Selamün aleyküm hocam; geçenlerde bir çocuğumuz dünyaya geldi, ama yaşamadı, hemen öldü. Bu çocuk büyük insan gibi yıkanıp, kefenlenip, namazı kılınarak mı defnedilecek, yoksa bu işlemlere tabi olmadan götürülüp kabre mi konulacak? Bir de anne karnında ölen bir bebek, en erken kaç aylıkken ölürse ona cenaze namazı kılınır veya hangi aya kadar ölümü gerçekleşirse o bebeğe karşı dini muamelelerin yerine getirilmesi gerekir? Enise Elmas Derya - İzmir
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Sağ doğup ölen çocuğun adı konulur, yıkanıp kefenlenir ve namazı kılınır.
Ölü doğan çocuğun da adı konulur, yıkanıp bir bezle sarılır, fakat cenaze namazı kılınmadan defnedilir.
Büyük Hanefî âlimlerimizden İmam Kasânî hazretleri, Bedâiu's-Sanâi' fî Tertîbi'ş-Şerâi' isimli muhallet eserinde, İmam Ebu Yusuf’tan (rahımehumallah) naklen şöyle der:
“Ölü olarak doğan çocuk yıkanır ve isim verilir, fakat cenaze namazı kılınmaz.” [Bkz. a.g.m. ve e., 1, 302]
Kendisinde ses, nefes, hareket gibi hayat belirtisi olan düşük çocukların yıkanması vâciptir. Azâları tam teşekkül etmiş, ölü doğan çocuk da yıkanır. Azâları tam teşekkül etmemiş düşükler ise, yıkanmaz. Bir beze sarılıp isimsiz olarak gömülürler. Cenaze namazı da kılınmaz.
Hanefî mezhebine göre; çocuk, doğumdan sonra bir ses çıkarıp da öldüyse, yani doğduğunda canlı olur ve hemen ölürse, adı verilir, yıkanır ve cenaze namazı kılınır. Ancak hiç hayat emaresi / yaşama işareti olmamışsa, yani ölü alarak doğmuşsa isim verilir, yıkanır ve bir beze sarılarak cenaze namazı kılınmadan gömülür.
Büyüklerin kabrinde olduğu gibi çocuğun da kabrinin belli olması için baş ve ayak uçlarına taş konularak belirlenmesi gerekir. Bunlhar için akika / nesike kurbanı kesmek icap etmez.
Şâfiîler’e göre ise, çocukta canlılık alameti görülmezse (anne karnında) dört ayı doldurmuş olması halinde yıkama, kefenleme ve defin işlemleri yapılır, cenaze namazı kılınmaz.
Hanbelîler’e göre dört ayı doldurmuş olarak doğan bir çocuk yıkanır ve cenaze namazı kılınır.
Mâlikîler ise hayat alâmeti göstermeyen çocuğun namazının kılınmayacağı görüşünü benimsemişlerdir. Kefenlenemeyecek ve cenaze namazı kılınamayacak durumda olanlar da bir kumaş parçasına sarılarak defnedilir.