*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Mâlum olduğu üzere müsebbibü’l-esbâb âleminde değil, sebepler ve hikmetler âleminde / dünyasında yaşıyoruz. Burada her şey bir sebebe bağlı, mutlaka bir sebebi ve hikmeti vardır. Ama mükllefiyetlerden arınmış, tamamen bir mükâfat ve mücâzat yeri olan ebedî âlemin kendine hâs kanunları vardır. Buradaki ölçüler oranın kanunlarına uymadığı gibi, şartlar, usûl ve esaslar da o âleme benzemiyor. Bu bakımdan o âlemi kendi kıstasları / ölçüleri çerçevesinde mütalaa etmek ve ona göre değerlendirmek gerekir.
Cennet-i alâ’da bir mü’min bir anda istediği, Allahu Teâla’nın izin verdiği kadar yerde bulunabilir. Bu dünyadaki gibi bir yerde bulunması diğer bir yerde bulunmasına mâni olmaz. Kaldı ki söz konusu kanun, Allah dostları için bu âlemde bile cârî ve mer’îdir / geçerlidir. Nitekim Abdulkadir Geylani (k.s.) hazretleri bir akşam aynı anda kırk, hatta daha fazla yerde bulunmuşlardır. Nitekim ramazân-ı şerîf ayında bir gün, ayrı ayrı yetmiş kişi, birbirinden habersiz, Gavsü’l-a‘zamı (k.s.) iftara davet etti. Herbiri kendi hânesini şereflendirmek, bereketlendirmek istiyordu. Hepsinin davetini kabul etti. Aynı anda davet edenlerin tamamının evlerinde iftarda bulundu, onlarla birlikte yemek yedi. Bu haber, bu büyük ve havsalaya sığmaz kerâmet, bir anda Bağdat’a yayıldı. Huzurunda hizmet eden hizmetçilerden biri,
- ‘Gavsü’l-a‘zam o akşam tekkesinden çıkmadığı, iftarı burada yaptığı halde, o kimselerin evlerine girip, onlarla yemek yemesi ve bu yemeğin aynı anda olması nasıl olur?’ diye düşündüğü zaman, Gavsü’l-a‘zam hazretleri o hizmetçisine dönerek;
- “Onlar doğru söylüyorlar, hepsinin davetinde bulundum, ayrı ayrı; hem de aynı zamanda herbirinin evlerinde yemek yedim” buyurdu.
Hatta çok daha fazla, mesela üçyüz yerde birden bulunan veliler de vardır.
İşte bunun gibi, ahirette Cennet hayatında da her mü’min, bir anda birçok yerde bulunabilecektir.
Kaldı ki söz konusu hadisenin benzerini / örneklerini bu dünyada da görmek pekâla mümkündür. Mesela televizyondaki tek spiker ya da bir proğramdaki kişiler, aynı anda tv aletinin bulunduğu her yerde hazır olabiliyor, seyredilip dinlenebiliyor. Konuşulanların-gösterilenlerin tamamına her seyirci ânında vakıf olabiliyor. İşte, tıpkı bunun gibi ahirette de her mü’min, aynı anda birden fazla yerde olabilecek, buna bir engel bulunmayacaktır.