Selamun aleyküm. Bu soruyu daha önceden sormuştum,fakat pek anlayamadım,mazur görünüz lütfen... İkindi namazını düşünürekten yola çıkalım.Ben sünnetini kılıyordum ve rükuya giderken Allahu Ekber demeyi unutmuşum.Bu sebepten dolayı tekrar sünetten başladım kılmaya.Farzdan mı başlamam gerekiyodu?Yani bu gibi sebepler olduğu zaman baştan mı kılmam gerekiyor?Sehiv secdesi nedir,tam olarak anlatabilir misiniz bir de?
Soruf: Irem tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap
*******
Ve aleyküm selam.
Estağfirullah, olabilir. Belki de biz tam olarak anlatamamışızdır. Hepsi mümkün.
Evet, ikindi namazının sünnetini kılıyordunuz ve rukûa giderken ‘intikal tekbiri’ni almayı unuttunuz. Bunun üzerine sünnete yeniden başladınız. Halbuki gerekmezdi. Namazınız o haliyle tamam olurdu. Zira İftitah tekbirinin dışındaki bu tekbirlerin söylenmesi sünnettir. Unutulduğunda namaz bozulmaz, sehiv secdesi de icap etmez. Ama madem bozmuş ve yeni baştan kılmışsınız, o da olur, Allah kabul etsin. Bundan sonra unutmamaya çalışırsınız, unutursanız da namazı bozmazsınız.
Mensubu bulunduğumuz Hanefi mezhebine göre sehiv (yanılma) secdesi, bir namazın kusurlu kılınması hâlinde, bu kusuru düzeltmek maksadı ile namazın sonunda (son oturuşta Tahiyyâtı okuduktan sonra) yapılan secdedir. Kusur genellikle namaz içindeki bir farzın te'hiri (geciktirilmesi), vâciplerden birinin unutularak terki (yapılmaması) yahut te'hiri (sonraya bırakılması) ya da takdimi yani vaktinden önce yapılması durumunda ortaya çıkar. Namaz içinde bu yanlışlıklar hatırlanırsa namaz sonunda sehiv secdesi yapılır. Sehiv secdeleri vâciptir.
***
Sehiv secdesinin yapılışı nasıldır?
Son oturuşta Tehıyyât okunduktan sonra, imam olan kimse sadece sağ tarafına, yalnız kılan ise iki tarafına da selâm verir ve hemen ardından "Allahü Ekber" diyerek iki defa secdeye varır. İkinci secdeden sonra doğrulup oturur ve yeniden Tehıyyâtı, salâvat ve duaları okuyarak selâm verir. Böylece sehiv secdesi yerine getirilmiş olur. Namaz kılan kimse şayet selâm verdikten sonra yanıldığını hatırlarsa, yönünü kıbleden çevirmemiş ve henüz konuşmamış ise, sehiv secdesini yapabilir. Fakat yerinden kalkmış, yönünü Kıble’den çevirmiş veya konuşmuş ise, artık sehiv secdesi yapamaz. Namaz sahihtir, ancak sehiv secdesi yapılmadığı için sevabı noksandır. Vâciplerden biri, terkedilirse namaz geçerli olur. Ancak vacibi terketmekten dolayı günah işlemiş olur. Sehiv secdesi yapan imama iktida sahihtir / uymak geçerlidir.
***
Hanefi mezhebine göre sehiv secdesini gerektiren haller:
1. Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre okumadan rukû'a gitmek. Rukû'da iken hatırlarsa, doğrulup sûreyi okur, sonra tekrar rükû'a gider. Namazın sonunda da sehiv secdesi yapar.
2. Unutarak Fâtiha'yı iki kere okumak.
3. Vitir namazlarının tekbir ve kunut duasını unutmak. Rükû'da iken hatırlasa, doğrulup kunut okumaz. Sonunda sehiv secdesini yapmakla yetinir.
4. Dört rek'atlı namazlarda, iki rek'at kıldıktan sonra oturmayı unutarak üçüncü rek'ata kalkmak, yani, ilk oturuşu terketmek. Bu durumda bakılır: Eğer namazı kılan kişi tamamen kalkmış veya kalkmaya daha yakın bir durumda ise, oturmaz; namazı bitirip sonunda sehiv secdesi yapar. Eğer oturmaya daha yakın bir halde ise, oturur; sonunda da sehiv secdesi yapmaz. Tam kalktıktan sonra oturmak ise, namazı bozar.
5. Birinci oturuşta Tehıyyât'ı okuduktan sonra hemen kalkmayıp salâvatları ve duaları okumak yahut da bir rükün edâ edecek kadar gecikmek. Bu durumda eğer salâvattan okunan kısım bir cümle teşkil eder ise, (Rükün: ‘Allahümme salli alâ Muhammedin’ demek gibi veya üç kere ‘sübhanallah’ diyecek kadar zamandır) namazın sonunda sehiv secdesi yapılır. Fakat okunan kısım bir cümle teşkil etmemişse, sehiv secdesine gerek yoktur.
6. Dört rek'atlı farz namazlarda, son rek'atta oturmaksızın beşinci rek'ata kalkılacak olsa, beşinci rek'atın kıyam, kırâet ve rukû'u tamamlanıp secdeye gidilmedikçe, dönüp tekrar oturulur. Tehıyyâttan sonra selâm verilip sehiv secdesi yapılır. Çünkü bu durumda farz olan son oturuş te'hire uğramıştır (geciktirilmiştir). Fakat beşinci rek'at için secde yapılmış olursa, bu namaz nâfileye döner. Artık buna bir rek'at daha ilâve ederek, altı rek'atlık bir nâfile namazı kılınmış olur. Dolayısıyla sehiv secdesi de gerekmez. O farzı yeniden kılması gerekir.
7. Dört rek'atlı bir farz namazın son ka'desinde teşehhüd miktarı oturduktan sonra kalkan kimse, hemen oturup selâm verir. Tekrar Tehıyyat okumasına gerek yoktur. Hâtta oturmadan ayakta bile selâm verebilir. Zira farz olan oturuşu yapmıştır. Yalnız ayakta selâm vermekle sünneti terketmiş olur. Sonunda ayrıca sehiv secdesi de lâzımdır. Çünkü selâm te'hire uğramıştır.
8. İmama sonradan yetişen kimse, kendi kıldığı rek'atlar içinde hatâ yaparsa, o hatâsı için sehiv secdesi yapar.
9. İmamın, açıktan okuması vâcip olan yerlerde gizli; gizli okuması vâcip olan yerlerde de açık okuması... Meselâ, öğle namazında Fâtiha ve zamm-ı sûreyi sesli okuması, akşam namazında da içinden okuması gibi. Namazdaki tesbih ve tekbirlerin cehren okunması, sehiv secdesini icab ettirmez.
10. Namaz içinde Fâtiha okunduktan sonra, hangi âyet veya sûreyi okuyacağı bir müddet tefekkür edilse, sehiv secdesi icab eder. Çünkü vâcip te'hire uğramıştır. Bu süre bir ayet okuyacak kadar veya bir rukû veya secde yapacak kadar bekleme süresi esas alınır.
Bir rüknü veya bir vacibi yerine getirirken meydana gelecek bir dalgınlık ve bir düşünce ise, sehiv secdesi gerektirmez.
11. Ta'dîl-i erkânın terki, sehiv secdesini gerektirir.
12. Namazda sehiv secdesini icab eden birkaç hatâdan dolayı tek sehiv secdesi yeterlidir.
13. Herhangi bir namazın bir rüknünü tekrar etmek, sehiv secdelerini gerektirir. Bir rek’atta iki defa rukû veya üç defa secde yapılması gibi. Birinci ve ikinci rek’atlarda Fatiha'nın tekrarlanarak okunması veya arka arkaya okunması veya rukû, secde ve teşehhüdde Kur'an okunması da böyledir. Fakat üçüncü veya dördüncü rek’atlarda Fatiha'nın iki defa okunması veya bunlarda Fatiha ile beraber başka bir surenin de okunması yahut yalnız başka bir sürenin okunması sehiv secdelerini gerektirmez. Çünkü bu takdirde bir vacib terk edilmiş veya geciktirilmiş ve Kur'an da meşru olan yerin başkasında okunmuş olmaz. Ancak bu halde rek’atlar, önceki rekatlarden daha fazla uzatılmış ve cemaata da ağırlık verilmiş olursa, kerahetten korunmuş olmaz.
Sehiv secdesinde, iki secde ile Tehıyyât'ı okumak ve selâm vermek vâciptir. Tehıyyât'dan sonraki salâvat ve dualar ve secdedeki tekbirler ve tesbihler ise sünnettir.
Bir namaz içinde, o namazın rek'atları sayısında şüphe etmek, namaz kılan kimse vesveseli biri değilse, kılınan namazı iptâl eder. Yeniden kılmak gerekir. Nitekim vakit varken, namazı kılıp kılmadığında tereddüd eden de o namazı kılar. Namazı tamamladıktan sonra rek'at sayısında şüpheye itibar yoktur. Ancak noksan kıldığını kesin olarak anlarsa, namazı yeniden kılar.
Hatırlatma:
Bu ve benzeri temel dinî bilgiler için mutlaka kendinize bir ilmihal kitabı edinin ve bütün bunları oradan düzgün bir şekilde bellemeye çalışın. Anlamakta zorlandığınız ufak-tefek meselelerinizi de gene sorabilirsiniz, elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışırız.