Selamün Aleyküm. Telefonda nikah tazeleme olur mu? Olursa nasıl olur?
Soru: Mehmet tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap
*******
Ve aleyküm selam.
Telefonda nikâh ve nikâh tazeleme vekâletle olur. Nikâh için telefonda vekâlet vermek caizdir. Ama mesela nikâhta şâhidin biri yoksa, birine telefonla söylense caiz olmaz. Şâhitlerin bir arada bulunması lâzımdır.
Vekâlette, evlenecek kadının, ‘Beni falanca adamla evlendirmesi için filanca adamı vekil tayin ediyorum /veya ettim’ demesi kâfidir.
***
A ç ı k l a m a
Nikâhta vekâletin caiz oluşunun delili
Ümmü Habîbe (r.anha, v. 20/640) Habeşistan'a hicret etmişti. Orada kocası vefat etmiş, kendisi desteksiz kalmıştı. Durumdan haberdâr olan Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), Habeş Necâşî'sine (kralına-hükümdarına, asıl ismi: Ashame'dir) bir mektup yazarak Ümmü Habîbe'nin kendisine nikâhlanmasını istedi. Burada Necâşî'nin evlendirmesinin vekil sıfatı ile olduğu açıktır. Ümmü Habîbe validemiz, Ebu Süfyan'ın (r.a.) kızı olup, Mekke'de müşriklerin işkencelerini artırması üzerine, Habeşistan'a göç eden hey’ete katılmıştı. [es-Serahsi, Mebsût, 5, 15, 16; el-Kasanî, el-Bedâyi‘, 2, 231; İbn Sa'd, Tabakat, 8, 97-98; Mecelle, mad. 1449-1450; Ayrıca bzk. Ebu Davud, Sünen, Nikâh, 28; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6, 427]
Kadının evleneceği erkeğe vekâlet vermesi
Kadın evleneceği erkeğe, nikâh akidlerini yapmak üzere vekâlet verir, erkek de iki şâhidin huzurunda, ‘falan kadınla evlendim, onu kendime eş kabul ettim’ derse, şâhitler o kadını tanıyorsa yapılan akid caizdir. Tanımıyorsa, caiz olmaz. Tanımanın ölçüsü ise şudur: Koca olacak adam, evleneceği kadının ismini, babasını ve dedesini tanıtır ölçüde anacak. [el-Muhît, Radıyüddîn es-Serahsî] Fukahanın çoğu, kadının dedesinin isminin anılmasını da şart koşmuşlar ki, en sahih olan da budur. Fetva da buna göre verilmiştir.
Ancak evlenecek hanım, Şâfiî mezhebinde ise, kendisi vekâlet veremez. Bu vekâleti kadının babası, yoksa erkek kardeşi, o da yoksa yakınlık sırasına göre erkek bir velisinin vermesi gerekir. Bu takdirde o erkek, ‘Velisi bulunduğum falanca kızımızı filanca kimseyle evlendirmesi için şu adamı vekil tayin ettim’ diyecektir. Her iki durumda da vekâleti alan kimse kısaca, ‘Ben de bana verdiğiniz vekâleti aldım kabul ettim’ diyecektir.
Vekâlet alma-verme işlemi sırasında kadının yanında değil, ama vekâleti alan kimsenin yanında iki şâhidin bulunması sünnettir.
Ayrıca vekâlet verildiği zaman mehrin tayin ve tesbit edilmesi de münasip olur. Bilindiği üzere, mehir nikâhın şartı değildir; fakat mutlaka olması gereken bir vecibedir. Daha sonra, özellikle bir ihtilafın vukuunda sıkıntı çekmemek için, nikâh esnasında mehrin belirlenmesinde fayda vardır.
İfade edildiği gibi, önce vekâlet verilecek, vekâlet alınacak; daha sonra vekil olan kimse ile damat veya onun vekili arasında nikâh akdi yapılacaktır. Nikâhta iki şâhidin bulunması şarttır.
Nikâhta-evlilikte vekâlet ve şumûlü / kapsamı
Akıllı-ergin erkek ve kadın bizzat evlenebileceği gibi vekil aracılığı ile de evlenebilir. Fakat Hanefîler dışındaki üç mezhep, kadının nikâhta taraf olmasını kabul etmedikleri için, onun vekil aracılığı ile nikâh akdi yapmasını da kabul etmemişlerdir. Bunu da özeillikle o mezheplerin mensuplarının bilmesi lazım.
Temyiz gücüne sahip Müslüman erkek veya kadın nikâhta vekil olabilir. Vekil, sözlü veya yazılı olarak bu vazifeyi üstlenebilir. Vekâleti verme sırasında, yukarıda da belirtildiği üzere şâhit bulunması şart değildir; ama sünnettir, şâhit bulunması güzel olur; ayrıca inkâr durumunda isbat için gerekli olabilir.
Vekilin, nikâhta belli bir erkek veya kadını temsil ederek irade beyanında bulunması asıldır. Ancak bir kimse diğerine evlenme hususunda ‘umumî vekil’ yetkisi de vermiş olabilir. Burada evlenilecek kişinin niteliklerini belirlemekle yetinilir. Lakin bu durumda vekil, özel izin bulunmadıkça temsil ettiği kimseyi kendisi, usûl veya fürûundan birisi ile evlendiremez. Çünkü bu durumda, vekilin temsil yetkisini kötüye kullanması mümkündür. Diğer yandan veli de, nikâh sırasında hazır bulunmayarak kendisini bir vekile temsil ettirebilir. [es-Serahsî, a.g.e., 5, 21, 22]
Nikâhta iki tarafın birlikte temsili
Evlilik sırasında tek kişinin asîl, velî veya vekîl sıfatı ile iki tarafı birlikte temsil ederek, şâhitlerin önünde nikâh akdini gerçekleştirmesi mümkün ve caizdir. Şu durumlarda temsil tek kişide toplanır:
a. Her iki tarafın velîsi olan kimse, iki tarafı birden temsil ederek nikâh akdedebilir. Mesela; bir dede, daha önce vefat eden iki oğlunun, oğul ve kızını veli sıfatı ile evlendirebilir.
b. Asîl ve velî sıfatının tek kişide toplanması… Velî durumunda olan amca oğlunun, amcasının kızını kendisine nikâhlaması gibi.
c. Bir kimse iki tarafın birlikte vekîli olabilir. Ukbe bin Amir’den (r.a., v. 58/677) rivayete göre, Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) bir adama; "Seni filanca kadınla evlendirmeme razı mısın?" diye sormuş, adamın "Evet" demesi üzerine, kadına da "Seni filanca erkekle evlendirmeme razı mısın?" diye sormuştur. Kadın da "Evet" deyince, onları birbiriyle evlendirmiştir. [Ebu Davud, Sünen, Nikâh, 31]
d. Asîl ve vekîl sıfatlarının tek kişide toplanması da mümkündür. Nitekim Abdurrahman bin Avf (r.a., v. 31/651), Ümmü Hakîm binti Karız’ı (r. anha); "Evlenmen konusunda bana yetki veriyor musun?" diye sordu. Kadın "Evet" deyince de; "Seni kendime nikâhladım." dedi. [Buharî, Sahih, Nikâh, 37]
Şâfiîlere göre, nikâhta bir kişinin iki tarafı temsil etmesi, ancak bu kişinin iki tarafın da velîsi olması durumunda mümkündür. [eş-Şirbînî, Muğnî'l-Muhtâc. Mısır, bty. 2, 147 vd.]