Selamun aleykum Halis Hocam. Orucla ilgili konulara bakarken yazilarinizda “Kaldı ki; orucu bozulan bir kimsenin dâhi, gündüz boyunca imsak etmesi (Yeyip-içmemesi) vaciptir.” seklinde bir cevabinizi gordum. Bana da bununla ilgili soru geldi. Cevap tam olarak bu ama kaynagi lazim. Sizde bu metnin kaynagi var midir? Cevabiniz icin tesekkur ederim.

Soru: Mahfuz tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Evet, kopyaladığınız ifade Orucu bozan haller / davranışlar başlıklı yazımızın son parağrafında zikredilmiştir. Bu husus genel olarak fıkıh kitaplarında yer alır. Mesela Ömer Nasuhi Bilmen merhumun Büyük İslam İlmihali’ne bakabilirdiniz. Orada Oruç tutmamayı mubah kılan özürler başlığı altında verilen maddelerden birinde şöyle denilmektedir:

“Oruç tutması gerekmeyen bir kimse, ramazan günleri içinde oruç tutmasını gerektiren bir hâl ile karşılaşırsa, günün geri kalanını imsak ile geçirmelidir (oruçlu gibi durmalı, yiyip içmemelidir). Meselâ: İmsak vaktinden sonra temizlenen hâiz veya lohûsa bir kadın, o günün akşamına kadar imsak etmelidir. 

Kezâlik: Bir yolcu oruçlu olarak sabahlayıp da ondan sonra beldesine dönse veya başka bir beldeye girip ikamet etse veya oruçlu olmadığı halde imsak vaktinden sonra ikametgâhına dönse, artık o günün akşamına kadar imsak etmelidir. İftar etmesi kerihtir / çirkindir.

Ve yine, imsak vaktinden sonra sağlığa kavuşan bir hasta, aklını kaybettikten sonra kendine gelen bir mecnûn, bülûğa eren çocuk, İslâm’ı kabul etmekle ihtida eden kimse ve herhangi bir sebeple orucu bozulan için gerekli olan; günün geri kalan kısmını oruçlu gibi geçirmektir. Dinî terbiye bunu âmirdir (bunu emreder). Hatta böyle davranmak, sahih olan görüşe göre vaciptir. Diğer bir görüşe göre müstahaptır.

Büluğa eren çocuk ile ihtida eden (İslâm’ı kabul eden) şahsa, o günün orucunu ayrıca kaza etmek gerekmez. Çünkü bunlar imsak vaktinde mükellef bulunmamışlardır. Diğerlerine ise, kaza etmek icap eder.” [Bkz. A.g.m. ve e. Bilmen Yay., İstanbul 1966, s. 303, md. 164 ]

Go to top