Hocam gusülde başa mesh yazmışım yanlışlıkla.3 kere su dökün diyor ya başınızdan aşağıya.muhtasar ilmihal de her döküşte ovun yazıyor.duş başlığıyla her döküşte ovma durumu nasıl olacak onu anlamamıştım.bir kere saç diplerine suyu ulaştırsak yeter mi? buydu sorum da yanlış sormuşum kusura bakmayın.bu konuda da bir daha soru sormucam.son sorum hayırlı günler.

Soru: Mehmet Nedim tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Selamün aleyküm. Size de hayırlı günler olsun.

Değerli kardeşim;

Estağfirullah, bu nevi hallerde kusur filan önemli değildir. Yanlış anlamalar, meramımızı yanlış anlatma durumları her zaman olabilir, mümkündür. Yeter ki sonuçta sağlıklı bir noktaya gelinebilsin…

Bizim için mühim olan, sizin içinde bulunduğunuz vesvese illetinden kurtulmanızdır. Söz konusu psikolojik rahatsızlığınız olmasa, zaten bu basit şeyleri mesele etmeyeceğinizden, cevabını rahatlıkla bulacağınızdan eminim. Ama mademki ‘yanlış anlattığınızı’ düşünüp tekrar sormuşsunuz, tekrar izah etmeye çalışalım. İnşaallah bu defa problem çözülür, siz de rahatlarsınız.

Muhtasar İlmihal’de “Guslün sünnetleri / belli-başlı âdâbı” başlığı altında sıralanan maddeler arasındaki , “Evvela başına, sonra sağ, daha sonra sol omuzuna üçer defa su dökmek ve her defasında vücudu ovmak,” ifadesi, bildiğimiz klasik usûlle yani el veya tasla yıkanma usûlü ile ilgili bir tariftir. Duş başlığıyla yıkanmada da, bu miktarı / miktarları ölçü alarak en az o ölçüde / ölçekte dökünür ve ovalarsınız vücudunuzu, olur biter… Tamam mı?

Guslün farzının yerine gelmesi, yani vücudunuzda iğne ucu kadar kuru bir yerin kalmaması, cünüplükten kurtulmanız için kâfidir. Bu itibarla tabii ki saç diplerine suyu bir kere ulaştırmak yerelidir. Ama bunun üç kere yapılması da sünnettir, guslün âdabındandır. Mü’min için muvafık / münasip / uygun olan, ona yakışan ve yaraşan; guslün de abdestin de ibadetlerin de sadece farzlarıyla yetinmek değil, elbetteki sünnet ve âdabına da riayet etmektir.

Velhâsıl; başta taharetimiz, guslümüz ve abdestimiz olmak üzere, bütün ibadet ve tâatımızı âdâbına riayet ederek edâ ve îfa etmeye gayret etmeliyiz. Her şeyin değeri, usûl ve âdabına riayetle mütenasip olduğu gibi, kulluk vazifelerimizin ecir ve mükâfatı da ona göredir. Buna nazaran, yaptıklarımız içerisinde “az iyi” olanı var, “iyi” olanı var, “çok iyi” olanı var… Bizler samimi Müslümanlar olarak, sadece “vaziyeti kurtaran”la yetinmeyecek, en iyiye talip olmaya gayret edeceğiz.

Bilmem anlatabildim mi?

Âdap meselesinin ehemmiyeti bakımından ayrıca aşağıdaki linklere de bakmanız faydadan halî olmaz:

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/2774-ruku-ve-secdeyi-imamdan-once-yapmak.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1701-nikah5.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1091-namazda-kiraat-adabi-sure-ayet-sirasi.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1171-namaz-adab-ve-ehemmiyeti.html

Go to top