Hocam..kısaca anlatayım üst komşumuz bize sürekli kasıtlı gürültü yaparak eziyet veriyor..bazen öyle rahatsızlık veriyorlar ki beddua etmemek için kendimi zor tutuyorum..uyarmamıza rağmen daha da kötü davranıyorlar.Allah tan zerre miktarı korkan bir müslüman bunu yapamaz yapmamalı..!bunlardan kurtulmam için sürekli Tebbet süresi okumam tavsiye edildi.Bu tavsiye yolumuza uygun bir tavsiye midir..?birde hocam içimden hep ah ediyorum Allah a havale ediyorum sonra acaba çoçuklarına falan birşey olur mu diye de korkuyorum ah etmekte beddua sayılır mı..?cevabınız için şimdiden teşekkür ederim hocam.Allah razı olsun.iyi günler

Soru: Derya tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Selamün aleyküm.

Değerli kardeşim;

1. Söz konusu komşuya beddua etmek yerine hayır-dua edebilir, iyiliğini, insafa gelmesini, hidayet bulup düzelmesini isteyebilirsiniz Cenab-ı Mevlâ-yi zû’l-Celâl’den… Böylesi mutlaka daha güzel olur. Beddua ile elinize ne geçecek? Onun gördüğü maddi-manevi bir zarar, sana kâr olarak dönecek değil ki… Ayrıca işaret ettiğiniz gibi, yapacağınız beddualar sebebiyle onlara ya da çoluk-çocuklarına bir şey olursa gene siz üzüleceksiniz. Öyle değil mi?

Komşuluk hukuku hakikaten çok çok önemlidir. Lütfen, Komşu hukukuna riayet, onları ziyaret ve iyilik başlıklı makaleyi okuyup, ondan sonra bu durumu salim kafa ve sakin bir gönülle tekrar düşününüz. Umuyorum ki, bu noktada daha sağlıklı bir karara varırsınız.

2. Kötü komşudan kurtulmak için tabii ki maddî olduğu kadar manevî tedbirler de vardır mutlaka... Ama bu iş için Tebbet suresinin okunmasının tavsiye edildiğine dair bir bilgim yok. Kimlerden duyduysanız, onu onlara soracaksınız.

Ezcümle sizin belirttiğiniz gibi en basitinden, “Allah’a havale edersiniz”, Cenab-ı Hak da nasıl isterse öyle yapar, olur biter. Lakin en güzeli, anlatmaya çalıştığımız gibi, haklarında hayır-dua etmektir. Esasen Allah’a havale ediyorum’ sözü, ‘senin yaptığın bu kötülüğe karşı sabrediyorum, buna karşılık vermiyorum, yaptığının cezası ne ise, Allahü Teâla versin’ anlamında söylenirse -ki genelde o mânâda kullanılır-, mahzuru olmaz.

3. Daha da olmazsa -sabır çanağınız taştığında- söz konusu sıkıntınızı hukuki yollardan halletmeye bakarsınız. Gerçi ülkemiz şartlarında hukukun nasıl işlediği, sözde adaletin nasıl dağıtıldığı da hemen hepimizin malumu!

Hayırlısı olsun diyelim; biraz da sabrın karşılığının neden hesapsız, niçin bu kadar faziletli olduğunu düşünüp sabırla hareket etmeye gayret edelim.

Ayrıca unutmayalım; günümüz şartlarında, aprtman hayatında bu nevi şikâyetlerden âzade insan bulmak da hemen hemen imkânsız gibidir. Herkesin kendine göre bir derdi, sıkıntısı, ıztırabı, mutlaka biribinden şikâyeti / şikâyetleri vardır. O halde olabildiğince sabırlı ve musamahalı-toleranslı olmaya çaba gösterelim.

Go to top