliyiz; iyi etmiş, isabetli karar vermiş ve evlatlarınızı okutmuşsunuz. Üzerinize düşen vazifeyi ifa edip o mes’uliyetten kurtulmuşsunuz. Rabbim (c.c.) hidayet-i kâmileden ayırmasın.
Kafaya taktığınız meseleye gelince…
Dediğiniz gibi kızı velisinden istemişsiniz, onlar da hangi sebep ve düşünce saikiyle ise vermemişler. Ne bilelim, belki de kendileri açısından haklı sebepleri olabilir. Her ikisi de kurslarda okudu diye mutlaka vermeleri, birbirleriyle evlenmeleri gerekir diye bir usûl ya da kanun yok herhalde… Vermek kadar vermemek de tabii ki haklarıdır ailenin... Bunda ağıra gidecek bir şey olmamalı. Hakları olmasa zaten siz de medenice gidip istemez, doğrudan çat-kapı varır zorla alırdınız kızı… Öyle değil mi?
İslâm Hukuku karşılıklı anlaşmayı emreder, yani sulhu-salahı, iyi ve güzel muameleyi âmirdir. Zorbalık da, zorla güzellik de olmaz. Ahlâk da bu ve benzeri kararlara saygıyı, en azından saygısızlık etmemeyi gerektirir. Hele hele beddua, hiç ağza alınmayacak, kalbe dahi getirilmeyecek bir şey. Bilirsiniz, beddua bumerang gibidir, eğer karşı taraf Allah indinde haksız değilse, beddua edene geri döner. Binaenaleyh bize yakışan hayır-duadır, öyle yapmalıyız.
Ne güzel söylemişsiniz; “nasip değilmiş”…
Bitti.
Daha ne diye tehevvüre kapılıp kalbini teskin edemiyorsun ki?
Atalarımız da bu noktada, “Her şey nasip, evlilik illâ ki nasip!” demişler. Ve yine bu durumu, “Gelini ata bindirmişler ya nasip demiş” diye de ifade etmişlerdir. Yani kesin sonuç alınmadan hiçbir işe 'oldu bitti' gözüyle bakılmamalıdır.
Daha ilerisi yok bu işin.
Ayrıca hatırlaman lazım, geçenlerde bir cevabi yazımızda zikri geçti. Şöyle ki:
“Bir genç Rasûlullah Efendimize (s.a.v.) gelir ve şöyle bir dilekte bulunur:
- Yâ Rasûlallah, bana dua etseniz de şu kişi ile evlensem...
Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) buyururlar ki;
- ‘Bütün melekler biraraya gelse, içlerinde Cebrâil aleyhisselamda olsa ve dua etseler, bütün peygamberler (aleyhimüsselâm) de bir araya gelse, aralarında Ben de olsam ve hep birlikte dua etsek yine de Canab-ı Hakk’ın sana naip ettiği kişiyi değiştiremeyiz.” [Bkz.el-Münâvî,Feyzu’l-Kadîr, 5, 407; Ali el-Müttakî el-Hindî, Kenzü’l-Ummâl, Hadis no: 501, 1581]
Kadere inancımız tam olduğuna göre, kederlenmenin bir manası olmasa gerek. Önemli olan, Mevlâ-yi Zû’l-Celâl’den hakkımızda hayırlısını istemektir. Çünkü biz bilemeyiz bizim için neyin hayırlı, neyin şer olduğunu…
Dilerseniz Erzurumlu İbrahim Hakkı (k.s.) hazretlerinin Tefviznamesini tekrar hatırlayıp bir daha okuyalım ve rahatlayalım.
Hak şerleri hayr eyler
Ârif anı seyreyler
Zan etme ki gayreyler
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Sen Hakk’a tevekkül kıl
Sabreyle ve râzı ol
Tevfiz it ve rahat bul
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Kalbin ana berk eyle
Takdîrini derk eyle
Tedbirini terk eyle
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Bil kâdı-i hâcâti
Terk eyle mürâdâtı
Kıl ana münacâtı
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Bir işi murâd itme
Hak’dandır o red itme
Oldıysa inâd itme
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Hakk’ın olıcak işler
Ol hikmetini işler
Boşdur gam u teşvişler
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Hep işleri fâyıkdır
Neylerse muvâkıfdır
Birbirine lâyıkdır
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Dilden gamı dûr eyle
Tefviz-i umûr eyle
Rabbinle huzûr eyle
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Sen adli zulüm sanma
Sabr it sakın o sanma
Teslim ol oda yanma
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Dime şu niçün şöyle
Bak sonuna sabr eyle
Yerincedir ol öyle
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Hiç kimseye hor bakma
Sen nefsine yan çıkma
İncitme gönül yıkma
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Mü’min işi reng olmaz
Ârif dili teng olmaz
Âkıl huyu cenk olmaz
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Hoş sabır cemilimdir
Allah ki vekilimdir
Takdîr kefîlimdir
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Her dilde ânın adı
Her kuladır imdâdı
Her cânda anın yâdı
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Nâçâr kalacak yerde
Dermân ider ol derde
Nâgah açar ol perde
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Her kuluna her anda
Her anda o bir şânda
Geh kahr u geh ihsânda
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Geh mu’ti vu geh mâni’
Geh hâfıd u geh rÂfi’
Geh dârr u gehi nâfi
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Geh abdin ider ârif
Her kalbi O’dur sârif
Geh eymün u geh hâif
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Geh kalbini boş eyler
Geh aşkına düş eyler
Geh halkını hoş eyler
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Az ye az uyu az iç
Dil gülşenine gel güç
Ten mezlebesinden geç
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Bu nâs ile yorulma
Kalbinden ırağ olma
Nefsinle dahi kalma
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Geçmişle geri kalma
Hâl ile dahi olma
Müstakbele hem dalma
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Hem dem âni zikreyle
Hayrân-ı Hak ol söyle
Zirekliği koy şöyle
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Gel hayrete dal bir yol
Koy gafleti hâzır ol
Kendin unut anı bul
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Her sözde bir nasihat var
Her işde ganîmet var
Her nesnede zinet var
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Hep rumuz ve işâretdir
Hep ayn-ı inâyetdir
Hep gâmız ve bişâretdir
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Bil elsine-i halkı
Öğren ebed u hulki
Eklâm-ı Hak ey Hakkı
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler
Vallah güzel etmiş
Tallah güzel etmiş
Billah güzel etmiş
Allah görelim netmiş.
Netmişse güzel etmiş.