Selamun aleyküm. Bir soru sormuştum size. O soruyu açıklayayayım:

Namaz esnasında değil, namazda selam verdikten sonra yaptım bu işi. Sonra tekrar geri döndüm. Namaz esnasında yapmam zaten… Ben yine de tevbemi ederim tabii ki. Ama hal böyleyken tekrar namazı yinelemem gerekir miydi?

Bir de ben size genize su kaçarsa orucum bozulur mu dedim. Sabah ezanına kalkarken yine böyle oldu. Ama genizime su kaçıp yuttuğumu bilemiyorum her ikisinde de. Bilmeyerek oluyor. Bu da mı kaza gerektiriyor? Su yuttum mu, orasını bilemiyorum. Sadece su yutmamak için elimden geleni yaptığımın altını çizeyim. Lütfen her iki soruya açıklık getirin.

Soru: Irem tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Ve aleyküm selam.

1. Farz ve vâcip dışında kılınan namazlara, bildiğiniz gibi nâfile denir.Nâfileler de kendi arasında revâtib ve regâib namazlar diye ikiye ayrılır. Farzlardan önce ve sonra kılınan sünnetlere revâtib sünnetler denirkuşluk, evvâbîn ve teheccüd namazları gibi nâfile namazlar ise regâib sünnetler adını alır.

Farzlardan önce ve sonra kılnan sünnetler, farzların sünnetleri (revâtip sünnetler) farzların koruyucusu, tamamlayıcısı ve mükemmelleştiricisidir. Bu sebeple;

Farz ile sünnet arasında yemek-içmek, dünyevî bir şeyi konuşmak sünnet ile farz arasını ayrmak mânâsına gelmekle beraber, gerek ilk sünnet ve gerekse son sünnet olsun, sünnet ile farz veya farz ile sünnet arasındaki bu konuşmalar sünneti yok etmez, namazı bozmaz; fakat sevabını eksiltir. Maamafih sünnet ile farz arasında dünyevî bir iş yapmanın farza bağlı olarak kılınan sünneti yok edeceğini / hükümsüz bırakacağını ve yeniden  kılınmasının gerektiğini söyleyen âlimler de vardır. [Bkz. İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, 2, 19] O bakımdan namazın sünnetini kıldıktan sonra farzını kılmadan arada alış-veriş yapılması, bir şey yenip içilmesi durumunda sünnetin yeniden kılınması uygun olur. Çünkü sünnetler farza bağlıdır. Biraz önce de belirttiğimiz gibi, dünyevî bir işten dolayı ara vermek, ikisinin arasını ayırmak anlamına geliyor. Ama bir lokma yemek veya bir yudum su içmek gibi azıcık bir ara zarar vermez. Yani sünnetin faziletini / sevabını düşürmez. Ayrıca Fetâvây-ı Hindiyye’de anlatıldığına göre, sünnet ile farz arasında başka ibadetlerde bulunmak da caizdir. Mesela sünnet ile farz arasında, kaza namazı kılmanın, tesbihat yapmanın, dua etmenin, Kur'an-ı Kerim, Hadis-i şerif veya bir başka dinî eser okumanın bir sakıncası olmaz. Gerektiğinde yapılabilir, okunabilir.

Bu açıklamalara göre çıkan sonuç:

Öncelikle sünnet ile farz arasında dünyevî bir iş yapmamaya dikkat etmek / özen göstermek gerekir. âdaba uygun olan budur. Eğer zarurete / ihtiyaca binaen kısa bir şey yapmak icap ederse de yapılabilir. Bu da namazı bozmayacağı gibi, sünnetin sevabını da yok etmez.

2. Oruçlu iken abdest esnasında ağza-burna su verirken dikkatli olmak gerekir.
 Daha önce de hatırlattığımız üzere, kişi abdest alırken ağzına-burnuna su verdiği anda, elinde olmayarak boğazına su kaçarsa orucu bozulur. Bu işi bile bile (kasten) yapmadığı için de, keffaret lazım değildir, günü gününe kaza etmesi gerekir. Ancak sizin durumunuz biraz farklı; zannediyorum henüz vesvese illetinden kurtulamadınız. Bir an önce bunu üzerinizden atmaya çalışınız. Yoksa hemen her mevzuda / her alanda başınıza dert olmaya devam eder. İşte bu noktadaki hüküm de sizin net olarak karar vermenizle alakalıdır, ona bağlıdır. İçinizde şayet yuttuğunuza dair bir kanaat ağır basıyorsa, o günün orucunu kaza edeceksiniz. Ama şüpheniz olmakla beraber, kanaatiniz; 'hayır, bu durum şeytanın vesvesesinden ibaret, ben su yutmadım', şeklinde ağırlık gösteriyorsa, orucunuz bozulmamıştır, kaza etmeyi gerektirmez. 
Bu ölçüler dâhilinde kararınızı kendini vereceksiniz, bir başkası değil.

Tamam mı kardeşim?

En önemlisi de, içinizdeki o şeytanî vesveseleri / kuruntuları / yalanları / kandırmaları söküp atmak, şüphe ve tereddütlerden sıyrılıp kararlı ve sağlıklı hale gelebilmektir. Bunun da yolu-yöntemi belli. Daha önce kaç defa hatırlattık. Söz konusu yazılarda anlatılanları uygulayın yeter. Allah’ın izniyle vesveseden eser kalmaz. Buna emin olun. Ve ne olur, böylece en başka kendinize-ailenize, sonra da arkadaşlarınıza, yakın ve uzak çevrenize bir iyilikte bulunun. Bizi de gereksiz yere meşgul edip uğraştırmayın, vaktimizi çalmayın. Lütfen… Tabii sözüm sadece size değil, bu illetle mâlul bulunan bütün okurlara, herkese…

Sağlıcakla kalın, Allah’a emanet olun. 

Go to top