Soru: hancikantas tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap
*******
Vas kardeşim;
Başkası adına belli bir ücret karşılığı tez ve ödev hazırlamak caiz olmaz. Hukuken de ahlâken de doğru bir davranış değildir, sahteciliğe girer. Çünkü bunlar, kişiyi ilzam eden / bağlayan, onun şahsına ait vazifeler ve sorumluluklardır, kendisinin yapması gerekir. Ama tez ve ödevin hazırlanmasında bir başkası, tabii ki bilgi ve tecrübesiyle ona yardımcı olabilir. Bu emeğinin, bilgi ve birikiminin karşılığında da, şayet ihtiyacı varsa aralarında konuşup anlaştıkları bir ücreti alabilir.
Makale ve tercümeye gelincee…
Makale te’liftir. Yani herhangi bir yazarın kendi görüşlerini yazması veya başkalarından iktibaslarda bulunup, kendinden de bir şeyler ilave etmek suretiyle bir eser meydana getirmesidir. Eserden kastettiğimiz, uzun veya kısa, geniş ya da dar hacimli bir metin veya ibaredir.
Tercüme ise, herhangi bir eseri bir lisandan başka bir lisana çevirmek, aktarmak mânâlarına gelmektedir. Tercüme edilen eserde, sadece lafız mütercime mânâ ise müellifine (asıl yazarına) aittir. Telif edilen eserdeyse, lafız ve mânâ müellife aittir; ancak biraz önce de belirttiğimiz gibi, müellif eserini meydana getirirken başka kimselerin eserlerinden iktibaslar etmek yoluyla yararlanmış da olabilir.
Şimdi sorunuza gelelim. Başkası adına makale yazılmaz. Çeviri de yapılmaz. Dürüst olmak lazım. Bunlar her yönüyle sorumluluk ister. Hazırlanan makalenin altında yazarının ve yapılan tercümenin / çevirinin altında çevirmenin adı ya da müessese ünvanı belirtilmelidir. Metnin altında ya da üstünde değilse bile, yapılan sözleşmelerde bu zikredilmelidir. Ki, intihal durumu da olmasın, te’lif hakkı ihlâl edilmesin. Bunu yapan kişi, kendi emeğini satıp değerlendiriyor demektir, haliyle ücret meselesi de söz konusu olur, aldığı para da helaldir.
İslâm hukukuna göre alışverişin rükünleri beştir:
1) Bâyi‘ (satıcı),
2) Müşteri (alıcı),
3) Müsmen (satılık mal),
4) Semen (satılan malın bedeli),
5) Sîga (îcâb ve kabul).
Bu beş rüknün veya bunlardan birkaçının ya da birinin eksik olması hâlinde yapılan bir alış-veriş, İslâm hukukuna göre sahih değildir. Bu rükünlerden her birinin de kendine hâs birtakım şartları vardır. Burada bu şartları tek-tek açıklamaya kalkışacak olursak söz çok uzar.
Bunun için sadece sorunuzu gayet yakından ilgilendiren üçüncü rüknün, yani müsmen dediğimiz satılık mal’ın üzerinde birazcık durmak istiyorum. Satılık mal demek, Hanefi fıkhına göre elle tutulan, gözle görülen yararlı bir meta’ demektir. Şayet bir şey elle tutulup gözle görülmüyorsa, faydalı da değilse fıkhen buna mal denilmez. ed-Dürru'l-Müntekâ, İbn Âbidîn ve diğer Hanefi fıkıh kitaplarının tamamı bunu böylece ifâde etmektedirler. Binaenaleyh gerek te’lif ve gerekse tercemede bu şartlar mevcut ise, alış-veriş sahih ve karşılığında alınan ücret de helâldir.